OUZLAR (TÜRKMENLER) TARH – BOY TEKLÂTI VE BOYLAR Ouzlar kavmi ve siyasi bir teekkül için el (il) kelismesini kullanmakta idiler: Ouz eli, AkKoyunlu eli, Dulkadir eli. Onlarn dier Türk kavimlerinin söyledikleri ayn anlamdaki budun sözünü unuttuklar anlalyor. Bu kelimenin moolca karl olan ulus sözü de lhanllar’n tesiri ile, ancak Dou-Anadolu’daki Türkmenlerce, el kelismesi ile birlikte, kullanlmtr: Kara-Koyunlu ulusu, Boz-Ulus, Kara-Ulus. imdi biz el yerine umumiyetle arabçadan aldmz kavim (kavm) sözünü kullanmaktayz. Görüldüü gibi, Ouz-eli’nin banda yabgu unvanl hükümdarlar vard. XII. yüzyldan sonra bu kelime, bu anlamda, kullanlmayarak unutulup gitmitir. Türkmen ellerinin banda bulunan hükümdarlarn ise türkçe yalnz be ünvann tadklar görülür. El’in zamanla ülke anlamna gelmi olduu malûmdur. Yurd elin, boyun, obann ve ailenin sahibi olarak oturduu yerdir. Ouz eli’ni meydana getiren teekküllerden her birine boy denir ki, Kâgarl bu sözün ouzca olduunu bildirir. Orhun kitâbelerinde geçen “bod“ sözü, söylendii gibi, belki bu kelimenin en eski eklidir. Boy, Türkiye’de bu anlamda gerek resmi dilde, gerek halk arasnda son zamanlara kadar kullanlmtr. Türkiye’de boylarn banda bulunanlara da boy bei deniliyordu. Kavim gibi arabçadan alarak resmi dilde kullandmz kabile kelimesi türkçede hususiyetle boy manâsn ifade eder. Boylar irsen idare eden reisler de be ünvann tarlar. Ouz ve Türkmen soylularn bu beler meydana getirirler. Yabgular ve sultanlar da beler arasndan çkmtr. Boylar da obalara ayrlmaktadr. Kâgarl oba kelimesinin de ouzca olduunu söylüyor. Obalardan sonra her halde aileler geliyordu ki, Ouzlar’n bunu hangi kelime ile ifade ettikleri bilinemiyor. Böylece ailelerden (soy?) obalar, obalardan boylar ve boylardan da Ouz eli meydana gelmitir. Ouz elinde asl oymak birlii boy’dur. Oymak kitabmzda, boylar (kabile), obalar (cemâat) ve onlarn kollarn ifade etmek üzere, umumi bir mânâda kullanlmtr. Bunu evvelce airet kelimesi ile ifade ediyorduk. Airet imdi Güney-Anadolu’da hem teklik, hem de çokluk olarak, yörük anlamnda kullanlyor. Mesela “iki airet geldi demek yörüklerden iki kii geldi“ demektir. Ouz boylarnn Arab ve dier baz kavimlerde olduu gibi, münferiden bir hayat geçirdikleri veya tek baina siyasi bir harekette bulunduklar nadir olarak görülür. Onlar daima el halinde (yani üç-dört oymak bir arada) yaamay severler ki, bu husus siyasi baarlarnda mühim bir âmil olmutur. Görüldüü gibi, X. yüzyln balarndan itibaren Ouz eli’nden kümeler halinde ayrlmalar balamtr. Bu kümelerden ilki Hazar Denizi kysndaki yarm adaya giderek yurd tutmu ve buraya Manglak adn vermiti. kinci bir küme ise Selçuklular’n idaresinde Yakn-Dou ülkelerine geldi. Üçüncü bir küme de yine XI. yüzylda Kara-Deniz’in kuzeyinden Balkanlar’a indi. Dier taraftan Ouzlar’dan kalabalk bir nüfus da Seyhun’un orta yatandaki ehirlerde yerlemiti. Göçebe Ouzlar’n bu ehirli eldalarna, küçümseyerek, yatuk yani tenbel adn verdiklerini biliyoruz. Fakat bütün bunlara ramen Ouz eli eski yurdunun bir ksmnda el tekilatn muhafaza ederek yayordu. Boz-Ok ve Üç-Ok adlar ile iki kola ayrlan Sultan Sancar’in gâlibi Ouz kümesi önemli bir kol olmakla beraber son tekilatl küme veya ana kol deildir. Boz-Ok ve Üç-Ok ikili tekilatn en son tayan Ouz-Türkmen kümesi, Mool basks yüzünden XIII. yüzyln ikinci yarsnda Anadolu’dan Suriye’ye göçeden kalabalk topluluktur. Bu topluluun tarihinden de daha önce söz edilmiti.
