antika ve sanat eserleri müzayedesi - Description

15 Kas 2015 ... yılında, Baron Coëtlesquet tarafından satın alınan fabrika, 20.yüzyılın sonlarına kadar aynı ailenin yönetiminde kaldı. 1995 yılından ...

2 downloads 370 Views 18MB Size
ANTİKA VE SANAT ESERLERİ MÜZAYEDESİ 15 Kasım 2015

Müzayede ve Sergi Salonu

ANKARA ANTİKACILIK

MÜZAYEDE 15 Kasım 2015 Pazar, Saat 14.00‘ de

müzayede ve sergi salonunda

gerçekleştireceğimiz “ANTİKA VE SANAT ESERLERİ” müzayedesini onurlandırmanızı dileriz.

ÖZEL TANITIM GÜNLERİ Eserler 2 Kasım - 15 Kasım 2015 tarihleri (Pazar hariç) ve saat 10.00 - 18.30 arası Doğukent Bulvarı Vadi İkizleri Sitesindeki galerimizde ANKASANAT müzayede ve sergi salonunda sergilenecektir.

Birlik Mahallesi Doğukent Bulvarı 450. Cadde Vadi İkizleri Sitesi No: 3/A Çankaya ANKARA

5

8

ANTİKA VE SANAT ESERLERİ

MÜZAYEDESİ Yöneten MUHSİN ÖNDER Satışa sunulan eserler

2 Kasım - 15 Kasım 2015 tarihleri arasında galerimizde sergilenecektir. Müzayede Yeri Müzayede ve Sergi Salonu Müzayede Tarihi

15 Kasım 2015 Pazar 14:00 ANKARA ANTİKACILIK Birlik Mahallesi Doğukent Bulvarı 450. Cadde Vadi İkizleri Sitesi No: 3/A Çankaya ANKARA Telefon 0312 442 38 91 (pbx) Faks 0312 442 38 93 [email protected] Online Katalog www.ankaraantikacilik.com www.ankaramuzayede.com 7

MÜZAYEDE KATILIM KOŞULLARI 1-Şirketimiz, gerçekleştirdiği müzayedelerde satıcı için aracıdır. Arızi olarak kendi finanse ettiği mallarda satıcı durumundadır. 2- Müzayedemizde satışa sunulan eserlerin tamamı 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu’na göre Ankara Etnografya Müzesi uzmanlarınca incelenip gerek görülenlere belge verilmektedir. 3- Müzayedede yer alan eserler, satış öncesi galerimizde iki hafta boyunca teşhir edilecektir. Ayrıca alıcılar, müzayede öncesi, salonda satışa sunulan eserleri inceleme imkânı bulacaklardır. 4- Müzayede katalogunda yer alan eserlere ait verilen tüm bilgiler, sadece eksperlerin kanaatleridir. Bu bilgiler, taahhüt niteliğinde olmayıp, genel bilgi niteliğindedir. Müzayede katalogunda yer alan tüm eserler ‘Haliyle’ satışa sunulmaktadır. Her eserin açıklamasına ‘Haliyle’ yazma şartı yoktur. Müzayedede satışa sunulan eserlerin tamir, restorasyon ve bazı bölümlerinin yenilenmesinden dolayı şirketimiz sorumlu değildir. 5- Müzayedede satışa sunulan eserlerin, beyan edilen vasıflara haiz olmaması, orijin itibari ile beyana uygun olmaması veya hak sahibinin rızası dışında elden çıkmış olması durumlarında hukuki ve mali sorumluluk eserin satışa arzını talep eden kişiye aittir. Alıcı eseri teslim aldıktan sonra esere ait bir kusur itirazında bulunamaz. 6- Müzayede açık olarak ve sarih bir şekilde bayrak kaldırmak sureti ile yapılır. Alıcı, bayrak kaldırmak sureti ile yapmış olduğu teklif ile bağlıdır. Alıcının bayrak kaldırarak müzayedeye katılmış olması, yukarıda belirtilen şartların tümünü kabul etmiş olduğu anlamına gelir. Satış anında bayrağın her kaldırılışında uygulanacak olan artırma oranlarını veya miktarlarını belirleme ve bu araları değiştirme yetkisi, şirketimize dolayısıyla müzayede yöneticisine aittir. 7- Katılımcılar, müzayede giriş salonunda satış öncesi kayıtlarını yaptırıp bayrak numarası almak zorundadırlar. Bayrak numarası almayan konuklar, müzayedeye katılamayacaklardır. Müzayedede satışlar, çan çalımı ile birlikte müzayede yöneticisinin “Sattım” sözü ile sonuçlanacaktır ve bundan sonraki arttırmalar geçerli sayılmayacaktır. 8- Satın alınan eşyaların bedeli, en geç 15 (onbeş) gün içinde peşin olarak ödenecektir. Alıcı, satış bedelinin üzerine %18 KDV + % 7 Müzayede Komisyonu (+ Komisyon KDV’si )’dan oluşan toplam bedeli ödedikten sonra satın aldığı eseri teslim alabilecektir. Müzayede esnasında eser teslimi yapılmayacaktır. Satın alınan tüm eserler için fatura verilmektedir. Faturalar, bayrak sahibinin verdiği bilgilere göre düzenlenecektir. 9- 15 (onbeş) gün içerisinde ödeme yapılmadığı taktirde, şirketimiz, hukuki yollara başvurarak aylık % 7 Ticari Temerrüt Faizi talep etme hakkına sahiptir. Satış bedelinin tamamı, 30 (otuz) gün içerisinde ödenmediği taktirde, şirketimiz bu satış akdini fesih etmeye ve uğradığı tüm zararlarını fatura kesim tarihi başlangıç olmak üzere tahsile yetkilidir. 10- Müzayedeye katılarak toplam miktarı 20.000 (yirmibin) TL ve daha yüksek bedelli eser satın alan gerçek ve tüzel kişilere 5549 sayılı kanun hükmü gereğince kimlik tespiti yapılacaktır. 11- Müzayede katalogunda satışa sunulan eserlerin katalogda belirtilen değerleri, eserin gerçek değeri değil, müzayede başlangıç fiyatıdır. 12- Kimlik tespiti yaptırarak bayrak numarası alan ve giriş formunu imzalayan herkes, yukarıdaki şartları okumuş ve peşinen kabul etmiş sayılırlar. 13- Şirketimiz, hal ve tavrını şüpheli gördüğü kişileri herhangi bir mazeret göstermeksizin, müzayede salonuna kabul etmemeye veya arttırmaya girmesini herhangi bir yolla engelleme yetkisine sahiptir. 14- Müzayede katalogu basıldıktan sonra çıkabilecek yeni yasalar, yasa değişiklikleri ve vergi oranları ile ilgili değişiklikler alıcılara yansıtılacak olup, şirketimiz sorumlu tutulmayacaktır. 15- Şirketimiz müzayede katalogunda yer alan herhangi bir eseri, müzayededen çekmek, başka bir eserle birlikte satmak, birbirinden ayırmak ve satışı reddetmek hakkına sahiptir. 16- Müzayede katılım şartlarından doğan uyuşmazlıklarda Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir. 17- Müzayede katalogunda yer alan fotoğraf ve metinler, Ankara Antikacılık’ın yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen yayınlanamaz. 18- 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun 45. madde ve bu maddeye göre, Bakanlar Kurulunca çıkarılan 27 Eylül 2006 gün ve 2006/10880 sayılı karar dikkate alınarak, müzayedemizde satışı yapılan eserlerden doğacak olan ve hak sahiplerine ödenmesi gerekli pay için birönceki satış bedelini gösteren belgenin 1 (Bir) ay içinde şirketimize ibrazı halinde, eserin satışını yapan Ankara Antikacılık İth. İhr. Dek. Mob. Tic. Ltd. Şti.’nin tahsil ve fazlaya ilişkin hakları saklıdır. 8 19- Müzayede satışı Türk Lirası üzerinden yapılacaktır. Katalogda yer alan Euro fiyatları, sadece bilgilendirmek amaçlıdır, geçerliliği yoktur. Referans kur 3.4 TL/€ olarak alınmıştır.

1 CAM ALTI HAT LEVHA ‘Bismillahirrahmanirrahim’, 20.yy. 13.5 x 41 cm

¨ 250 € 75

9

2 MUSTAFA AYAZ (d.1938) Soyut figüratif, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı. 30 x 50 cm

¨ 1.500 € 440

3 MUSTAFA AYAZ (d.1938) Soyut figüratif, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı. 28 x 48 cm 10

¨ 1.500 € 440

4 ADNAN TURANİ (d.1925) Soyut kompozisyon, karton üzeri suluboya, imzalı, 1999 tarihli. 50 x 70 cm

¨ 3.500 € 1.030

5 ADNAN TURANİ (d.1925) ‘Kemancılar’, karton üzeri yağlıboya-yaldız boya, imzalı, 2011 tarihli. 50 x 70 cm

¨ 2.500 € 735

11

6 BURHAN DOĞANÇAY (1929-2013) ‘Gerçek ve hayal’, özgün baskı, 21/100, imzalı. 78 x 53 cm

¨ 2.000 € 590

7 ERGİN İNAN (d.1943) ‘Mesnevi, Sonsuz ve Ben ve Boş Ev’, Özgün baskı, 141/150, imzalı. 62 x 43 cm

12

¨ 1.250 € 370

8 CİHAT BURAK (1915-1994) ‘Ayasofya’, özgün baskı, E/A, imzalı, 10 Temmuz 1975 ve 18 Mart 1985 tarihli. 52.5 x 54 cm

¨ 2.500 € 735

9 NEJAD MELİH DEVRİM (1923-1995) Özgün baskı, imzalı, 46/60, 1960 tarihli. 62 x 33 cm

¨ 2.750 € 810 13

10 BEŞ ADET PORSELEN BİBLO P. Donath Porcelain Factory, Hutschenreuter, Alboth & Kaiser, Goebel ve Gröfenthal porselen yapımcı firma damgalı, farklı pozisyonlarda betimlenmiş, dal üzerinde tüneyen kuşlardan oluşan biblo grubu. 20.yy. Yükseklikler 7.5-15 cm arası

¨ 1.200 € 355

11 ÜÇ ADET HEREND PORSELEN BİBLO Herend porselen yapımcı firma damgalı, doğal ortamında çiçekler içinde betimlenmiş ‘serçe’, ‘kırlangıç’ ve ‘kelebek’ konulu biblolar. 20.yy. başı. Yükseklikler 7-12.3 cm arası 14

¨ 800 € 235

12 HEREND PORSELEN OBJE GRUBU Herend porselen yapımcı firma damgalı, pembe renkli Chinese bouquet dekorlu. Şamdan, kaşpo, ajurlu sepet, patik, farklı form ve boyutta iki adet vazo, yuvarlak kapaklı kutu, iki adet kül tablasından oluşan toplam dokuz parçalık grup. 20.yy. Kaşpo 20 x 16 cm Vazo yükseklikleri 22-11 cm Sepet 28.5 x 16 x 7.5 cm

¨ 1.800

€ 530

13 HEREND PORSELEN OBJE GRUBU Herend porselen yapımcı firma damgalı, Queen Victoria Green Border dekorlu. Vazo, kapaklı kutu ve iki adet patikten oluşan grup. 20.yy. Vazo yükseklik 15 cm Kutu 11.5 x 9 cm Patik 10.5 x 4 x 5 cm

¨ 1.000 € 295

15

14 İKİ ADET OPALİN OBJE Fransız, pembe renkli opalinden yapılmış, testi formlu minyon sürahilerin şeffaf kulpları yivlerle hareketlendirilmiş. 20.yy. başı. Yükseklikler 13.5-16.5 cm

¨ 250 € 75

15 ÜÇ ADET OPALİN OBJE Fransız, somon renkli opalinden yapılmış üç adet vazodan oluşan grup. Ağız kenarı inci-kabara dizilerinin yer aldığı zarif bir bronz bordürle çevrili. 20.yy. başı. Yükseklik 12-12-15.5 cm

¨ 300 € 90

16 DÖRT ADET OPALİN OBJE Fransız, beyaz renkli opalinden yapılmış vazoların ağız kenarı inci-kabara dizilerinin yer aldığı zarif bir bronz bordürle çevrili. 20.yy. başı. Yükseklikler 12-17.5 cm 16

¨ 400 € 120

17 DOKUZ ADET OPALİN OBJE Fransız, beyaz renkli opalinden yapılmış, farklı form ve boyutlarda sekiz adet vazo ve bir adet kadehten oluşan grup. 20.yy. başı. Yükseklikler 10.5-29 cm

¨ 500 € 145

18 ÜÇ ADET OPALİN OBJE Fransız, Sevres yapımcı firma damgalı, farklı form ve boyutlardaki beyaz opalin vazoların bir tanesinin ağız kenarı ve boynu stilize palmet motiflerinin yer aldığı bronz bir frizle hareketlendirilmiş. 20.yy. başı. Yükseklikler 25 er cm

¨ 900 € 265

17

19 HABİB AYDOĞDU (d.1952) ‘Ana’, mukavva üzeri karışık teknik. 14.5 x 27 cm

¨ 1.000 € 295

20 HABİB AYDOĞDU (d.1952) ‘Dedikodu’, kontrplak üzeri karışık teknik, imzalı, 1984 tarihli. 20 x 30 cm 18

¨ 1.500 € 440

21 AHMET YEŞİL (d.1954) ‘Seni yaşamak gibi sımsıcak’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1993 tarihli. 35 x 27 cm

¨ 1.500 € 440

22 MEHMET UZEL (d.1927) İsimsiz, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı. 20 x 30 cm ¨ 500 € 145 19

23 CEZMİ AYDINOĞLU (?-1977) ‘Nehir kıyısı’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 57 x 42 cm

¨ 1.800 € 530

24 CEZMİ AYDINOĞLU (?-1977) ‘Sandal’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1966 tarihli. 36.5 x 57 cm 20

¨ 1.500 € 440

25 MISIRLI HİDAYET (?-1971) ‘Mekke’, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 36 x 49 cm

¨ 2.600 € 765

21

26 ÇİFT HEREND PORSELEN BİBLO Herend porselen imalat damgalı, ‘Kleopatra ve yılan’ konulu, Szilágyi Nagy István sanatçı imzalı. 20.yy. Yükseklik 25 cm

¨ 1.200 € 355

27 İKİ ADET PORSELEN BİBLO Wallendorf ve Schaubach Kunst (Alman) porselen yapımcı firma damgalı iki adet biblo. 20.yy.