Ouz boylarnn tarihlerine gelince, bunlarn tarihlerinin seyri de, tpk Ouz eli’ninki gibi olmutur. Yani herhangi bir siyasi harekete boylara mensup bütün obalarn katldklar görülmez. Mesala XII. yüzylda ran’n Fars eyaletinde siyasi iktidar ellerine geçiren Salgurlar bu boyun ancak bir obas veya kolu idi. Ak-koyunlu ailesinin buyruunda da Bayndr boyunun bir obas (Ak-Koyunlu) bulunyordu. Hatta Selçuklu fethine, bu ailenin mensup bulunduu Knk boyunun bütün obalar katlmamtr. Anadolu’da Ouz boylarna ait yer adlarnn ve teekküllerin muhtelif yerlerde görünmesi ayn sebeble ilgilidir. Yani Ouz boylarndan pek çounun obalar ve kollar bu ülkeye farkl zamanlarda gelmiler ve bu gelenlerden de siyasi ve iktisadi sebebler ile yeni ayrlmalar olmutur. leride Ouz boylar ayr ayr incelendii zaman bu husus daha iyi anlalacaktr. Dikkate deer bir husustur ki, XIV. yüzylda Osmanl ailesinin yurdu olan Sultan-Önü sancandaki Karaca-ehir kazasna bal bir köy, Tokuz-Ouz tamakta idi. Bu köyün ne gibi bir sebeble bu ad ald bilinemiyor. Seyhun Ouzlar XI. yüzylda 24 boydan müteekkil bulunuyorlard. Bize bunu bildiren Kâgarl Mahmud, ayn zamanda bu boylardan 22 sine ait bir liste de vermitir. Selçuklu fethinden bahseden bir Ermeni müverrihi Urfal Vahram da fâtih kavmin 24 boydan meydana geldiini kaydetmitir. Ouz boylarna ait tam liste XIV. yüzyl’n balarnda Reiddedin tarafndan verilmitir. Bu listelerin ehemmiyeti uradadr ki, bunlar olmasa idi Ouz boylarna ait tam bir liste yapmak bizler için pek mükil ve hattâ belki de imkânsz olacakt. Kâgarl’nn listesinden yalnz Memlük devri müverrihlerinden Ayni faydalanmtr. Dier eserlerde görülen listeler (Hamdullah-i Müstevfi, Tarihül-Muhtar, Yazc-Olu, Neri, Ebû’l-Gazi) dorudan doruya veya vastal olarak Reid ed-din’inkinden gelmektedir. Kâgarl Mahmud Halac adn tayarak baz hususlarda dierlerinden ayrldklar için Ouzlar’dan saylmadn söyledii iki boyu listesine almad gibi, bunlarn adlarn da vermemitir. Dier taraftan Kâgarl’nn, “says az ve damgalar belli deil“ dedii Çaruklu boyunun adna da Reid ed-din’in listesinde rastgelinemiyor. Orada Kâgarl’da bulunmayan u adlar vardr: Yaparl, Kzk, Karkn. Bunlardan Kzk ve Karkn’dan birini Kâgarl’nn listesine almad iki boydan biri olarak kabul etmek zaruridir. Dierinin de yine bunlardan biri olduuna ihtimal vermek mantkidir. Çünkü, her iki boy yani Kzk ve Karkn ayn dalda, Yldz-Han’n oullar arasnda gösterilmitir. Halbuki Yaparl boyu baka bir dalda, AyHan’n oullar arasnda bulunmaktadr. Yaparl, yine orada adnn ne manaya geldii yazlmayan biricik boyudur. Dier taraftan hiç bir yerde Yaparlu’ya ait tarihi bir kayda, bir yer adna veya bir teekküle rastgelinebilmitir. Ksaca Reided-din’deki Yaparlu’nn Kâgarl’daki Çaruklu’un yerini tuttuunu ve yine ayn müellifin listesine almad iki boyun da Kzk ve Karkn olduunu tahmin ediyoruz. Reided-din’in listesinin bu iki boy bakmndan da, vâkalara uygun olduu görülüyor. Çünkü, her iki boya ait yer adlarna ve teekküllere Türkiye’de rastgelinmitir. Kâgarl’nn listesinin boylarn o zamandaki siyasi öhretlerine göre sraland anlalyor. Meselâ Selçuklu hânedannn mensub olduu Knk boyu orada en bata yer almtr. Halbuki bu boy Reided-din’in listesinin, Ouz boylar'nn eski siyasi ve içtimai mevkilerine göre tanzim edildii görülüyor. Burada 24 boy her biri eit sayda olmak üzere Ouz Han’n alt olundan türetilmitir. Dier taraftan Kâgarl’nnkinde olduu gibi, burada da boylardan her birinin kendine mahsus damgas olduu halde, her dört boyun ortak bir ongunu vardr. Reided-din’de 24 boy iki kola ayrlmtr. Bunlardan biri Boz-Ok, öbürü de Üç-Ok adlarn tayor. Ne bu ikili tasnif bir vâka olduunu biliyoruz. Sancar’ yenen Ouzlar, bu adlar ile iki kola ayrldklar gibi, XIV. yüzylda Kuzey-Suriye’deki Türkmenler de yine bu adlar ile iki kola ayrlmlard. Bu Türkmenler’den Boz-Ok koluna mensup olanlar Yozgat bölgesinde yurd tuttuklarndan bu bölge Cumhuriyet devrine kadar bu adla anlmtr. Ayrca XIV.-
yüzylda Konya’nn kuzeyinde, stanbul-Haleb ana yolu üzerinde de Boz-Ok adl büyük bir köy vard. Bugün de Urfa’nn Birecik kazasnda Boz-Ok adl bir köy bulunmaktadr. Reided-din’de Boz-Ok kelimesi parçalamak eklinde manâlandrlmtr ki, kelimenin bozfiilinden getirildii görülüyor. Üç-Ok da üç adet ok eklinde izah edilmitir. Fakat bu izah ekillerini kabul etmee imkân yoktur. Ok’un, On-Ok’ta olduu gibi, eski zamanlarda boy anlamna geldiini biliyoruz. Bu isimlerdeki ok kelimesinin de boy manâsnda olduu muhakkaktr. Buna göre Üç-Ok üç boy demektir. Boz-Ok’a gelince, buradaki boz kelimesinin de, bir rakamn yerini ald akla geliyor. Yine Reided-din’deki sözlere göre, Ouz-elinde hâkim kolu Boz-Oklar tekil etmitir. Bu sebeble Boz-Oklar’n alâmeti yay ve tâbi kol olduklar için de Üç Oklar’inki ok’tur. Turul Be 1038 ylnda Niabur’a girerken kolunda gerilmi bir yay ve belinde de üç-ok bulunuyordu. Bunlar her halde, kendisini Boz-Ok ve Üç-Ok’un, yani bütün Ouz-elinin hükümdar saydnn bir ifadesidir. Yüreir boyunun damgasnn da bir yay ve üç ok -eklinde olduu görülüyor. Daha önce de söylendii gibi, bir yay ve üç ok, pek muhtemel olarak. Ouz yabgularnn hükümdarlk alâmeti idi. Eski Türk ellerinde ve ordularnda ikili düzenin deimez bir kaide olduu bilinir. Ouz elinde ve ordusunda da, görüldüü gibi, bu kaide hâkimdi. Böylece el ve ordu ikiye bölünmekte, bunlara kol denilmektedir. Kollar da birbirinden sa ve sol sfatlar ile ayrlyor. Osmanl mparatorluunda da sa kol, sol kol adlar verilen bu ikili düzen hem askeri, hem de mülki tekilâtta esasl bir kaide olarak uygulanmt. Türkler’de sa kol, Moollar’n aksine olarak, daha erefli saylyordu. Boz-Oklar da hâkim kolu tekil etmeleri itibari ile onlar sa kol saylmlardr. Bu gelenek, bu kollar var oldukça devam edip gelmidir. Boz-Oklar’n hâkim