22

Yatay biblo ölçüsü 23 x 11.5 x 13 cm Yükseklik 23.5 cm

¨ 1.200 € 355

28 PORSELEN BİBLO GRUBU Lladro-Daisa porselen yapımcı firma damgalı. Farklı form ve boyutlarda, kaz, kuğu, güvercin ve köpek gibi hayvanlarla birlikte betimlenmiş altı adet biblodan oluşan grup. 20.yy. Yükseklikler 16.5 - 24 cm arası ¨ 2.500 € 735

23

29 MEISSEN PORSELEN TEPSİ Meissen porselen yapımcı firma damgalı, 7186/28 seri numaralı, çift kulplu, kare formlu tepsinin çevresi altın yaldız bir bordür ve geniş kıvrımlarla hareketlendirilmiş. Dört köşesinde ve kulplarda altın yaldız palmet motifi, alt ve üst kenarda karşılıklı yerleştirilmiş altın yaldız madalyonların içinde kır çiçekleri çalışılmış. Merkezde mine, şakayık, zambak ve kır çiçeklerinden oluşan bir buket yer alıyor. 20.yy. başı. 39.6 x 40 cm 24

¨ 1.500 € 440

30 MEISSEN PORSELEN VAZO Meissen porselen yapımcı firma damgalı, çift kulplu, kupa formlu vazo altın yaldız palmet motifleri ve yivlerle hareketlendirilmiş pedestal bir kaide üzerinde yükseliyor. Kobalt renkli gövdesi üzerinde yer alan iki madalyonda gül, şakayık, kasımpatı, zambak, mine ve kır çiçeklerinden oluşan arajmanlar yer alıyor. Gövde, boyun geçişleri ve ağız kenarı altın yaldız süslemelerle zenginleştirilmiş. Kulpları stilize palmet demetinin içinden çıkan ve bereket boyunuzu şeklinde kıvrılan ikili yılan formunda tasarlanmış. 20.yy. başı. Yükseklik 38.5 cm

¨ 3.000 € 880

25

26

31 KAYA ÖZSEZGİN (d.1938)

32 AYHAN TÜRKER (d.1938)

‘Köylüler’, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı.

‘Ev’, kağıt üzeri suluboya, imzalı, 1978 tarihli.

43 x 20 cm

24 x 13 cm

¨ 1.500 € 440

¨ 750 € 220

33 EŞREF ÜREN (1897-1984) ‘Louvre dönüşü Pont Neuf ’a doğru’ ve ‘Jardin des Plantes’, karton üzeri pastel, imzalı, arkaları 9 Aralık 1962 ve 1963 tarihli. 15 x 23 cm ve 15.5 x 23 cm

¨ 2.200 € 645 27

34 MEHMET UZEL (d.1927) Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya. 50 x 70 cm

28

¨ 3.400 € 1.000

35 ASLAN GÜNDAŞ (1914-2000) Nü, duralit üzeri yağlıboya, imzalı. 96 x 75 cm

¨ 4.000 € 1.175

29

36 ALİ CANDAŞ (d.1940) Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2002 tarihli. 70 x 73 cm

30

¨ 3.500 € 1.030

37 ZAFER GENÇAYDIN (d.1941) ‘Buz patencisi’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1983 tarihli. 70 x 80 cm

¨ 3.000 € 880

31

38 KRİSTAL KADEH TAKIMI Fransız, St.Louis yapımcı firma damgalı, Grand Lieu modeli, bordo, yeşil, mavi ve kobalt renkli kadehlerden oluşan altı kişilik takım. 20.yy. ilk yarısı. Yükseklik 23 cm

¨ 2.000 € 590

39 KRİSTAL İÇKİ SETİ Fransız, St.Louis yapımcı firma damgalı, Massenet Gold modeli. 1 adet sürahi, 12 adet viski bardağı, 12 adet kadeh, 12 adet meşrubat bardağı olmak üzere toplam 37 parçalık takım. Bütün parçaların yüzeyleri altın yaldız işçiliği ile girlandlardan sarkan palmet ve kır çiçekleri motifleri ile dekorlu. 20.yy. ilk yarısı. Yükseklikler 8.5-14-16 cm Sürahi yüksekliği 25 cm

32

¨ 7.000 € 2.060

St.Louis Kristalleri 1586 yılında Fransa’nın kuzeydoğusunda, Lorraine bölgesinde bulunan Saint-Louis-lès-Bitche (Münzthal-Saint Louis) yerleşimine taşınan Holbach cam fabrikasının yerine, 1767 yılında XV.Louis’nin isteği ile ‘Verrerie Royale de Saint-Louis’ (Saint-Louis Kraliyet Cam Fabrikası) kuruldu. Avrupa’nın ilk cam üretim merkezi olan ancak zamanla sadece kristal üretimi üzerine yoğunlaşan fabrikanın adı on beş yıl sonra, ‘Cristallerie Royale de Saint-Louis’ (Saint-Louis Kraliyet Kristal Fabrikası) olarak değiştirildi. 1780’li yıllarda, Avrupa’nın en iyi kristal üreten firmalarından biri haline geldi. 1788 yılında, Baron Coëtlesquet tarafından satın alınan fabrika, 20.yüzyılın sonlarına kadar aynı ailenin yönetiminde kaldı. 1995 yılından beri ise Hermès Group tarafından yönetilmektedir. Saint-Louis, geleneksel-klasik bezeme üslubu ile yaratıcı ve yenilikçi bezeme tekniklerini birleştirdiği üretimleriyle ön plana çıkar. Bubbles, Tommy, Excess, Art Nouveau Thistle gibi ünlü bardak ve içki takımı modellerinin yanı sıra dekoratif aksesuarlar, şamdanlar, vazolar ve gece sürahileri de üretmiştir. Saint-Louis kristallerinin karakteristik özelliği kapsamlı, zengin ve göz alıcı bezeme örgelerine sahip olmasıdır. Renkli ve saydam cam ürünlerinde kazıma, aside yedirme, kesme, altın yaldız ile boyama gibi farklı ve karmaşık teknikleri ustalıkla uygulamıştır.

33

40 ÇİFT CHRISTOFLE ŞAMDAN Christofle yapımcı firma damgalı, Collection Gallia ibareli, üç mumluklu şamdanlar pedestal bir kaide üzerinde yer alıyor. Gövdeleri sütun formunda tasarlanmış. Kaide ve mumlukların çevresi Perles modeli inci dizileriyle dekorlu. 20.yy. başı. Yükseklik 23 cm

34

¨ 1.400 € 410

41 CHRISTOFLE ÇATAL-BIÇAK TAKIMI Christofle yapımcı firma damgalı, Malmaison modeli. 12 adet yemek kaşığı, 12 adet yemek bıçağı, 12 adet yemek çatalı, 12 adet balık bıçağı, 12 adet balık çatalı, 12 adet küçük çatal, 12 adet küçük bıçak, 12 adet küçük kaşık, 12 adet tatlı kaşığı, 12 adet tatlı çatalı, 3 adet farklı formda servis kaşığı, 2 adet farklı formda servis çatalı, 1 adet çorba kepçesi, 1 adet pasta servisi olmak üzere toplam 127 parçalık takım. Orijinal siyah deri çekmeceli kutusunda. 20.yy. ¨ 7.000 € 2.060

35

42 YAVUZ TANYELİ (d.1950) İsimsiz, karton üzeri suluboya, imzalı. 70 x 100 cm Fikret Otyam (1926-2015)

¨ 2.500 € 735

Ressam kimliğinin yanı sıra fotoğrafçı, gazeteci ve yazar olarak da önemli başarılara imza atmış çok yönlü bir sanatçımızdır. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde öğrenim gördü. Öğrencilik yıllarında Son Saat gazetesinde çalışmaya başladı. 1953 yılında akademinin resim bölümünü bitirdiğinde Falih Rıfkı Atay’ın Dünya gazetesinde yazar ve yazı işleri müdürü Ali İhsan Göğüş’ün yardımcısı olarak görev yapmaktaydı. Gazetecilik mesleğine Ulus ve Cumhuriyet gazetelerinde devam eden ve ölümünden kısa bir süre öncesine kadar Aydınlık gazetesinde haftalık yazılar yazan sanatçı, 1979 yılında emekli olarak Antalya’ya yerleşti ve resim çalışmalarına ağırlık verdi. Resimlerinde Turgut Zaim ve Namık İsmail’in konu ve betimleme anlayışı etkisinde kaldığı ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun eğitim ve sanat anlayışı izinde olduğu açıkça görülür. Yapıtlarında sık sık Anadolu motifleri kullanıyor olması hocası Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun etkisinin en güzel belirtisidir. Türk geleneksel sanatı ürünlerinden camaltı resimlerinin masalsı sahiciliği Otyam’ın eserlerinde de görülür. En sık betimlediği figürlerden olan yemenili Anadolu kadınları Şahmeran gibi gözleri ve çiçek gibi rengarenk giysileri ile hem bir masalın, hem de doğanın parçasıdırlar. Akademi eğitimine karşın, sürekli akademizmden uzak duran ressam, içtenliğe, inanca ve sevdaya dayalı bir resmin peşindedir. Anadolu’nun çeşitli yerleri, dağlar, kar altındaki köyler, genç kadınlar ile onların rengarenk kıyafetleri, başlıkları ve soru sorar gibi kocaman bakan gözleri, dağ keçileri, Harran Ovası Fikret Otyam’ın en sık işlediği konulardır. Lekeci eğiliminde beyaz leke tutkusu hemen her yapıtında beyazın geniş alanlarda değerlendirilmesi ile ortaya çıkar ve beyaz leke tabloda yoğun bir resimsel öğe haline gelir. Büyük kent insanlarının ve aydınların gözleri önüne serdiği Anadolu gerçeklerinin dramatik kesitlerini, trajik yönlerini ortaya koyduğu eserleri ile birçok sergi düzenleyen ressam, eserlerinde, popülizme düşmeden toplumcu-gerçekçi bir dünya görüşünü temel alarak kurduğu estetik ile hümanist ve gerçekçi bir bakış açısı yaratır.

36

43 FİKRET OTYAM (1926-2015) Kompozisyon, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1984 tarihli. 80 x 45 cm ¨ 9.000

€ 3.845

37

44 ŞEREF BİGALI (1925-2005) Natürmort, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1997 tarihli. 45 x 38 cm

¨ 7.000 € 2.060

38

Eser, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan ‘Şeref Bigalı’ kitabının 174.sayfasında ve Prof. Dr. Kıymet Giray tarafından hazırlanan Şeref Bigalı kitabının 84.sayfasında yer almaktadır.

45 SELİM TURAN (1915-1994) Natürmort, prestuval üzeri yağlıboya, imzalı. 35 x 25 cm

¨ 4.500 € 1.325

39

46 MATHURIN MOREAU (1822-1912) ‘Recompense’ (ödül) konulu tutya heykel, Mathurin Moreau sanatçı imzalı. Vişne çürüğü rengi yuvarlak mermer bir kaide üzerine yerleştirilmiş genç kız figürü, üzerinde kitap olan stilize bir Dor sütununa dayanmış ve elinde çelenk tutar halde betimlenmiş. Kaide üzerindeki plakada ‘par Math. Moreau Hors Concours’ ibaresi (Math.Moreau’ya ait, yarışma için yapılmamıştır) yer alıyor. Yükseklik 72 cm (kaide dahil) Heykel yüksekliği 62 cm ¨ 3.200 € 940

40

47 TUTYA HEYKEL ‘Le Travail’ (emek) konulu, François Mage (?-1910) sanatçı imzalı tutya heykelde, Yunan mitolojisinde madencilik ve ateşler tanrısı olarak bilinen Hephaistos, bir elinde simgesi olan çekiç, diğer elinde keski ile kütüğün üzerine yerleştirilmiş örsün yanında betimlenmiştir. Kütüğün önünde yine Hephaistos’un simgelerinden olan miğferi yer alıyor. Kare formlu ahşap bir kaide üzerine yerleştirilmiş. Kaide üzerindeki metal plaka ‘Le Travail par Mage’ ibareli. Yükseklik 69 cm (kaide dahil) Heykel yüksekliği 66 cm ¨ 2.000

€ 590

41

48 PORSELEN HEYKEL Dresden porselen (Coburg) imalat damgalı. ‘Üç güzeller’ konulu, 19.-20.yy. Yükseklik 50 cm 42

¨ 2.500 € 735

49 PORSELEN ŞÖMİNE SAATİ E.Jacquemin porselen yapımcı damgalı (1862-1866), kadranı Miller & Sons Paris ibareli. Kıvrımlı üç ayak üzerinde yükselen saatin yer yer aplike çiçekler serpiştirilmiş ajurlu gövdesi üzerinde farklı pozisyonlarda betimlenmiş üç adet cupid yer alıyor. Kadran çevresi aplike çiçeklerden oluşan bir girland ile çevrili. Altın yaldız bezemelerle zenginleştirilmiş yan yüzlerde birer kanat mevcut. Üst kısımda yine bir cupid figürü ile sonlanıyor. 29 x 11 x 49 cm

¨ 5.000 € 1.470

43

50 PERTEV BOYAR (1897-1981) Peyzaj, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1953 tarihli. 53 x 40 cm 44

¨ 4.000 € 1.175

51 NAZMİ ÇEKLİ (1884-1958) ‘İstanbul’, duralit üzeri yağlıboya, imzalı. 57 x 65 cm

¨ 11.000 € 3.235

45

52 ADNAN TURANİ (d.1925) Don Kişot, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı, 2015 tarihli. 50 x 70 cm

¨ 2.250 € 660

53 ADNAN TURANİ (d.1925) Kemancı, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı, 2015 tarihli. 50 x 70 cm 46

¨ 2.250 € 660

54 MUSTAFA AYAZ (d.1938) Soyut kompozisyon, karton üzeri karışık teknik, imzalı, 2014 tarihli. 70 x 50 cm

¨ 5.000 € 1.470

47

55 SERAMİK BÜST Lladro (İspanyol) porselen yapımcı firma damgalı, ‘genç kız’ konulu porselen figür dalgın bir ifadeyle yere bakarken betimlenmiş. Başında saçının ön ve uç kısımlarını açıkta bırakan beyaz bir başlık mevcut. 20.yy. Yükseklik 34 cm

48

¨ 1.500 € 440

56 ART NOUVEAU BÜST A.Michelotti imzalı, mermer ve alabaster genç kız figürü başını hafifçe sağa çevirmiş, karşıya bakar şekilde betimlenmiş. Dönemin modasına uygun kıyafetinin yaka ve kolları bitkisel ve geometrik motiflerle hareketlendirilmiş. Başında saçlarının yan ve arka kısmını açıkta bırakan bir başörtüsü yer alıyor. 20.yy. başı. Yükseklik 42.5 cm

¨ 4.500 € 1.325

49

57 ÜÇ ADET ŞAMPANYA SOĞUTUCU Wiskemann (Brüksel) ve Orfevrerie de France yapımcı firma, PI usta damgalı, bronz/gümüş kaplama, klasik formlu, çift tutamaklı üç adet şampanya soğutma kovasından oluşan grup. Bir tanesinin gövdesi inisiyalli. 20.yy. Yükseklikler 19-20.5-21 cm

¨ 1.300 € 380

58 GÜMÜŞ PURO KUTUSU Alman, 800 gümüş ayar, JVN yapımcı damgalı, N692 numaralı dikdörtgen formlu kutunun iç kapağında 27.9.1941 tarihi yer alıyor. İç kısmı ahşap geçme kutunun kapak yüzeyi TH inisiyalli. 22.5 x 16 x 5 cm Ağırlık 809 g 50

¨ 2.000 € 590

59 GÜMÜŞ KAPLAMA KAHVE TAKIMI Wiskemann (Belçika) yapımcı firma damgalı, 187895 seri numaralı, bronz/gümüş kaplama. 1 adet tepsi, farklı boyutta 2 adet kahvedan/demlik ve 2 adet sütlükten oluşan takım. 20.yy. Tepsi 32 x 47 cm Yükseklikler 5-9.5-12-17.5 cm

¨ 1.200 € 355

60 GÜMÜŞ PURO KUTUSU Rus yapımı, 84 Zolotnik, Moskova(1899-1908) şehir, Aleksandra Zimirovicha Viurzhikovskogo ayarcı damgalı, Dikdörtgen formlu, sade işçilikli. 21.5 x 13 x 6 cm

Ağırlık 933 g

¨ 2.000 € 590

51

61 EREN EYÜBOĞLU (1907-1988) İşçiler, kağıt üzeri çini mürekkebi, imzalı. 24 x 27.5 cm

¨ 3.000 € 880

Provenans: Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Eren Eyüboğlu’nun aile dostu, Türkiye’nin ilk parlamento muhabiri Emin Karakuş koleksiyonu. 62 BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1975) ‘Anadolu yaşamı’, karton üzeri yağlıboya-guvaj, imzalı. 21 x 32 cm

¨ 9.000 € 2.645

Provenans: Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Eren Eyüboğlu’nun aile dostu, Türkiye’nin ilk parlamento muhabiri Emin Karakuş koleksiyonu. 52

Bedri Rahmi EYÜBOĞLU (1911-1975) Halk sanatının zenginliğini çağdaş tekniklerle yaşatma ve özgün bir Türk resmine ulaşma çabası içinde gerçekleştirdiği eserleri ile Türk resim sanatı tarihimizde öncü rol oynamış sanatçılardan biridir. Trabzon Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarında, ünlü ressam Zeki Kocamemi’nin öğrencisi olan Bedri Rahmi, onun yönlendirmesi ile resim ve edebiyata yönelmiştir. 1929 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne girerek burada Nazmi Ziya Güran ve İbrahim Çallı’nın atölyelerinde çalışan sanatçı, 1931 yılında Çallı atölyesinden mezun oldu. 1932 yılında Paris’e giderek bir yıl süreyle Lhote’un atölyesinde çalıştı. Yurda döndükten sonra D Grubu’na katıldı ve grubun son sergisine kadar grup üyeliğini sürdürdü. Paris’te tanıştığı Romanyalı Ernestine (Eren Eyüboğlu) ile 1936 yılında evlenerek İstanbul’a yerleşen sanatçı, 1937 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’nde Resim Bölümü başkanlığına getirilen Léopold Lévy’nin asistanı olarak göreve başladı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Halkevleri aracılığıyla düzenlediği yurt gezilerine katılarak 1938 yılında Edirne’ye, 1941’de de Çorum’a gitti. Bu yurt gezilerinin etkisiyle Anadolu insanını konu alan resimler yapmaya başladı. Sanat hayatı boyunca Anadolu kaynaklı halk sanatı örnekleri üzerinde yoğunlaşan Bedri Rahmi, çalışmalarını tek bir sanat türüyle sınırlamayarak yağlıboya, gravür (oymabaskı), mozaik ve seramik alanlarında eserler vermiştir. Değişik araçgereç ve farklı tekniklerle oluşturduğu eserlerinde, Batı sanatının zengin birikimleri ile geleneksel sanatımızın ürünleri arasında kendi sanat anlayışına yaraşır köprüler kurmuştur. Az malzeme ile çok şey anlatma sanatı olarak tanımladığı halk sanatı, ressamın çoşkulu bir anlatıma sahip olan yapıtlarının temel ilham kaynağıdır. Resim sanatımızda, bu kaynağı keşfeden ve öğrencilerine özgün sanat üretmenin yolunu öncelikle bu kaynakta ve yaşamın içinde aramak gerektiği ilkesini aşılayan ilk ressamlardan biridir. Eserlerinde kullandığı renkler seçtiği halk sanatı örneklerinin canlılığını taşır. Ancak tüm etkilenmelerine karşın, Bedri Rahmi’nin resimlerinde halk örgeleri asla birebir kopya edilmemiş; sanatçının yorumu, renk ve çizginin soyutlama olanaklarının araştırılmasıyla birlikte gelişerek özgün bir bireşime ulaşılmıştır. Resim dışında, edebiyat alanında da önemli eserler veren Bedri Rahmi, 1933’ten sonra edebiyat dergilerinde şiirler yayınlamış, 1941 yılından itibaren şiir kitapları yazmıştır. Akıcı, rahat bir dille kaleme aldığı gezi ve deneme yazılarında ise sürekli gündeminde olan halk kültürü, halk sanatı konularındaki görüşlerini sergilemiştir. Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki öğretim üyeliği görevini ölümüne değin sürdüren Bedri Rahmi, çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. 53

63 NEJAD MELİH DEVRİM (1923-1995) İsimsiz, karton üzeri guvaj, imzalı, 1974 tarihli. 24 x 32 cm

¨ 7.000 € 2.060

64 ABİDİN DİNO (1913-1993) ‘Orman’, karton üzeri suluboya, imzalı. 65 x 44 cm

54

¨ 7.000 € 2.060

55

65 JEAN BAPTISTE LE CHEVALIER, VOYAGE DE LA PROPONTIDE DU PONT-EUXIN, TOME I-II, PARIS, 1800. Fransız arkeolog J.B.Chevalier’in (1752-1836), 1785-1788 yılları arasında Fransız büyükelçi Choiseul-Goiffeur ile yaptığı Marmara, Karadeniz ve Rumeli gezilerini anlatan iki ciltlik kitapta katlanır renkli kurşun plaka gravür olarak Çanakkale Boğazı, Marmara Bölgesi, Bursa, Trakya, Karadeniz Bölgesi ve İstanbul haritaları yer alıyor. Kahverengi deri ciltli. Ön ve arka iç kapaklarda ebru çalışmaları yer alıyor. 20.5 x 13 cm

56

¨ 2.250 € 660

66 JOHN CAM HOBHOUSE, A JOURNEY THROUGH ALBANIA, AND OTHER PROVINCES OF TURKEY IN EUROPE AND ASIA TO CONSTANTINOPLE, DURING THE YEARS 1809 AND 1810, LONDON, 1813. J.C.Hobhouse’un (1786-1869) arkadaşı Lord Byron ile birlikte 1809-1810 yıllarında yaptığı Arnavutluk, Ege Adaları, Yunanistan ve İstanbul gezilerini anlatan iki ciltlik seyahatnamede, 8 adet renkli kurşun plaka gravür, 1 adet katlanır harita ve 3 adet İstanbul konulu katlanır büyük, renkli kurşun plaka gravür yer alıyor. Bazı gravürleri eksik. Kahverengi deri cildi üzerinde ebru çalışmaları mevcut. 28 x 22.5 cm

¨ 3.500 € 1.030

57

67 YÜZÜK Avrupa yapımı, yuvarlak formlu beyaz altın yüzük toplam 1.00 karat pırlanta taş montürlü. 20.yy. Parmak ölçüsü 17 Ağırlık 5 g

¨ 2.000 € 590

68 BROŞ Avrupa yapımı, Art Deco dönemi beyaz altın üzeri yaklaşık 4.30 karat eski kesim yuvarlak ve baget pırlanta taşlar kullanılarak dönemin üslup özelliklerinde tasarlanmış. 1930’lar. 5.5 x 2.5 cm Ağırlık 12 g 58

¨ 12.000 € 3.530

69 BROŞ Avrupa yapımı, stilize fiyonk formunda, beyaz atın broş üzerinde yaklaşık 1.00 karat pırlanta ve 0.60 karat safir yer alıyor. 20.yy. 2. yarısı. 6 x 3.4 cm Ağırlık 9 g

¨ 5.200 € 1.530

70 YÜZÜK Avrupa yapımı beyaz altın yüzüğün montürü, ortada tek inci, kenarlarda pırlanta ve safir taşlarla bezeli. 20.yy. Parmak ölçüsü 16 Ağırlık 5 g

¨ 3.200 € 940 59

71 İSMET YURTSEVEN (1923-2010) Kış peyzajı, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 40 x 30 cm ¨ 1.400 € 410

72 İSMET YURTSEVEN (1923-2010) ‘Ankara Kale içi ‘, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 54 x 37 cm ¨ 1.800 € 530 60

73 MELAHAT ÜREN (1918-1969) ‘Vazoda çiçekler’, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1960 tarihli. 70 x 46.5 cm

¨ 12.500 € 3.675 61

74 FAHRİ SÜMER (d.1942) ‘Zeytin toplayanlar’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 100 x 80 cm 62

¨ 4.000 € 1.175

75 FARUK CİMOK (d.1956) ‘Beyoğlu’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2013 tarihli. 70 x 50 cm

¨ 7.000 € 2.060 63

76 ÇİFT ÇİNİ VAZO Pottery Rembrandt yapımcı firma ve Delft (Hollanda) yapım yeri damgalı. Havan şamdanı formunda tasarlanmış vazoların dilimler ile hareketlendirilmiş gövdesi beyaz zemin üzerine sır altı kobalt mavi ile muhtelif bitkisel örgeler ile dekorlu. 20.yy. Yükseklik 50 cm

64

¨ 1.500 € 440

77 ÇİFT ÇİNİ VAZO VE KAPAKLI KÜP Royal Sphinks for Boch yapımcı firma ve Delft (Hollanda) yapım yeri damgalı. İki adet konik formlu vazo ve bir adet kapaklı küpten oluşan grupta yer alan parçaların yüzeyleri beyaz zemin üzerine sır altı kobalt mavi ile muhtelif bitkisel örgeler ile dekorlu. 20.yy. Yükseklikler 31 cm ve 35 cm

¨ 1.500 € 440

65

78 MEISSEN PORSELEN ÇAY TAKIMI Meissen porselen yapımcı firma damgalı, 12 kişilik, 1 adet demlik, 1 adet kapaklı şekerlik, 1 adet sütlük, 1 adet tepsi, 2 adet kase, 12 adet fincan ve tabağı, 12 adet tatlı tabağı olmak üzere toplam 31 parçalık takım. Parçaların yüzeyi kiremit rengi çiçek buketleri ile dekorlu. 20.yy. Tepsi 23.5 x 31 cm

66

¨ 5.000 € 1.470

79 HEREND PORSELEN KAHVE/ÇAY TAKIMI Herend porselen yapımcı firma damgalı, yeşil renkli Chinese bouquet dekorlu. 6 kişilik. 1 adet kahvedan, 1 adet demlik, 1 adet kapaklı şekerlik, 1 adet sütlük, 1 adet kül tablası, 1 adet minyon lokumluk, 6 adet fincan ve tabağı olmak üzere toplam 21 parça. 20.yy. Kahvedan yüksekliği 20 cm

¨ 1.800 € 530

67

80 FİKRET MUALLA (1903-1967) İsimsiz, kağıt üzeri çini mürekkebi, imzalı, 1937 tarihli. 41 x 21 cm

81 FİKRET MUALLA (1903-1967) İsimsiz, kağıt üzeri çini mürekkebi, imzalı. 29 x 19.5 cm

68

¨ 6.500 € 1.910

¨ 6.500 € 1.910

82 ABİDİN DİNO (1913-1993) Köylü, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 29.5 x 23 cm

¨ 2.500 € 734

Provenans : Sanatçının yakın dostu Can Döşemeci koleksiyonu.