kolu saylmas, slâmiyetten önce siyasi üstünlüün uzun bir zaman bu kolun elinde kalmas, yabgularn daha çok bu kolun boylarn mensup olmalarndan ileri geliyor. Denildiine göre, Ouz yabgular balca u boylardan çkmtr: Kay, Yazr, Avar, Be-Dili ve Eymür. Bunlardan yanlz Eymür boyu Üç-Oklar’dan idi. Dede-Korkut destanlarnda ise siyasi üstünlüün Üç-Oklar’da olduu görülür. slâm ülkelerinde Üç-Oklar büyük bir varlk göstermilerdir: Selçuklu hânedan (Knk), Salgurlular (Salur), Berçem oullar (Yva), Ak-Koyunlular (Bayndr), Ramazan-oullar (Yüregir) ve Kad Burhaneddin (Salur) bu koldan idiler. imdiki bilgilerimize göre, Boz-Oklar’dan da Artuk-oullar’nn (Döer), umla-oullar’nn (Avar) ve Nâdir ah-n Avar boylarndan çkm olduu görülüyor. Kâgarl ve Reided-din’in bulunan listelerdeki Ouz boylar’nn adlar, zamanlarndaki söyleni ekillerine göre yazlmtr. Fahred-din Mubârek ah’n listesindeki Ouz boylarnn yazl ekli Kâgarl’nnkinin ayndr. Kâgarl ve Reided-din’in listelerinde boylarn damgalar da gösterilmitir. Bu keyfiyet damgalara verilen ehemmiyeti ifade eder. Kâgarl bu damgalarn davarlara, ylklara vurulduunu söyler. Reided-din’de bunlar damga kelimesi ile ifade edilmitir. Ouzlar’n damgalar için hangi kelimeyi söyledikleri bilinemiyorsa da, bunun Anadolu’da kullanlan im (en) sözü olduundan üphe edilemez. Baz Türk hânedanlarnn, boylarnn damgalarn aile alâmeti olarak kullandklarn biliyoruz. Salurlular’n paralarnda Salur damgas görüldüü gibi, Ak-Koyunlu paralarnda Bayndr ve Osmanl hükümdar II. Murad’n baz sikkelerinde de Kay damgas bulunmaktadr. Ak-Koyunlular, damgalarn yalnz paralarna deil, yaptrdklar eserlere, resmi vesikalara, bayraklarna da koydurmulardr. Her nekadar II. Murat’n haleflerinin paralarnda Kaya damgas görülmüyorsa da hükümdarlara ait ahsi eyada, toplar da dahil olmak üzere, silâhlarda bu damgaya sk sk rastgelinmektedir. Ouz boylar damgalarnn Anadolu’da hayvanlara vurulduktan baka hal, kilim motifi olarak kullanldn, a boyas ile evlerin duvarlarna resmedildiini, kap kacaa ve nazar dememesi,
uur getirmesi için baz giyim eyasna konulduunu ve hattâ mezar talarna bile çizildiini biliyoruz. Bunlara ilâve olarak bu damgalardan bazlarnn da âbideler, yaplar ve kayalar üzerinde görülmü olduunu söyliyelim. Reided-din’in listesinde damgalardan baka ongunlar da görülmektedir. Bunlarn hepsi eti yenmiyen avc kulardr. Reided-din, ongun (onkun) ittihaz edilen hayvan veya kuun kutlu sayldn, incitilmediini, etinin yenilmediini bildiriyor ve ongun (onkun) kelimesinin türkçede kutluluk demek olan oynuk’tan geldiini söylüyor. Abdülkadir nan’a göre ongun moolca bir kelime olup türkçesi töz’dür. Her iki kelime de bugün Türkiye’de bilinmiyor. Görmü olduumuz gibi, Ouzlar’n tarihinde bir totem devri söz konusu deildir. Dier taraftan Ouzlar’n ongun kular olduu hakknda baka eserlerde hiç bir bilgi yoktur. Bu sebeble Ouz boylarnn