83 ABİDİN DİNO (1913-1993) ‘İbrik serisinden’, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 29 x 23 cm

¨ 3.500 € 1.030

Provenans : Sanatçının yakın dostu Can Döşemeci koleksiyonu.

69

84 FAHİR AKSOY (1917-2008) Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1995 tarihli. 60 x 80 cm

70

¨ 2.800 € 825

85 HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004) ‘Balık lokantası’, prestuval üzeri yağlıboya, imzalı. 50 x 35 cm

¨ 6.500 € 1.910 71

86 YÜZÜK Avrupa yapımı beyaz altın yüzüğün montürü, ortada yaklaşık 2.20 karat kabuşon safir , kenarlarda yuvarlak, baget ve armut kesimli yaklaşık 2.40 karat pırlanta bezeli. 20.yy. Parmak ölçüsü 17 Ağırlık 11 g

¨ 6.000 € 1.765

87 BROŞ Avrupa yapımı, platin broşun zarif montürü bitkisel formlar ve boncuk kıvrımlarla tasarlanmış, toplam 0.50 karat pırlanta taş bezeli. 20.yy. 2. yarısı. 6 x 3.2 cm Ağırlık 13 g

72

¨ 4.500 € 1.325

88 YÜZÜK Avrupa yapımı, beyaz altın yüzüğün ortasında yer alan yaklaşık 6.00 karat zümrüt kesim mavi topaz taşı dört kenarda üçerli yerleştirilen yaklaşık toplam 1.80 karat 12 adet pırlanta ile çevrili. 20.yy. Ölçü 24 Ağırlık 5 g

¨ 4.000 € 1.175

89 BİLEZİK Altın üzeri yaklaşık 2.80 karat elmas taşlarla bezeli , kelepçe mekanizmalı bileziğin montürü karşılıklı rumi kıvrımlar ve ortada yanlara doğru küçülen tek sıra taş kullanılarak tasarlanmış. Osmanlı kuyumculuğunun nadir ve zarif bir örneği. 19.yy. Çap 6.4 cm Ağırlık 24 g

¨ 8.000 € 2.355 73

90 SYRIA, THE HOLY LAND, ASIA MINOR, ILLUSTRATED BY WILLIAM HENRY BARTLETT, WILLIAM PURSER, THOMAS ALLOM, WITH DESCRIPTIONS OF THE PLATES BY JOHN CARNE, LONDON, 1842. İngiliz tüccar ve gezgin John Carne’ın (17891844), 1830’lu yıllarda doğuya yaptığı seyahatlerden sonra hazırladığı kitapta T.Allom, W.H.Bartlett, J.Salmon ve C.Bentley’e ait toplam 120 kurşun plaka gravür, 1 adet Suriye haritası ve 1 adet Anadolu haritası yer alıyor. Üç cilt olarak hazırlanan kitap tek ciltte toplanmış. Koyu yeşil deri ciltli. 28 x 22.5 cm ¨ 2.500 € 735 74

91 ROBERT WALSH-THOMAS ALLOM, CONSTANTINOPLE AND THE SCENERY OF THE SEVEN CHURCHES OF ASIA MINOR, LONDON&PARIS PETER JACKSON, LATE FISHER SON & CO. PUBLISHING, 1838, 2 TOMES. İstanbul ve Batı Anadolu’daki ibadethaneleri ve antik merkezleri konu alan iki ciltlik kitapta Thomas Allom’a ait 94 kurşun plaka gravür yer alıyor. Koyu yeşil deri ciltli kapağı üzerinde altın yaldız şemse motifleri ve kazıma tekniğinde bitkisel süslemeler yer alıyor. 28 x 23 cm

¨ 2.500 € 735

75

92 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974) ‘Mevsimler’, kağıt üzeri guvaj, imzalı, 1956 tarihli, Arşiv No 56 GU 002 etiketli. 33 x 27.5 cm Provenans : Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu 76

¨ 6.000 € 1.765

93 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974) Vazoda çiçek, kağıt üzeri suluboya, imzalı, 1960 tarihli. 35 x 24 cm Provenans : Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu

¨ 7.000 € 2.060 77

94 EŞREF ÜREN (1897-1984) Peyzaj, duralit üzeri yağlıboya, imzalı. 31 x 31 cm ¨ 4.000 € 1.175 Eşref ÜREN (1897-1984) Yaşamının uzun yıllarını Ankara’da geçirmiş olan Eşref Üren, İstanbul doğumlu olmasına rağmen, tam bir Ankara aşığı, başkentin ve Orta Anadolu bozkırlarının tutkunudur. Bozkırın taşını, toprağını, az bulunur yeşilini ve çiçeğini, en önemlisi rengini görmüş ve sevmiştir. Ankara’nın çağdaş kentleşme sürecinin önemli bir tanığı olan sanatçı, açık havada çalışarak gerçekleştirdiği kent peyzajlarıyla başkentin, bozkırın duyarlılığını ve şiirselliğini kendine özgü bir üslup ve duyguyla tuvaline aktarmıştır. Sıhhiye, Cebeci ve özellikle de Kurtuluş Parkı’ndan yaptığı görünümlerle özdeşleşen ressam, natürmort ve portre çalışmaları da yapmış; Erzurum, Sivas, Yozgat, Ağrı, Van, Karabük ve Safranbolu’ya resim yapmak için gitmiştir. Resim eğitimine Sanay-i Nefise Mektebi’nde başladı, fakat yaşı büyük olduğu için resmi öğrenci olarak kayıt yaptıramadı ve misafir öğrenci olarak derslere katılabildi. 1919-1922 yılları arasında, Hikmet Onat ve İbrahim Çallı’nın atölyelerine misafir öğrenci olarak devam eden sanatçı, buradaki eğitimi tekdüze bulması ve biraz da maddi olanaksızlıklar nedeniyle öğrenimine ara verdi ama resimden kopamadı. İbrahim Çallı, Feyhaman Duran ve Muazzez Bey gibi hocalardan özel dersler aldı. 1925 yılında akademiye geri dönerek eğitimini tamamladı. Resmi öğrenci olamadığı için sınava girip devlet bursu alamamasına rağmen, sattığı birkaç tablosundan elde ettiği gelirle Fransa’ya gitti ve diğer arkadaşları gibi André Lhote’un atölyesinde çalışmaya başladı. İyi bir akademik eğitim almasına rağmen, Eşref Üren hiçbir zaman sadece akademik olmamış, aldığı eğitimle yetinmeyerek çok çalışıp beklenenin ötesinde kendisini de eğitmiştir. Akademik bir eğitimden sonra, hatta Lhoté’un ‘rahle-i tedrisinden’ geçtikten sonra bile hem kurallara uymayı, hem de gördüğü ve hissettiği samimi resmi yapabilmeyi kendisince bağdaştırmıştır. Her zaman ‘önce iyi resim’ anlayışında olmuş, fakat hiçbir zaman akademizmin katı kurallarına bağlı bir resim anlayışından söz etmemiştir. Eşref Üren’in resmi hiçbir döneminde Batılı anlamda izlenimcilerin uzantısı da olmamıştır. O, resmine bir Türk resmi damgası vurmayı amaçlamıştır. Güncel akımların hiçbirine bağlı kalmadan içtenliğin sanatını oluşturmanın ancak kendi resmine sahip çıkmakla mümkün olabileceğini göstermek istemiştir. En büyük tutkusu ve keyfi, açık havada doğanın karşısında çalışmak olan ressam, kendisine “hangi akımdansınız” tarzı sorular sorulduğunda mütevazi bir biçimde “açık hava ressamıyım” diye cevapvermiştir. 78

95 EŞREF ÜREN (1897-1984) ‘Gençlik Parkı-Ankara’, prestuval üzeri yağlıboya, imzalı, arkası ‘13 Ağustos 1973 Ankara’ ibareli. 50 x 61 cm

¨ 10.000 € 2.940

Renk ve biçim düzenlemelerini önceden tasarlamadığını, peşin bir hüküm ve hazırlıkla işe başlamadığını hep vurgulayan sanatçı, renklerini doğadan, çevresinden aldığı esinlerle buluyor ve paletinin üzerinde harmanlayarak kendine mal ediyordu. Böylece doğayı taklit etmiyor, ancak onun armonisini çözümleyerek kendine göre yeniden yaratıyordu. Gerçekten de, yapıtlarında bazı sanat akımlarının ya da ustaların izleri bulunsa da, Eşref Üren’i herhangi bir akıma mal etmek ya da bir ustanın takipçisi olarak göstermek mümkün değildir. Bu nedenle de özgündür, kendi resmini yaratmış ve yapmıştır. Yine kendi ifadesiyle “üslub-u beyan aynıyla Eşref Üren’dir”. Eşref Üren, bu anlayış içerisinde yüzlerce resim yaptı. Konuları sınırlı olmasına rağmen, kendini tekrar ettiği de pek söylenemez. Çünkü her seferinde tuvalin başına farklı duygularla geçmiş; iç dünyasının ve yorumlama gücünün zenginliğini bize göstermiştir. Dünya görüşü, sanat anlayışı ve eserleri ile özgün ve bütünsel bir kişilik olan Eşref Üren, mütevazi kişiliği nedeniyle, hiçbir zaman öne çıkmak istemese de, Türk resim sanatı içinde her zaman özel bir yere sahip olmuştur. 79

96 ÇİFT ART NOUVEAU ÇİNİ VAZO Kupa formlu vazoların yeşil zemini dönemin üslup özelliklerine uygun olarak kabartma bitkisel unsurlarla dekorlu. Ağız çevresinde ince bir yapraktan oluşan üç adet tutamak yer alıyor. 19.yy. sonu-20.yy. başı. Yükseklik 41.5 cm

80

¨ 1.400 € 410

97 ÇİFT PORSELEN GAZ LAMBASI Lempereur & Bernard (Belçika) yapımcı damgalı gaz lambalarının eflatun ve açık mavi porselen gövdesi altın yaldız bordürler, boncuk dizileri ve bitkisel motiflerle dekorlu. Kaidesi, tutamakları, fitik ve hazne bölümleri bronz geçme. Kaide üzerinde kabartma tekniğinde iri palmetler, tutamaklarda ise kalem işi tekniğinde çizgiler ve floral örgeler çalışılmış. Beyaz opalin fanusu dalında pembe kır çiçekleri ile bezeli. Şişe üzerinde Belgica D.F damgası mevcut. 19.yy. sonu. Yükseklik 65 cm

¨ 3.200 € 940

81

98 ÇİFT EDİRNEKARİ SÜTUN Altın varak işçilikli sütunlar stilize palmet motifleriyle bezeli kare formlu bir kaide üzerinde yükseliyor. Sütunların boğumlu gövdeleri yapraklardan oluşan spiral bantlar ile çevrili. Yine stilize palmetlerle hareketlendirilmiş kare bir kaideye oturtulan üç sıra akanthus (kenger) yaprağının birleşiminden oluşan oval ve bombeli sütun başlığı ise altıgen formlu sade bir taçla sonlanıyor. 18-19.yy. Yükseklik 132 cm

¨ 12.000 € 3.530

Provenans: Hicaz Umumi Valisi (II.Abdülhamid dönemi) Müşir Ahmet Ratip Paşa’nın kızı Melek Ahmet hanım ailesi koleksiyonu.

82

99 SİNİ Osmanlı dönemi Memlük stili bakır sininin üzeri zengin kabartma işçilikli. Yüzey farklı formlar kullanılarak bölmelenmiş. Bölümler farklı yazı formları, şemseler, rumiler, lale ve palmet motifleri ile dolgulanmış. Tüm yüzey pirinç ve gümüş kakma işçilikli. Merkezinde yer alan sekizgen bölmede Neml Suresi 20.ayet: ‘Haza min fadli Rabbi’ (Rabbimin lütfundandır) yazılı. Bu bölmeyi çevreleyen sekiz adet altıgen formlu çerçevede stilize lale, yılan, balık ve şemse formları ile ‘ Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm’ (Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir) ibaresi, ilaveten sağlıkla, yemekle, şükürle ilgili güzel sözler yer alıyor. Sininin kenarını oluşturan bant üzerinde çepeçevre stilize lale, palmet formları ile arabesk süslemelerin arasında El-Adil, El-Cabbar, El-Melik, El -Sultan gibi sininin sahibine atfen yüceltici sıfatlar yazılmış. 19.yy. Çap 70 cm

¨ 10.000 € 2.940

Provenans : Sini, Sultan II. Abdülhamid dönemi Beyrut valisi Halil Rıfat Paşa (1891-1896) için özel olarak yapılmıştır, müzayedemize aile koleksiyonundan gelmiştir. 83

100 YALÇIN GÖKÇEBAĞ (d.1944) Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2012 tarihli. 60 x 80 cm

84

¨ 16.000 € 4.705

101 BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1975) ‘Ozan ve dinleyicileri’, kağıt üzeri guvaj-suluboya, imzalı, 1953 tarihli. 49 x 63.5 cm

¨ 14.000 € 4.120

Provenans: Sanatçının yakın dostu Can Döşemeci koleksiyonu.