onunlar olduuna dair bu hususta verilen bilgilerin douruluundan üphe etmek yerindedir. Ongun olarak zikredilen avc kular balca, âhin, kartal, tavancl, sunkur, uç ve çakr’dr. Bunlardan âhin farsça bir kelimedir. Kartala gelince, bu da karaku yerinde kullanlan yeni bir kelimedir. Kara ku Anadolu’da kullanlr. Tavancl kartala benzeyen, fakat ondan daha küçük, kara renkli bir kutur. Sunkur ise turuldan küçük, fakat doandan daha büyük bir ku olarak tarif edilmektedir. Uç’a gelince, bu hususta bir bilgiye rasgelemedim. Yalnz Timur’un kumandanlarndan Uç-Kara Bahadr’n adndaki uc kelimesi her halde bizim kuu ifade etmektedir. Bu kumandann adna bakarak tahmin etmek mümkün olabilir ki, uc yahut uç-kara, çal-kara, bay-kara ile birlikte ayn kuu ifade edebilir. Ve bu ku da kartal olabilir. Çakr da doan soyundan bir ku olup âhinden ayrdr. Yine Reided-din’in listesinden anlalyor ki eski zamanlarda boylarn toylarda yiyecekleri koyun etinin ksmlar da bir kaldeye balanmtr. Reid ud-din’de bu ksmlara endâm-i got (et parças), Yazc-Olu’nda sünük (kemik) deniliyor. Dikkate deer ki, ongunlar gibi her dört boyun da ortak bir sünükü vardr. Böylece, Kay, Bayat, Alkara-Evli, Kara-Evli boylarnn sünükü yani koyundan yiyecekleri ksm sa kar yarn, yani sa kürek kemii ksmdr. Yazr, Döer, Dodurga ve Yaprl boylarndaki sa alu, yani an bulunduu et parças (bud), Avar, Kzk, Be-Dili ve Karknlar’n sünükü sa umaca, yani kalça (sar) kemii ksm, Bayndr, Peçenek, Çavundur ve Çepniler’in sünükü sol kar yarn, Salur, Eymür, Ala-Yuntlu, Yüreirler’inki ucayla (sol umaca ?), dir, Bügdüz, Yva ve Knk boylarnn sünükleri (sol ?) aludur. Bir boyun toplantlarda ve toylarda (umumi ziyafetleri) oturaca mevki (orun) ve yiyecei et ksm (ülü) yalnz Ouz elinde deil, dier Türk kavimlerinde de kaidelere balanmtr. Bu geleneklerin ehemmiyeti uradadr ki bunlar bir boyun kendi eli içindeki siyasi ve içtimai hukukunu tayin eden balca müesseselerdir. Reided-din’in listesinde boylar Ouz Han’n 24 torunundan türetilmitir. Kâgarl da, 24 Ouz boyunun, adlarn dip dedelerinden aldn söyler ve bu 24 dip dedeye Zulkarneyn’in Türkistan seferi esnasnda nasl Türkmen adnn verildiine dâir bir de hikâye anlatr. Ona göre bu boylar çok eski zamanlarda meydana gelmilerdir. Ayn müellif bu boylarn oba ve oba kollar olduunu da yazyor. Fakat Ouzlar’dan hiç bir boyun obas kesin olarak bilinmiyor. Ancak Kara-Koyunlu (Yva?) ve Ak-Koyunlu (Bayndr) teekküllerinin bu obalardan olmas muhtemeldir. Ayrca Yemen’deki Resul-Oullar’nn mensup olduu Biçek? Ve 1230’larda ehrizor-Erbil arasnda faaliyette bulunan Sevinç’in (Ko Yalu (çift yaylu) adl oymaklarn da bu obalardan olduklar düünülebilir. XV. ve XVI. yüzyllarda Anadolu’da yaayan Aça-Koyunlu, Kara-Keçili ve sair gibi oymaklar ile ayn yüzyllarda Harizm Türkmenleri arasnda görülen Teke, Er-Sar gibi teekküler için de ayn tahminde bulunmak mümkündür.
Osmanl devleti tekilâtnda sa kol, sol kol olmak üzere ikili düzen esasl bir kaide olarak yer aldktan baka, 24 lü düzene ait de baz misaller vardr. Meselâ Rum-eli eyâleti 24 sancaa ayrld gibi. Diyarbekir eyâleti de sekizi yurtluk, bei ocaklk olmak üzere 24 sancak idi. Otluk-Beli savanda (1473) Anadolu belerbeisi Dâvud Paa’nn kumandasnda 24 sancak bei vard. Dede-Korkut destanlarndaki 24 sancak bei sözü bunlardan çkm olacaktr. Evliyâ Çelebi’ye göre, Kütahya sanca 24 kadlk idi. Rum-elindeki devlet hizmetinde bulunan yörükler 24 kiiden müteekkil takmlara ayrlmt. 24 kiiden biri ekinci, üçü çatal ve yirmisi de yamak saylmt. 1100 (1688-1689) tarihinde Konya mütesellimi bulunan Yeen Osman Paa’nn days Kara-Hasan Be’in maiyyetinde 24 bayrak sekban ve sarca bölüü vard. Her bayrak bir bölüü temsil etmekte ve her bölüün banda bir bölük-ba bulunmakta idi. Kara-Hasan’n azli üzerine bu 24 bayrak sekbar ve sarucann bana Yeen Osman Paa’nn kendi yeeni, Ahmed Be geçmiti. Osmanl mâli tekilâtnda da 24 says ile ilgili olarak baz misaller zikretmek mümkündür. Yörükler’den birinin koyunu 24’ten az olur veya hiç kalmaz ise onlar kara yani yoksul saylr ve kendilerinden buna göre bir vergi alnrd. Bundan baka Yeniçeri oca zâbitlerinden yaya-balarn gündeliklerinin 24 akçe olduunu biliyoruz. Oymaklar arasndaki baz topluluklarn, Ouz boylar gibi, 24 bölük halinde tekilâtlandklar görülmektedir. Meselâ Merv bölgesinde yaayan Teke adl mehur Türkmen oyma, seyyahlarn sözlerine göre, 24 obaya ayrlmakta idi. Safevi devrinde Kara-Ba’da yaayan ve 24 obadan meydana gelen bir topluluk da, tekilâtna uygun olarak, “irmi Dört“ adn tayordu. eref Han bu topluluun Kürd asll olduunu söylüyor. Yine ona göre mensup bulunduu Bitlis dalarndaki Ruzegi adl boy 24 obadan müteekkil olup, bunlardan 12 oba Bilbasi ve 12 oba da Kovaisi adn tayordu ki, her ikisinde de Ouz boy tekilâtnn âmil olduu açkça görülüyor. 24 rakamnn ok yapmnda da bir deeri olduu görülüyor. Osmanl oklar 4 dirhemden 24 dirheme kadar olup, yayn büyüklüü göz önüne alnarak yaplrd. Bundan baka ok her dört derecesi boaz, yedi derecesi göbek, alt derecesi alvar, yedi derecesi ayak olmak üzere 24 derece itibar edilmitir. Müverrih Hammer 24 lü Ouz boy tekilâtnn Msr memlükleri’nde 24 be olarak devam ettiini söylüyorsa da böyle bir keyfiyet ancak XVI. yüzyl balarnda görülmektedir. Filhakika Kansav ul-Gavri devrinde mukaddem belerinin says 24 idi. Fakat daha önceki sultanlar zamannda da mukaddem belerinin ayn sayda olmas üphelidir. ikâri’nin Karaman-oullar tarihi’nde 24 vezir, 24 bin er sözü sk sk geçtii gibi, Evliyâ Çelebi’de de bu mahiyette ifadeler görülür. II. Murad da 1444 ylndaki Varna zaferi münasebeti ile tutsak alnan Hristiyan beylerinden seçtii 24 kiiyi Memlükler’e göndermiti. Bütün bu zikredilen misallerin bazlar bir tesadüf ile izah edilebilir ise de, bir çoklarnn 24 Ouz boyundan gelen gelenek ve hâtra ile ilgili olduu üphesizdir. Ouz boylarna ait bu hususlar belirttikten sonra, bilhassa Türk oymaklar hakknda aratrma yapcaklara kolaylk olmak üzere, Kâgarl’da ve Reided-din’de geçen Ouz boylar aada ayr listeler halinde verilmitir. Bilindii gibi, Yazc-Olu Ali’nin ve Ebû’l-Gâzi’nin listeleri esas itibar Reided-din’den gelmektedir. Ancak Yazcolu Reided-din’in mükemmel bir nüshasn gördüünden ve ayn zamanda bu konuya vâkf ve merakl bir Türk olduu için listesi kaynana en yakn olandr. Bu bakmdan onun listesi de aynen yaynlanmtr. Kaynak: Prof. Dr. Faruk Sümer, OUZLAR (TÜRKMENLER) – TARHLER – BOY TEKLATI – DESTANLARI, Türk Dünyas Aratrmalar Vakf, Istanbul, 1999.