85

102 GARABET YAZMACIYAN (1868-1929) ‘Üsküdar yangını’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1905 tarihli, altta hafif döküklü. 27 x 40,5 cm

¨ 4.500 € 1.325

Garabet YAZMACIYAN (1868-1929) Kadıköy’deki Surp Takavor Kilisesi’nin kayıtlarına göre Üsküdar doğumlu olan Garabet Yazmaciyan, iki kardeşi ile birlikte Üsküdar’da büyümüştür. İlk evliliğini Nubar Paşa’nın akrabalarından Deruni Hanım ile yapmıştır. Resim sanatının haricinde müzikle de ilgilenen ve çok iyi keman çaldığı bilinen sanatçının evi 1900’lü yılların başında çıkan Üsküdar yangınında tamamen yanmış, tablolarının büyük bir bölümü de tahrip olmuştur. Özellikle İstanbul’ dan çeşitli görünümlerini resmetmeyi seven sanatçının natürmort ve ‘İsa’nın Doğumu’ gibi dini içerikli tabloları da vardır. Yazmaciyan’ın eserleri bugün yurtiçi ve yurtdışındaki özel koleksiyonlarda ve İstanbul’daki bazı kiliselerin koleksiyonunda yer almaktadır.

86

103 ALİ RIZA BEYAZIT (1883-1964) ‘Haliç’te akşam’, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı. 40 x 50 cm

¨ 9.000 € 2.645

87

104 ÜÇ ADET KRİSTAL BİBLO Sabino (Fransız) yapımcı damgalı, ‘kelebek’, ‘serçe’ ve ‘sincap’ konulu üç adet tasarım cam biblo. 20.yy. Yükseklikler 4-6.5-7.5 cm ¨ 400 € 120

105 LALIQUE SET Lalique yapımcı firma damgalı, Tokyo modeli, çakmak ve kül tablasından oluşan ikili set. Yüzeyleri aside yedirme tekniği ile daire ve rozetlerle dekorlu. 20.yy. Çakmak 7 x 10 cm Kül tablası 13.5 x 5 cm ¨ 800 € 240

106 ÜÇ ADET KRİSTAL BİBLO Lalique (Fransız) yapımcı firma damgalı, farklı pozlarda betimlenmiş üç adet kristal ördek figürü. Orijinal kutusunda ve sertifikalı. 20.yy. Yükseklikler 5-7 cm 88

¨ 900 € 265

107 İKİ ADET VİYANA BRONZ BİBLO Bergmann yapımcı firma damgalı, ‘tilki’ ve ‘keklik’ konulu iki adet biblo. Soğuk boyama tekniği ile renklendirilmiş. Her ikisi de yeşil oniks mermer, oval kaide üzerine monte edilmiş. Kaide kenarları ufak atıklı. 1900’lerin başı. Keklik 6 x 4 cm (Kaide 9.5 x 14.3 cm) Tilki 17 x 7 cm (Kaide 13 x 25 cm)

¨ 2.000 € 590

108 İKİ ADET KRİSTAL KAĞIT AĞIRLIĞI St.Val Lambert (Belçika) yapımcı firma ve Katherine De Sousa (d.1952) tasarımcı imzalı, yeşil renkli kristalden yapılmış kurbağa formunda iki adet kağıt ağırlığı. Orijinal kutusunda. 20.yy. 12.5 x 13 x 5 cm

¨ 300 € 90 89

109 İÇKİ SETİ Fransız, Neo Rönesans stilde tasarlanmış altı adet minyon kadeh ve bir adet karaftan oluşan takım. Metal blanc geçmeli yağ yeşili camdan yapılmış parçaların kaide ve gövdelerinde kabartma nilüfer çiçeği ve palmet motifleri çalışılmış. 19.yy. Karaf yüksekliği 30 cm Kadeh yüksekliği 13 cm

¨ 1.200 € 355

110 SEKİZ ADET KRİSTAL BARDAK Rene Lalique damgalı, Bristol modeli, sade işçilikli bardakların alt kısımları balık pulu deseni formunda kesmelerle hareketlendirilmiş. 20.yy. başı. Yükseklik 13 cm 90

¨ 1.500 € 440

111 CHRISTOFLE ŞAMDAN Christofle yapımcı firma damgalı, üç mumluklu şamdan sekizgen bir kaide üzerinde yer alıyor. Kaide çevresi kalem işi tekniğinde nilüfer çiçeği, palmetler ve yivlerle dekorlu. Sütun formlu gövde ve mumluklar üzerinde de bitkisel motifler ve mitolojik masklar çalışılmış. 20.yy. başı. Yükseklik 30 cm

¨ 1.600 € 470

112 ÇİFT CHRISTOFLE HARDALLIK Christofle yapımcı firma damgalı, 692130 ve 696751 seri numaralı hardallıklar kıvrımlı dört ayak üzerinde yükselen kare bir kaideye yerleştirilmiş. Oval formlu cam gövdeleri yiv ve bitkisel formlarla bezeli tek kulp ve yuvarlak kapakla tamamlanıyor. Tutamağı papatya formunda. Kürek formlu minyon servis kaşıkları Perles modeli. 20.yy. başı. Yükseklik 13.5 cm

¨ 1.200 € 355 91

Şeref AKDİK (1889-1972) Temelde İzlenimcilik akımı doğrultusunda çalışan 1914 kuşağı ressamlarındandır. Ünlü hattat Kamil Akdik’in oğlu olan Şeref Akdik ilk resim derslerini babasının desteği ile Hoca Ali Rıza’dan aldı. İlk ve orta öğrenimini Fatih’te tamamlayan ressam, 1915 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) girdi, bu okulda Warnia Zarzecki, Hikmet Onat, Ömer Adil ve İbrahim Çallı ile çalıştı. Akademi’de öğrenciyken, 1916 yılından itibaren Türk Ressamlar Sergisi’ne, ardından da 1921’den başlayarak Galatasaray Sergileri’ne katılmaya başladı. 1924 yılındaki mezuniyetinden sonra Gazi Osman Paşa Lisesi’nde bir yıl öğretmenlik yapan Şeref Akdik, yurtdışı sınavlarını kazanınca Mahmut Cûda, Muhittin Sebati, Cevat Dereli ve Refik Epikman ile birlikte 1925 yılında Paris’e giderek 1926’da Julian Akademisi’nde Albert Laurens (1870-1934) ile çalıştı. 1928 yılında İstanbul’a dönen ressam, çeşitli liselerde resim öğretmeni olarak görev yaptı. 1929 yılında Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı. 1951 senesinde atandığı Güzel Sanatlar Akademisi’nden 1964 yılında emekli oldu. Şeref Akdik güçlü deseni ile izlenimci-realist çizgide eserler vermiştir. Portre, natürmort, peyzaj ve figür düzenlemelerinden oluşan büyük boyutlu kompozisyonlar yapmıştır. Anadolu insanının yaşamını konu aldığı figür düzenlemelerinde ve portelerinde akademik- realist anlayışa bağlı kalmış, ancak Anadolu ve İstanbul’un çeşitli köşelerinden suluboya tekniği ile gerçekleştirdiği peyzajlarında izlenimci üsluba daha yakın çalışmıştır. İzlenimci akımın renk anlayışı ve ışıkgölge kuramıyla hacimsel arayışlar ve sağlam yapı kaygısını birleştirme eğiliminde olmuştur. Portre ve figür çalışmalarında yerel giysilerin özellikleriyle birlikte Anadolu insanının iç dünyası da tuvale yansıtılmıştır. 1932’de Ankara Halkevi’nde ilk kişisel sergisini açan sanatçı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Halkevleri aracılığıyla yürüttüğü yurt gezileri programlarıyla yaygınlaşan sanatta, yöresel ve ulusal eğilimin güçlenmesinde de büyük katkıları olan bir ressamdır. Söz konusu program dahilinde 1940 yılında Mersin’e, 1943 yılında da Erzurum’a giden ressam, bu bölgelerdeki çevre görünümlerini, yerel tipleri ve köylüleri, yer yer belgesel nitelikler de taşıyan akademik-realist bir üslupla tuvaline yansıtmıştır. Resmin yanı sıra hat alanında da önemli çalışmalar yapan Şeref Akdik, bu tür çalışmalarında kaligrafik özellikler ve istifleme açısından geleneksel kurallara bağlı kalmıştır Şeref Akdik 1911 yılında Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin çocuklar için düzenlediği yarışmada "İkincilik" Ödülü, 1939’da San Fransisco Resim yarışmasında "Madalya", 1945 yılında ise 7. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde "Küçük Binici" adlı yapıtıyla Birincilik Ödülü almıştır. 113 ŞEREF AKDİK (1889-1972) ‘Kağnı’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1931 tarihli. 46 x 55 cm

¨ 28.000 € 8.235

Eser, Gültekin Elibal’ın kaleme aldığı, eşi Sârâ Akdik’in önsözünü yazdığı, ‘Şeref Akdik-Hayatı-Sanatı-Eserleri’ adlı kitapta 85.sayfada yer almaktadır. 92

93

Avni ARBAŞ (1919-2003) Herhangi bir akıma bağlı olmadan yaptığı eserleriyle tanınan Avni Arbaş, lekeci bir teknikle ulaşılan yarı soyut anlatımların ustası olarak kabul edilir. İlk resim derslerini babası Albay Mehmet Nuri Bey’den aldı. Galatasaray Lisesi’nde okuduğu dönemde, asker ressam Mehmet Ali Bey’in yönetimindeki resim atölyesinde, Cihat Burak ve Selim Turan gibi geleceğin önemli ressamlarıyla çalışma olanağı buldu. Resim tutkusu ağır basınca Güzel Sanatlar Akademisi’nin orta kısmına geçmek için Galatasaray Lisesi’nden ayrıldı. 1940-1946 yılları arasında öğrenim gördüğü akademide, önce İbrahim Çallı’nın, daha sonra da Leopold Lévy’nin atölyesinde çalıştı. Lévy’nin atölyesinde çalıştığı yıllarda, aynı atölyeye devam eden Nuri İyem, Selim Turan, Nejat Devrim, Kemal Sönmezler, Turgut Atalay ve D Grubu kurucularından Abidin Dino gibi öğrencilerle birlikte Yeniler Grubu’nu kurdu. Akademiden mezun olduktan sonra, Fransız hükümetinin bursuyla 1947 yılında Paris’e giden Arbaş, 1970’li yılların sonuna kadar burada yaşadı. 1977 yılında yurda dönem sanatçı, bu dönemden itibaren ağırlıklı olarak Mustafa Kemal portreleri, İstanbul ve Boğaz konulu resimler yapmıştır. Resimlerinde soyutlamalar giderek artsa da, sanatçının figüratif anlayışa eğilimi her zaman devam etmiştir. Lekesel anlatımlar Arbaş’ın sanat yaşamının temelini renklendiren ve biçimlendiren değerlerdir. Ayrıntıdan arınmış, seçmeci bir gözlem, değişken renk ve leke dokusuyla aktarılır ressamın tuvaline. Bu öznel yorum, güçlü yapı dengesi ve yumuşak duyarlılıkla birleşerek görünümlerden portrelere ve atlar serisine, ölüdoğalardan deniz insanının yaşamına kadar uzanan konu ayrımlarında bütüncül bir özgünlüğe ulaşır. 1981 yılında Atatürk’ün 100. doğum günü sebebiyle açılan yarışmada başarı ödülü alan ressam, 1991 yılında da Plastik Sanatlar Derneği’nin onur belgesine layık görülmüştür. Yurtiçinde İstanbul ve Ankara; yurtdışında da Paris, New York, Ohio’da olmak üzere toplam 23 kişisel sergi açan Arbaş, yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli karma sergilere de katılmıştır.

114 AVNİ ARBAŞ (1919-2003) Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 60 x 73 cm

94

¨ 38.000 € 11.175

95

115 İKİ ADET BAHÇE HEYKELİ Fransız, def ve zil çalıp dans eder pozisyonda betimlenmiş iki adet kanatlı cupidden oluşan tutya heykel grubu. 19.yy. Yükseklikler 84 cm-86 cm 96

¨ 7.000 € 2.060

116 TUTYA ŞÖMİNE SAATİ Fransız, kayalık bir zemin üzerinde yer alan dişi ve erkek aslan figüründen oluşan gövdesi A.Barye sanatçı imzalı. Çevresi bronz kabaralarla çevrili mineli kadranı zarif girlandlarla dekorlu. Dikdörtgen formlu, vişne çürüğü renkli mermer bir kaide üzerine yerleştirilmiş. 19.yy. 55 x 21 x 44.5 cm

¨ 4.000 € 1.175

97

117 CHRISTOFLE ÇATAL-BIÇAK TAKIMI Christofle yapımcı firma damgalı, Marly modeli. 12 adet yemek çatalı, 12 adet yemek kaşığı, 12 adet yemek bıçağı, 12 adet balık çatalı, 12 adet balık bıçağı, 12 adet küçük çatal, 12 adet küçük bıçak, 12 adet tatlı kaşığı, 12 tatlı bıçağı, 12 adet dondurma kaşığı, 4 adet farklı formda servis çatalı, 2 farklı formda servis bıçağı, 1 adet servis kaşığı, 1 adet çorba kepçesi, 1 adet tatlı servisi olmak üzere toplam 129 parça. Orijinal yeşil deri çekmeceli kutusunda. 20.yy. ¨ 9.800 € 2.880

98

118 GÜMÜŞ KAPLAMA SERVİS TAKIMI Farklı boyutlarda 10 adet yuvarlak formlu, çift kulplu, kapaklı servisten oluşan takım. Parçaların sade işçilikli yüzeyleri kabartma dilimler, kalem işi bitkisel süslemelerle hareketlendirilmiş. Ayak ve kulplarda kabartma ve kalem işi tekniğinde muhtelif bitkisel süslemeler yer alıyor. Tutamakları yemiş, ananas, tomurcuk gül formlarında. 20.yy. Çaplar 18-23.5 cm Yükseklikler 25-36 cm

¨ 4.000 € 1.175

99

119 LEYLA GAMSIZ (1921-2010) Natürmort, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1977 tarihli. 43 x 45 cm

100

¨ 8.000 € 2.355

120 İBRAHİM BALABAN (d.1921) Köylü, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2006 tarihli. 50 x 40 cm

¨ 7.000 € 2.060 101

121 FATİH URUNÇ (1966-1912) İsimsiz, tuval üzeri karışık teknik, imzalı, 2009 ve 2010 tarihli. Her biri 30 x 34

¨ 800 € 235

122 FATİH URUNÇ (1966-1912) İsimsiz, tuval üzeri karışık teknik, imzalı, 2011 tarihli 75 x 40 cm 102

¨ 1.800 € 530

123 MUSTAFA AYAZ (d.1938) Soyut figüratif, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı. 28 x 48 cm

¨ 1.500 € 440

124 ADNAN TURANİ (d.1925) Don Kişot, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 35 x 50 cm

¨ 1.000 € 295

103

125 KOLYE Rus yapımı, sarı altın üzeri yaklaşık 0.80 karat elmas taş montürlü kolye damla sallantılı fiyonk olarak tasarlanmış. Ortada yer alan elmas taş damla formunda. 19.yy. Uzunluk 4 cm Ağırlık 8 g ¨ 3.500 € 1.030

126 YÜZÜK Avrupa yapımı beyaz altın yüzüğün montürü, ortada tek inci, kenarlarda altı adet, toplam 0.60 karat pırlanta bezeli. 20.yy. Parmak ölçüsü 11 Ağırlık 6 g ¨ 3.500 € 1.030 104

127 KOLYE VE BİLEZİK Victorian setin kırmızı renkli mercan habbeleri kolyede iki , bilezikte üç sıra kullanılmış. Altın klipslerin ortasına kabuşon mercanlar montürlenmiş. 19.yy. sonu. Uzunluk 34 -19 cm

¨ 2.600 € 765

128 BROŞ Kırmızı altın üzeri yaklaşık 1.20 karat elmas taş bezeli ay-yıldız montürlü. Yıldızın ortası kök zümrüt aplikeli. 20.yy. 4.2 x 3.5 cm Ağırlık 11 g

¨ 5.500 € 1.620

105

129 BAPTISTIN POUJOULAT, VOYAGE À CONSTANTINOPLE, DANS L’ASIE MINEURE, EN MÉSOPOTAMIE, Á PALMIRE, EN SYRIE, EN PALESTINE ET EN EGYPTE, TOME I-II, BRUXELLES, 1841. Haçlı Seferleri ile ilgili araştırma yapmak için Anadolu’ya gelen B.Poujulat’ın (1809-1864), kardeşi Joseph Michaud’a yazdığı 35 mektuptan oluşan iki ciltlik kitap, yazarın Atina’dan yazdığı 12 Kasım 1836 tarihli mektupla başlayıp Mısır’dan yazdığı 2 Nisan 1838 tarihli mektupla son buluyor. Mezopotamya, Anadolu, Filistin, Mısır ve İstanbul’u gezen Poujoulat’ın her bir mektubu gezdiği bölgeyi ayrıntılı olarak anlatan bir seyahatname niteliğindedir. Lacivert deri cildinde aynı tonda ebru çalışmaları yer alıyor. Ön ve arka iç kapaklarda da kahverengi ebru çalışmaları mevcut. 22.5 x 15 cm

106

¨ 500

€ 145

130 GEORGE SANDYS, A RELATION OF A JOURNEY BEGUN AN: DOM: 1610. FOUR BOOKS. CONTAINING A DESCRIPTION OF THE TURKISH EMPIRE, OF EGYPT, OF THE HOLY LAND, OF THE REMOTE PARTS OF ITALY, AND ISLANDS ADJOINING, LONDON, 1673 (7.BASKI). İngiliz gezgin ve şair George Sandys’in (1578-1644), 1610-1611 yıllarında yaptığı doğu seyahatini anlatan kitapta, Venedik’ten yola çıkan yazarın Ege Adaları, Yunanistan, Çanakkale, İstanbul, Mısır, Sina Yarımadası, Filistin ve dönüşte uğradığı Kıbrıs, Sicilya, Napoli, Roma gezileri anlatılıyor. Harita, plan ve çeşitli resimlerden oluşan 50 adet kurşun plaka gravürle zenginleştirilmiş kitap orijinal kahverengi deri cildinde. Kitap,o güne kadar yazılan en detaylı seyahatname olması ve antik kentlerle ilgili güvenilir bilgiler vermesiyle ön plana çıkıyor. 32.5 x 20 cm

¨ 2.500 € 735

107

Orhan PEKER (1926-1978) Türk resim sanatı tarihimizde lekesel lirik soyut anlatımın en güçlü isimlerinden biridir. 1946-1951 yılları arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde öğrenim gördü. O yıllarda Doğu-Batı sentezinin olanaklarını araştırdı. 1947 yılında atölye arkadaşları Leyla Gamsız, Mehmet Pesen, Fikret Otyam, Hulusi Saptürk, Mustafa Esirkuş, Nedim Günsür, Fahrünnisa Sönmez, Turan Erol ve Ivy Stangali ile birlikte Onlar Grubu’nu kurdu. Akademiden mezun olduktan sonra Avusturya’ya giderek Kokoschka’nın Salzburg Yaz Akademisi’nde devam eden sanatçı, bu dönemde Onlar Grubu’nun motifsel duyarlılığı dışında kalarak lekesel soyut anlatımlara yöneldi. Avusturya, Almanya, Hollanda ve Paris’te çeşitli çalışma ve araştırmalar yaptıktan sonra 1953 yılında Türkiye’ye döndü. 1950’li yılların başında doğayı açık ve koyu tonlarla oluşturduğu lekeler şeklinde yorumlamaya başlayan ressamın yapıtlarında 1950’lerin ortalarından itibaren biçimin gerisinde anlam ve kavramları çağrıştıran imgeler belirmeye başlamıştır. 1960’tan sonra çalışmalarını özellikle at başları üzerinde yoğunlaştırmıştır. Tekli, ikili veya üçlü at gruplarını betimlediği bu çalışmalarında figüratifsoyut zıtlığı bağlamında çeşitli çözümler aramaya yönelmiştir. Sanatçının figüratif kökenli, lekeci bir üsluba sahip bu eserlerinde biçimler rengin ön plana çıkarılması ve çeşitli renk farklılaşmalarıyla oluşturulmuş, objeler lekeci bir yapıya ulaşmıştır. Gerçekleştirdiği hemen hemen tüm figüratif çalışmalarda lekeci anlayışı üslubunu belirleyen önemli bir unsur olarak kullanan Peker, aynı yıllarda yöresellik anlayışına da benzer bir tavırla yaklaşmış, özellikle Ankara ve çevresinde yaptığı eserlerinde Anadolu bozkırını tüm gerçekliği ile ancak kendine özgü bir yorumla yansıtmıştır. 1970’li yıllarda Ayvalık’ta bulunan ressam, çalışmalarını uzun süre burada sürdürmüş ve figürü yitirmeden, simgesel renk lekeleri içinde yansıttığı at, kuş, kedi, horoz gibi çeşitli hayvan figürleri çalışmıştır. Bozkırın hüzünlü atmosferi ile Akdeniz’in coşkusunu ustalıkla birleştiren renkçi yapıtlar üreten Peker’in yine aynı yıllarda yaptığı güvercinler ve ayçiçeği tarlaları temalı çalışmaları tasvir ettikleri nesnelerin çizgilerine bağlı olmaktan ziyade anlamlı biçim değiştirmeleri ve anlam incelikleriyle yüklüdür. 1965 yılında Devlet Resim Heykel Sergisi’nde ‘Beyaz Atlar’ adlı eseriyle birincilik ödülüne layık görülen sanatçı, 1966’da Yılın Ressamı seçilmiş, aynı yıl Madrid’e giderek bir yıl burada çalışmış, çeşitli sanat etkinliklerine katılmıştır. 1970 yılında Osaka Dünya Sergisi’nde Türk Pavyonu iç düzenleme yarışmasını mimar Ragıp Buluç ile birlikte hazırladığı projeyle kazanmış ve Japonya’ya giderek düzenlemeyi gerçekleştirmiştir. Sanatçı 1976 yılında Nezihe Meriç’in ‘Alagün Çocukları’ , 1977 yılında Çetin Öner’in ‘ Gülibik’ ve Metin Eloğlu’nun ‘Rüzgar Ekmek’ isimli kitaplarını resimlemiştir.

108

131 ORHAN PEKER (1926-1978) ‘Tulumbacılar’ (ön yüz), ‘Atlar’ (arka yüz), karton üzeri karışık teknik, imzalı, 1966 tarihli. 56 x 43 cm

¨ 42.000 € 12.355

109

132 KOMET (d.1941) Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2015 tarihli. 22 x 22 cm

110

¨ 5.200 € 1.530

133 KOMET (d.1941) İkili portre, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2015 tarihli. 22 x 22 cm

¨ 5.200 € 1.530

111

Cihat BURAK (1915-1994) 1943 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Cihat Burak, uzun süre mimar olarak çalıştı. Paul Bonatz, Sedat Hakkı Eldem ve Emin Onat gibi ünlü mimarlarla çalışan sanatçı, Bayındırlık Bakanlığı’nda görev yaptığı dönemde, 1953 yılında Birleşmiş Milletler bursuyla Fransa’ya gönderildi. 1955’te yurda döndükten sonra Proje Tanzim Fen Heyeti’ne müdür olarak atandı. İlk kişisel sergisini 1957 yılında İstanbul’da açan ressam, bu sergide Paris seyahatinde gerçekleştirdiği yapıtlarını sergiledi. 1961 yılında prefabrike inşaat yöntemlerini incelemek üzere yeniden Fransa’ya gönderilen Burak, bursun bitiminde bakanlıktaki görevinden ayrılarak Paris’te kalmayı tercih etti. Resim çalışmalarına bu yıllarda ağırlık veren sanatçı, 1965 yılında Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Özel Işık Mimarlık Okulu’nda ve İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nda resim dersleri verdi. Yapıtlarında halkın ve bireylerin içinde bulunduğu çelişkileri yine halka özgü bir espri anlayışıyla, ancak eleştirel bir gözle ele alan Cihat Burak, özellikle 1960’lı yıllarda toplumsal gerçekçilik, toplumsal psikoloji ve toplumsal eleştiri anlayışını net bir anlatım ve fantastik bir yönelimle tuvale yansıtmıştır. Ele aldığı ölüm, doğa, bitki, hayvan, günlük yaşam kesitleri gibi tüm konuları kendi iç dünyasından çeşitli ögelerle zenginleştiren sanatçının boya kullanımındaki dokusallık, karşıt renkler ve duygu onun bir ölçüde Dışavurumcu anlatıma yaklaşmasını da sağlamaktadır. Çizgisel değerleri ön plana çıkardığı eserlerinde ise tüm unsurlar en ince ayrıntılarına kadar işlenmiştir. Sanatçının ilgilendiği bir başka konu da Atatürk, Yahya Kemal, Fatih Sultan Mehmet ve Nazım Hikmet gibi ünlü tarihsel kişiliklerdir. Atatürk ve şehitlerin adlarını ve anılarını yüceleştirmek amacıyla Kurtuluş Savaşı, Kıbrıs Harekatı ve şehitler konulu çeşitli eserler gerçekleştiren ressam, simgesel ilişkiler içinde göğsüne bir demet çiçek saplanmış halde resmettiği ‘Şairin Ölümü’ adlı yapıtında ise Nazım Hikmet’i anlatmaktadır. Resim haricinde mimari bezeme alanında cam ve porselen işleri, büstler ve çeşitli metal baskı çalışmaları da yapan Cihat Burak, 1982’de Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar, 1991 yılında ise Plastik Sanatlar Derneği Onur ödüllerini almış; ayrıca 1964 yılında Paris’te Musee de L’art Moderne’de düzenlenen sergide ‘Deniz Muharebesi/Hayal Donanma’ adlı yapıtıyla bronz madalya; aynı yıl gerçekleştirilen Utrillo Armağanı Sergisi’nde ise gümüş madalya kazanmıştır. Yurtiçinde İstanbul, Ankara; Fransa’da Paris, Lille, Cannes; Almanya’da Wessel gibi kentlerde kişisel sergiler açan sanatçı, yurtiçi ve yurtdışında pek çok karma sergiye de katılmıştır.