Resimde Oğuz Türklerin Atası OĞUZ HAN ZULKARNEYN görülmekte (Ortada Aksakallı) Sağ Tarafındaki Oğulları (Sağ Kolu BOZOKLAR: GÜN HAN, AY HAN, YILDIZ HAN) Sol Tarafındaki Oğulları (Sol Kolu ÜÇOKLAR: GÖK HAN, DAĞ HAN, DENİZ HAN) Oğuz Kağan, seferlerine devam edip dünya hâkimiyetini sağladıktan sonra yurduna döner. Bu zamanda Oğuz Kağan’ın yanında boz saçlı, tecrübeli bir ihtiyardan bahsedilir. Onun için “ukğuluğ, tüsün bir er erdi, tüşimel erdi” yani, “çok okuyan, değerli bir er idi, bakan (veya belki de rüya yorumcusu) idi” denmiştir. Bu tecrübeli ihtiyar bir rüya görür ve Oğuz’a yorumlayarak anlatır. Sonra da Kağan’a “Tanrı bütün dünyayı senin uruğuna bağışlasın” diyerek dua eder. Adı Uluğ Türk olarak verilen bu ihtiyar rehber motifi de İslam’daki Hızır motifine uymaktadır. Adı Kur’an’da geçen Zülkarneyn’in Hızır‘dan ders aldığı söylenmiştir . Yani OğuzUluğ Türk ilişkisi, Zülkarneyn-Hızır ilişkisini çağrıştırmaktadır. Bütün bunlardan sonra denilebilir ki; Oğuz Kağan Destanı, Türklere henüz İslam’ın ulaşamadığı bir zaman ve mekânda, İslam’ı tanıyamamış bir yazar tarafından yazılmıştır. Bu açıdan Türklerin İslam öncesi bir inancını yansıtır. Öte yandan başka bir inancın etkisi (Şamanlık ve Totemcilik de dahil olmak üzere) ise hiç görülmez. Bunlara ilaveten, şaşılacak derecede İslamî düşünceye ters düşmez, hatta bazen örtüşür. Buradan; Türklerin eski dininin ekseriyetle Tengricilik olduğu sonucuna varılabilir. Tengricilik ise öyle bir dindir ki başta tek bir yaratıcıya iman etmek ve ona yalvarmak gibi şartları ile Arap yarımadasında İslam öncesinde az bir insan tarafından inanılmakta olduğu söylenen Hanif dinini hatırlatır. Bu ise Türklerin İslam’ı topluca kabul etmelerini hızlandıran en önemli etken olmalıdır. Kaynak: Mehmet Fatih Devlez (2009) ERGENEKON DESTANI – Uygur Yazması Oğuz Kağan Destanındaki İnanç Motifleri, Türk Yurdu, Cilt 29, Sayı 265. http://www.turkyurdu.com.tr/modules.php?name=Dergi&file=article&sid=1690
Not: Oğuz Kağan yalnız Hazreti Zülkarneyn Aleyhisselâm değildir. Tevrat'da ve eski incilde ismi Melkizedek yani Melik Kral olarak geçer ve Hazreti İbrahim Aleyhisselâm’a el veren zat olarak tanıtılır. Hazreti İsa Aleyhisselâm ve 12 havarisi Melkizedek sistemini kullanırlar. Bu aynı 12 + 1 sistemi Ricâlullah'da da görebiliyoruz. Bu ne anlama geliyor ve Kanturaoğulları kimlerdir? Ricâlullah olarak bilinen 313 büyük erenlerin sayısı 24 Oğuz boyuna dayanmaktadır: 313 = 1 + 24 * 13 = 1 + 24 * (12 + 1). Bu yüce erenler divanında yüzler, kırklar, yediler, üçler olarak bilinen Aksakalların lider kadrosu peki nasıl zuhur ediyor olabilir? Bunun cevabını Osmanlı’nın askeri teşkilat yapısında bulabiliriz, çünkü Allah dostu olmayan paşa olamazdı Osmanlı’nın ilk dönemlerinde. Osmanlı'da örneğin Rum-elindeki devlet hizmetinde bulunan yörükler 24 kişiden müteşekkil takımlara ayrılırdılar. 