134 CİHAT BURAK (1915-1994) Natürmort, sunta üzeri yağlıboya, imzalı, 1969 tarihli. 56 x 31 cm

112

38.000 € 11.175

113

135 DUVAR HALISI Eski Türkçe Hereke ibareli, ipek, cm²’de 10x10 düğümlü. 20.yy başı. 49 x 77 cm

¨ 2.200 € 645

136 DUVAR HALISI Eski Türkçe Hereke ibareli, ipek, cm²’de 8x8 düğümlü. 20.yy başı. 68 x 110 cm 114

¨ 4.500 € 1.325

115

Eren EYÜBOĞLU (1912-1988) Anadolu insanının yaşamını işlediği resimlerle tanınan sanatçı Romanya’da Yaş Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdikten sonra, 1929 yılında Paris’e gitti. Önce Julien Akademisi’nde, daha sonra da Andre Lhote’un atölyesinde dört yıl resim öğrenimi gördü. 1930 yılında Paris’te tanıştığı ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu ile 1936’da evlenerek İstanbul’a yerleşti ve Ernestine olan adını Eren olarak değiştirdi. Eşiyle birlikte D Grubu’na katılarak topluluğun çalışmalarında önemli rol oynadı. Bedri Rahmi ile beraber Anadolu’ya yaptıkları seyahatlerde sanatçı, Anadolu insanının yaşam biçimini yakından inceleme fırsatı buldu. Eren Eyüboğlu yapıtlarında folklorik özellikleri plastik değerlerle ustalıkla birleştirmiş, biçim olgunluğu ve anıtsallığı yeğlerken süslemecilikten kaçınmıştır. Eserlerindeki yarı-soyut ve Dışavurumcu yaklaşımı, sanat yaşamı süresince çeşitli değişim ve gelişmeler geçirse de tüm sanat hayatında devam etmiştir. 1950’li yıllarda ayrıntıdan uzaklaşmış, yalın, çizgisel ve çok renkli bir üsluba yönelmiştir. 1955 yılından sonra bu üslupta lirik soyutlamalar gerçekleştirmiştir. 70’li yıllarda yapıtlarında eski dönemlerde çalıştığı konularını sanatsal birikimini katarak yeniden ele alır. Sanatçının bu döneminde figüre daha önem verdiği hissedilir. 1980’e değin yeni renk ve çizgi değerleriyle yeni bir hayat bulan Anadolu görünümlerinin yanı sıra figür ve portreleri mevcuttur. Resmin yanı sıra mozaik alanında da eser veren sanatçının bu türdeki en önemli yapıtları Ankara Etibank’taki mozaik pano (1956), 4.Levent Mahallesi konut duvarları (1956-1957), Ankara Çocuk Hastanesi (Hacettepe-1955), İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (1963-1965), Cerrahpaşa Hastanesi (1978) ve Haydarpaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi (1979) için yaptığı mozaik panolardır. Yurt içi ve yurtdışında çok sayıda sergi açan Eyüboğlu, 1973 yılında Devlet Resim Heykel Sergisi’nde başarı ödülü kazanmıştır.

137 EREN EYÜBOĞLU (1913-1988) ‘Beylerbeyi Camii Avlusu’, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı, 1944 tarihli. 51.5 x 65 cm

116

¨ 60.000 € 17.645

117

138 ADNAN TURANİ (d.1925) Soyut kompozisyon, karton üzeri suluboya-mürekkep, imzalı, 1985 tarihli. 35 x 45 cm

¨ 1.250 € 355

139 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974) Kompozisyon, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı, 1964 tarihli, Arşiv No 64 KT 001 etiketli. 50 x 27 cm Provenans : Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu. 118

¨ 8.000 € 2.355

119

140 FAHRİ SÜMER (d.1942) ‘Evler’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1965 tarihli. 55 x 46 cm

¨ 1.400 € 410

141 NİMET BERDAN (1918-2001) Natürmort, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1990 tarihli. 65 x 50 cm

120

¨ 2.500 € 735

CİHANNÜMA Cihannüma adlı eserin yazarı Kâtip Çelebi (1609-1657) Osmanlı Devleti’nde Batı bilimleriyle ilgilenen ve bu bilgileri Doğu bilimleri ile karşılaştırıp sentezini yapan ilk bilim adamlarından biridir. Coğrafya alanındaki gelişme de kendisinin çalışmaları ile başlamıştır. Asıl adı Mustafa bin Abdullah’tır, ancak ordu kâtipliğinde bulunmasından dolayı ulema ve halk arasında Kâtip Çelebi lakabı ile tanınmıştır. Hacca gittiği ve uzman memur (halife) olduğu için doğuda ‘Hacı Halife’, batıda ise ‘Hacı Kalfa’ olarak anılan Kâtip Çelebi, yaşamı boyunca birçok eser yazmıştır. Bu eserlerin bir kısmı tarihi coğrafya açısından oldukça önemlidir. Doğu ve batıda yazılmış olan coğrafi eserleri ve atlasları titizlikle takip eden ve coğrafyanın ne kadar önemli bir alan olduğunun bilincine varan Kâtip Çelebi, gidilemeyen yerlerin coğrafya kitapları aracılığıyla öğrenilebileceğini düşünmektedir. O dönemde yakın ya da uzak ülkelere gitmek güvenlik ve ulaşım ağının yetersiz olması nedeniyle çok güç olduğu için farklı ülkeler hakkında bilgi edinmek gerçekten de coğrafi eserler aracılığıyla olmaktaydı. Kâtip Çelebi bu düşüncenin sonucu olarak iki tane Cihannüma adlı coğrafya eseri yazmıştır. 1648 yılında yazmaya başladığı ilk Cihannüma doğu düşünürlerinin görüşlerine göre yazılmıştır. Ancak birinci Cihannüma’nın batı dünyasının coğrafi görüşlerine uymadığını gören yazar, bu kitabı yarıda bırakarak 1650-1655 yılları arasında ikinciyi yazma gereği duymuştur. Dünya coğrafyası özelliğinde olan bu kitabın, sadece metinden oluşmasının yeterli olmayacağını dikkate alarak metnin arasına Avrupa örneklerinde olduğu gibi, hazırladığı çizimleri ve haritaları da koymuştur. Bu çizim ve haritalar çok renkli olup üzerinde bazı açıklamaları da bulundurmaktadır. Kâtip Çelebi bu eserinde, yaşadığı dönemde doğu ve batıda coğrafya alanında var olan yaklaşımları birbiri ile bağdaştırarak yepyeni görüşlere yer vermiştir. Bu yönüyle eser, Osmanlı coğrafya anlayışına yeni ve bilimsel bir görüş getirmiştir. Daha önce yazılmış İslami eserler ile birinci Cihannüma’da dünya üzerindeki ülkeler genel olarak yedi iklime ayrılarak anlatılmıştır. İkinci Cihannüma’da ise ülkeler Asya, Avrupa, Afrika, ve Amerika kıtalarına göre anlatılmış, ayrıca Kuzey Kutbu ve Güney Kutbu konularına da yer verilmiştir. Kıtalara ayırma yönteminin ilk kez kullanılması, Osmanlı için döneminin önemli coğrafi yeniliklerinden biridir. Ayrıca Cihannüma’dan önceki coğrafya kitaplarında sadece tasvire yer verilmiş olup genel ve matematiksel coğrafya ile bölgesel veya ülkeler coğrafyası arasında senteze dayalı bir bağ olmadığı görülür. Oysa Cihannüma’da bunların arasındaki ilgiler sentez kurularak birlikte kullanılmış ve bunlara bir de tarihi coğrafya ve genel tarih konuları eklenmiştir. Ancak kitabın Kâtip Çelebi tarafından yazılmış tam bir nüshası bugüne kadar bulunamamıştır. Bu da, Cihannüma’nın yazarı tarafından tamamlanamadığını göstermektedir. Buna rağmen, yazıldığı dönemde ve sonrasında, özellikle de basımından itibaren sadece Osmanlı’da değil, başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede de ilgi görmüştür.

Kâtip Çelebi tarafından el yazması olarak hazırlanan Cihannüma, Osmanlı Devleti’nde basım evi kurup ilk kitap yayınlayan ve dolayısıyla da Osmanlı yayın hayatının en önemli kilometre taşlarından biri olan İbrahim Müteferrika (1674-1745) tarafından 1732 yılında basılmıştır (500 adet). Türkiye ve Avrupa’nın ileri gelen pek çok kütüphanesinde el yazması örneklerinin de olmasına karşın, günümüzde yerli ve yabancı coğrafya, tarihi coğrafya, tarih ve benzeri alanlarda araştırma yapanların çoğunlukla kullandığı Cihannüma bu basımdır. İbrahim Müteferrika kitaba bazı eklemeler de yapmıştır. Bu eklemeler genel olarak üç ana başlık altında toplanabilir: 1-Coğrafya, geometri, astronomi ve kozmografya 2-Kâtip Çelebi’nin Van bölgesi civarında bıraktığı memleket tasvirlerinin Anadolu’daki Üsküdar sahiline kadar genişletilmesi 3- Kâtip Çelebi’nin harita ve çizimlerinin tamamlanarak yenilerinin eklenmesi. 121

Müteferrika astronomi ve kozmografyaya ilişkin yaptığı ekte, öncelikle evrenin yapısını betimleyen çeşitli bilim ve fikir adamlarının düşüncelerini ele almış ve yer veya güneş merkezli bir evren modeli tasarlamanın din/inanç konularına girmeyip bütünüyle bilimsel bir konu olduğunu vurgulamıştır. Ardından evrenin biçimini açıklayan astronomik kuramların Batlamyus, Kopernik ve Brahe sistemleri olmak üzere üçe ayrıldığını belirtmiş ve bu sistemleri ayrıntılı biçimde açıklamıştır. Kopernik’in Güneş merkezli kuramını ve buna yöneltilen itirazları değerlendirirken, Kopernik’i destekleyen Galilei ve Descartes’tan yararlanmıştır. Böylece İbrahim Müteferrika, yaptığı eklerle öncelikle Kopernik kuramının gerçek anlamda Osmanlı kültüründe tanınmasını sağlamıştır. Ayrıca Galilei’nin yeni fiziğini ve Descartes’ın evrenin işleyişine ve yapısına mekanik bir açıklama getiren çevrimler kuramını da anlatarak bunların Osmanlı bilim dünyasında, gecikmeli de olsa öğrenilmesine vesile olmuştur. Cihannüma’nın ilk dört sayfası önsöz niteliğindedir ve numaralandırılmamıştır. Kâtip Çelebi burada Cihannüma’yı yazma sebebi hakkında bilgi verir. Bunun devamında yer alan ve numarasız olan 22 sayfalık kısım ise fihrist olarak adlandırılan içindekiler bölümüdür. Fihristten sonraki sayfalar 1’den 698’e kadar numaralandırılmıştır. İlk sayfada zengin bir tezhiple süslenmiş çerçeve içinde “Kitab-ı Cihannüma Kâtip Çelebi” ifadesi yer alır. Metin bölümünde önce Cihannüma’nın yazımı sırasında yararlanılan kaynak eserler tanıtılmış, sonra da coğrafyanın tanımı ve sınıflandırılması yapılarak amacı ve faydası açıklanmıştır. Bu açıklamaları, batıdaki yeni görüşler doğrultusunda ele alınan matematiksel coğrafya ve kartografya konuları izler. Bu bölüm, metin arasına yerleştirilmiş güneş ve ay tutulması, kuzey ve güney yarımküreyi gösteren dünya haritaları gibi pek çok çizim ile de desteklenmiştir. Cihannüma’da bazı çizelgeler de kullanılmıştır. Örneğin, “Cedvel-i Ekalim” adlı çizelgede iklim sayısı ile iklimlerin saat ve dakika, derece ve dakika olarak konumları yazılmıştır. Memleketler ve şehir adları üzerinde de duran Kâtip Çelebi, batıda coğrafya ve haritacılık alanında gelişen yeni görüşlerden de bahsettikten sonra yeryüzü, karalar, denizler ve yer küresi ile ilgili genel bilgiler verir. Bu konularla ilgili bilgiler verildikten sonra, ülkeler hakkındaki açıklamalara Asya’nın doğusundaki adalardan başlar. “Yaponya, Yeni Gine, Moluk, Mindenao, Cava, Sumatra, Borneo, Seylan, Çin ve Hint Adaları” şeklinde sıralanan bu adalardan sonra Asya kıtasındaki ülkelere geçilmektedir. Asya kıtasına “Çin-i Maçin ve Hıtay” gibi Uzakdoğu ülkelerinden başlayan yazar, buradan batıya doğru ilerleyerek Hind, Sind (Batı Pakistan), Kaşmir, Tibet, Zabulistan (Afganistan),Badahşan, Toharistan ülkelerinden bahseder. Asya’nın güneyindeki bu ülkelerden sonra İran, Türkistan ve Orta Asya’daki; Sicistan, Sistan, Kirman, Hürmüz, Lâr, Fars, Huzistan, Loristan, Cibal, Irak-ı Acem, Horasan, Kuhistan, Tabaristan, Mazenderan, Deylem, Ceylan, Harizm, Maveraünnehr, Doğu Türkistan ülkelerini anlatır. Sırasıyla Azerbaycan, Arran, Mogan, Şirvan, Dağıstan, Gürcistan ülkelerinin ele alınmasını takiben Doğu Anadolu ve Arabistan Yarımadası üzerinde yer alan Osmanlı topraklarına geçilir. Bu bölgeye ait bilgiler El Cezire, Irak, Arap Yarımadası, Şam ve Halep olarak başlamakta ve devamında Anadolu topraklarına geçilmektedir. Kâtip Çelebi kendisinin gezip gördüğü yerleri daha detaylı olarak tasvir etmiştir. Anadolu diğer bölgelere göre daha ayrıntılı ele alınmıştır. Burada şehir ve kasabalardan, kalelerden, bunların konumlarından ve bulundukları yerin coğrafi özelliklerinden ayrı ayrı söz edilmiştir. Yerleşimler arası mesafeler, ekonomik faaliyetler, bölgedeki ova, dağ, nehir ve göller hakkında açıklamaların yanı sıra cami, hamam ve çarşıların sayı ve bilgileri de verilmiştir. Her bölümde konuyla ilgili harita ve çizimler de mevcuttur. Kâtip Çelebi’nin en önemli yanlarından biri de döneminde ortaya çıkan yeni gelişmelere bakarak coğrafyanın ve coğrafi eserlerin haritasız olamayacağını kavramış olmasıdır. Bu sebeple yazdığı ikinci Cihannüma’ya birçok çizim ve harita eklemek istemiş, fakat istediği miktarda çizim ve haritayı koyacak fırsatı ve ömrü olmamıştır. Ancak yaklaşık 100 yıl kadar sonra, İbrahim Müteferrika Cihannüma’ya birçok çizim ve harita ekleyip basarak Kâtip Çelebi’nin arzusunu bir ölçüde yerine getirmiştir. Müteferrika matbaasında basılan kitaplar Füyûzât-ı Mıknatisiye ve Cihannüma hariç, çoğunlukla siyasi tarihle ilgilidir. Bu durumda bilim alanında seçilmiş kitaplar olarak sadece Füyûzât-ı Mıknatisiye ve Cihannüma karşımıza çıkmaktadır. Ancak Füyûzât-ı Mıknatisiye içerdiği bilgiler açısından geçerliliğini yitirmiş, yararsız bir çalışmadır. Böylece Cihannüma, nitelik, bilimsellik ve yayınlandığı dönem için en güncel bilgileri kapsaması açısından matbaanın bastığı en önemli kitap olarak değerlendirilmektedir. Basımından sonra yurtiçinde ve yurtdışında yaygın olarak tanınan ve kullanılmaya başlanan Cihannüma, Avrupa’da birçok dile çevrilmiştir. Bilim adamları dışında, XIX.yüzyılda Anadolu’yu gezen Avrupalı seyyahlar tarafından da önemli bir bilgi kaynağı ve yol kılavuzu olarak kullanılmıştır. Kâtip Çelebi’nin bu eseri, döneminde olduğu gibi günümüze kadar da coğrafya alanında çalışan birçok kişi için temel kaynaklardan biri olmuştur. 122