24 kişiden biri eşkinci, üçü çatal ve yirmisi de yamak sayılırdı. Osmanlı 24 = 1 + 3 + 20 sistemini 313 = 1 + 312 yapısına oturtursak bu sonuca varıyoruz: 313 = 1 + (13 + 39 + 260) = 1 + (2 + 7 + 4 + 39 + 260). 39 ile 40, 2 ile 3, 7 ile 8 eden "Oğuz Kağan". Bu sistemde tekrar 24 Oğuz boylarını görmekteyiz. Denildiğine göre, Oğuz yabguları yani kağanları başlıca şu boylardan çıkmıştır: Kayı, Yazır, Avşar, Beğ-Dili ve Eymür. Bunlardan yanlız Eymür boyu Üç-Oklar’dan idi. 13 + 39 + 260 yani 1 * 13 (Kayı), 3 * 13 (Yazır, Avşar, Beğ-Dili) ve 20 * 13 (bunlardan birisi Eymür, yani (1 + 19) * 13). Bu sisteme göre "O tek bir" olan "Zülkarneyn" makamına öncelikle Kayı Boyundan bir Aksakal yükselebiliyor. İlim kendini bilmek ise, Türkmen Oğuzları kendilerini bilmelidirler. İsmail Hakkı Bursevi Hazretleri bir çok Evliya makamlarını tarif etmektedir. Üçler kutup ve iki yanındaki vezirlerinden oluşur. Bu kutlu makamda olan zat kâinatın kutbudur ve kâinat onun üzerine döner. O makam’a haksız yere göz dikenler ise İblis’in sünnetini yaşarlar. Yüce Allah şaşırtmasın ve Kıpçak-Oğuz mücadelesine son verecek yeni “Oğuz Kağan“ı göndersin. Peki bu Oğuz sisteminin İslam ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.s.) ile ne ilgisi var diyenlere: Bu sistemde Tanrı’nın iki büyük ismine işaret edilmektedir: 313 = 266 + 40 + 7 = 266 + 47. 2 * 13 = 26 (Ya HuVa H) ve 6 * 11 = 66 (ALLaH) ile İhlâs Sûresi'ndeki KuL HuVALLaHu gösterilmektedir (66 = 1 + 2 + 3 + 4 + … + 11). Muhammâd ismi ise ebjed’de 92’dir (26+66). “(Yâ Muhammed, kulum) de ki: O Allah Birdir.“ İhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak, esaslarını sırf Allah rızası için uygulamak anlamındadır. Bu sisteme göre 313 = 266 + 40 + 7 = 19 * 2 * 7 + 40 + 7 = 24 * 11 + 40 + 5 + 4 = 4 * (6 * 11) + (2 * 13) + 19 + 4. Bu 4ler Türkmen cadırının direkleri gibidirler. Peygamber Efendimizin (s.a.v.s.) annesinin soyu Eyüb Ensari Hazretlerinden Tuba Kralığına dayanır. Yemendeki Tuba Kralının soyuda Kanturaoğullarına ve böylece Oğuz Kağan'a dayanmaktadır. Tevrat ve incil'e göre Hazreti İbrahim Aleyhisselâm'ın üç hanımı vardır. Bu konuyu Kuran-ı Kerim yalanlamaz. Birinci hanımı Zahra anamız, ikinci hanımı Hacer anamız, üçüncü hanımı ise Kantura (Kethura) anamız. Turan Kağan'nın kızı olarak da yorumlanan Kantura'nın Tevrat'a göre 6 oğlu olur. Hazreti İbrahim Aleyhisselâm kendiside Türk soyundan mı, değil mi tartışmalıdır. Babasının adı Kuran-ı Kerim'de Azer olarak zikredilir. Böylece Peygamber Efendimiz (s.a.v.s.) baba tarafından Haceroğlu, anne tarafından Aşena-Kanturaoğludur!!! Yeni Osmanlılar, 29 Mayıs 2011
http://www.YeniOsmanlilar.com/kanturaogullari.pdf