142 KÂTİP ÇELEBİ, HACI HALİFE MUSTAFA BİN ABDULLAH, ‘KİTÂB-I CİHANNÜMÂ LÎ KÂTİP ÇELEBİ’, İBRAHİM MÜTEFERRİKA BASIMI, 1732 Kâtip Çelebi tarafından 1650-1655 yılları arasında yazılan, coğrafya ve tarihi coğrafya alanlarında temel başvuru kitaplarından biri olan Cihannüma’nın İbrahim Müteferrika tarafından basılan 3 Temmuz 1732 (H.10 Muharrem 1145) tarihli baskısı. Müteferrika matbaasında basılan 11.kitap olan Cihannüma sadece 500 adet basılmıştır. Kitapta 25 tanesi harita, 11 tanesi matematiksel coğrafya konularıyla ilgili çizim ve 2 tanesi çizelge olmak üzere toplam 38 adet kurşun plaka gravür yer alıyor. Toplam 762 sayfa olan kitabın başlangıcındaki önsöz ve fihrist bölümleri numaralandırılmamıştır. Sadece 698 sayfalık asıl metin kısmı numaralandırılmıştır. Eserde, İbrahim Müteferrika tarafından yapılan eklemeler mevcuttur. Orijinal deri cildinde. Ciltte ve sayfalarda yaşına bağlı yıpranmalar mevcut. 29 x 19 cm ¨ 40.000 € 11.765 123

143 FAHRETTİN BAYKAL (1948-2005) ‘Oyun’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1991 tarihli. 70 x 50 cm 124

¨ 4.000 € 1.175

144 ÖMER ULUÇ (1931-2010) Soyut figüratif, karton üzeri yağlıboya, imzalı. 65 x 50 cm

¨ 28.000 € 8.235

125

145 ALİ KOTAN (d.1959) İsimsiz, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1984 tarihli. 50 x 52 cm ¨ 800

146 HASAN PEKMEZCİ (d.1945) ‘İnsanlarımız’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1985 tarihli. 51 x 55 cm ¨ 800 126

€ 235

€ 235

147 HABİB AYDOĞDU (d.1952) ‘Tarlabaşı’nın gülleri’, mukavva üzeri karışık teknik, imzalı. 42 x 50 cm

¨ 4.500 € 1.325

148 CEMİL EREN (d.1927) ‘Değirmen’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1980 tarihli. 34 x 24 cm

¨ 800 € 235

127

149 PORSELEN CENTERPIECE Fransız, Ribes-Limoges porselen yapımcı firma damgalı, çorbalık ve tepsisinden oluşan takım. Çorbalık, kapak ve tepsinin kenarları altın yaldız ve bordo bordürle çevrili. Altın yaldız bitkisel kıvrımlar ile çevrelenmiş beyaz zeminler üzerinde dalında gül, zambak, kasımpatı ve kır çiçekleri ile dekorlu. Çorbalığın dört ayağı ve çift kulbu kabartma altın yaldız yapraklarla hareketlendirilmiş. Tutamağı iri yaprakların arasına yerleştirilmiş balkabağı formunda tasarlanmış. 20.yy. Tepsi 32.5 x 48 cm Yükseklik 28 cm

128

¨ 2.000 € 590

150 HEREND PORSELEN YEMEK TAKIMI Herend porselen yapımcı firma damgalı, Queen Victoria Green Border dekorlu. 12 adet düz yemek tabağı, 12 adet çukur tabak, 12 adet tatlı tabağı, 12 adet pasta tabağı, 8 adet yarım ay formlu servis tabağı, 3 adet farklı boylarda çukur servis, 1 adet büyük sosluk, 3 adet kayık servis tabağı, 1 adet kare servis tabağı, 1 adet kapaklı sebzelik, 1 adet kapaklı çorbalık ve 1 adet yuvarlak servis tabağı olmak üzere toplam 69 parçalık takım. Çorbalık ve sebzelik tutamakları kesilmiş limon formunda. 20.yy. ¨ 13.600 € 4.000

129

151 MİĞFER İran yapımı bronz miğferin yüzeyi kabartma ve kalem işi tekniğinde av, eğlence ve günlük yaşamdan kesitler içeren sahnelerle bezeli. Aralarda yer alan stilize palmet ve şemse fomlu bezemelerin yüzeyleri altın yaldız bitkisel dolgularla zenginleştirilmiş. Alem biçiminde sivri bir tepelik ile sonlanıyor. Önde yuvasına yerleştirilmiş bronz sorgucu ve iki sorguç yuvası mevcut. 18.-19.yy. Yükseklik 25.5 cm Çap 19.5 cm

¨ 4.000 € 1.175

152 GÜMÜŞ KAMA Kırım gümüş işçiliğinin nadir, büyük boyutlu ve çok iyi korunmuş örneklerinden. Usta bir gümüş işçiliğinin ürünü olan kamanın kabzası ve kınının gümüş üzeri altın kakma yüzeyi kabartma rumi ve rozetler, zengin güherse ve zarif savat işçilikli. Kın arka yüzü savat işçilikli yıldız ve farklı bitkisel formlarla dekorlu. Kesici gövde düz formlu, sivri uçlu ve merkezi kan oluklu. 19.yy. Uzunluk 57.5 cm Provenans : Kırım göçmeni Kurt Atay aile koleksiyonu. 130

¨ 3.500 € 1.030

153 TOMBAK KAPAKLI SAHAN Osmanlı, yuvarlak formlu sahanın kubbe biçimli kapağının yüzeyinde kalem işi tekniği ile şemse motifleri ve çeşitli bitkisel süsleme örgeleri çalışılmış. Tutamağı tokmak formunda. Tombağı iyi durumda. 18.-19.yy. Yükseklik 12.2 cm Çap 16.2 cm

¨ 10.000 € 2.940

Provenans : Sultan II. Abdülhamid dönemi Beyrut valisi Halil Rıfat Paşa (1891-1896) aile koleksiyonu.

131

154 ŞÜKRİYE DİKMEN (1918-2000) ‘Testi’, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı. 40 x 25 cm 132

¨ 8.200 € 2.410

155 NURİ İYEM (1915-2005) ‘Köylü kadın’, duralit üzeri yağlıboya, imzalı. 35 x 43 cm

¨ 32.000 € 9.410

133

156 MUSTAFA AYAZ (d.1938) Soyut figüratif, karton üzeri yağlıboya, imzalı. 32.5 x 34.5 cm

134

¨ 3.000 € 880

157 ADNAN TURANİ (d.1925) Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 50 x 50 cm

¨ 5.500 € 1.620

135

158 İKİ ADET AHŞAP HEYKEL Afrika yapımı, kabile maskesi ve maymun formlu iki adet heykelden oluşan grup. 19.-20.yy. Yükseklikler 46.5 cm-54 cm

136

¨ 1.300 € 380

159 BURHAN ALKAR (d.1928) ‘Hasat sonu’, bronz heykel, 165/8, imzalı. 34 x 25 x 36.5 cm (kaide dahil)

¨ 2.000 € 590

Eser, sanatçının Ankara Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü’nün açtığı yarışma için hazırladığı ve birincilik ödülü (1989) kazandığı anıtsal heykelin modelidir. Heykelin anıtsal versiyonu, Ankara Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü’nün bahçesinde yer almaktadır. 137

160 CHARLES THOMAS NEWTON, TRAVELS AND DISCOVERIES IN LEVANT, VOL.1-2, LONDON DAY&SON LIMITED, 1865. İngiliz arkeolog C.T.Newton’ın (1816-1894), 1852-1859 yılları arasında Ege kıyılarında yaptığı gezi ve araştırmaları anlatan iki ciltlik kitapta 33 adet gravür haricinde katlanır Rodos, Midilli ve Karia kıyıları (Güneybatı Anadolu) haritaları ve katlanır Rodos, Mausoleum ve Amazon frizi planları da yer alıyor. Gravürler W.F.Alais ve W.Severn imzalı. 26 x 17 cm

138

¨ 1.500 € 440

161 JULIA PARDOE-WILLIAM H.BARTLETT, THE BEAUTIES OF THE BOSPHORUS, VIEWS OF CONSTANTINOPLE AND ITS ENVIRONS, LONDON GEORGE VIRTUE PUBLISHING, 1839. Miss Julia Pardoe’nun 1835 İstanbul izlenimleri ve William Bartlett’in gravürlerinin yer aldığı kitap, 80 adet kurşun plaka gravür (79 İstanbul görünümü ve 1 Boğaz haritası) içeriyor. Bordo deri ciltli kapağı üzerinde altın yaldız bitkisel süslemeler yer alıyor. 28 x 22.7 cm

¨ 2.200 € 645

139

162 FİKRET MUALLA (1903-1967) ‘Sohbet’, kağıt üzeri guvaj, imzalı, 1953 tarihli. 21 x 26.5 cm

140

¨ 7.500 € 2.205

163 FİKRET MUALLA (1903-1967) ‘Barda oturanlar’, kağıt üzeri guvaj, imzalı, 1952 tarihli. 26 x 21 cm

¨ 9.500 € 2.915 141

164 MEHMET PESEN (1923-2012) ‘Köy düğünü’, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı, 1990 tarihli. 19 x 25.5 cm

142

¨ 5.500 € 1.620

165 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974) Kompozisyon, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı, 1962 tarihli, Arşiv No 62 ES 002 etiketli. 17 x 30 cm Provenans: Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu.

¨ 12.000 € 3.530

143

166 KRİSTAL PARFÜM ŞİŞESİ Lalique (Fransa) yapımcı firma damgalı, matara formunda tasarlanmış şişenin yüzeyi stilize ay çiçeği biçiminde kabartma ve boyama süslemelerle dekorlu. 20.yy. Çap 14 cm Yükseklik 18 cm

¨ 1.500 € 440

167 KRİSTAL BİBLO Lalique (Fransa) yapımcı firma damgalı, ‘keklik’ konulu biblonun tüy detayları kazıma tekniği ile ayrıntılı olarak verilmiş. 20.yy. Yükseklik 17.5 cm

¨ 1.500 € 440

168 KRİSTAL BİBLO Lalique (Fransa) yapımcı firma damgalı, ‘papağan’ konulu biblo. Bir tümsek üzerinde ve kanatlarını açıp uçmaya hazır halde betimlenmiş papağanın gövde ve ibiğindeki tüy detayları kabartma tekniği ile verilmiş. 20.yy. Genişlik 23 cm

144

Yükseklik 30 cm

¨ 2.800 € 825

Lalique Markanın kurucusu olan René Lalique (1860-1945), hem malzeme hem biçim açısından geleneksel tasarım anlayışının sınırını aşan üretimleri ile cam alanında yeni bir çığır açmış; Art Nouveau ve Art Deco akımlarının önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Sanat eğitimine 1872’de Collége Turgot’da başlayan René Lalique, 1874-1876 yılları arasında Ecole des arts décoratifs’in akşam sınıfına devam etmiş, daha sonra da Londra’ya giderek iki yıl Crystal Palace School of Art Sydenham’da öğrenim görmüştür. İngiltere’den döndükten sonra bir süre bağımsız çalışmış; Cartier ve Boucheron gibi önemli firmalar için mücevher tasarımları yapmıştır. 1885 yılında kendi atölyesini kurmuştur. İlk kez 1894 yılındaki Paris Salon Sergisi’nde dikkati çeken Lalique, başarıları sayesinde 1897’de Légion d’Honneur nişanıyla Calouste Gulbenkian, Kont Robert de Montesqiou gibi müşteriler kazandırmıştır. 1902 yılında Clairefontaine’de açtığı küçük atölyesinde Coty parfümlerinin şişesini yaparak ününü arttırmıştır. Camdan seri üretim tekniklerini ilk kullananlardan biri olan sanatçı, 1912 yılında mücevher tasarımını bırakarak objeye yönelmiştir. 1910’lu yıllarda ortaya çıkan Art Deco akımının da öncülüğünü yapan firma, bu dönemde ürettiği çeşitli cam objeleri büyük başarı kazanmıştır. Objelerin form ve dekorlarında Art Deco üslubuna uygun bir yalınlık göze çarpar. Geometrik şekiller, zigzaglar, balık, kuş ve benzeri hayvanlar, geometrik formlu bazı çiçek desenleri bu dönemde sıklıkla kullanılan süsleme örgeleridir. Üretilen obje türleri ise vazo, kase, şişe, bardak, şamdan, parfüm şişesi, muhtelif biblolar, lamba, plafonyer, aplik, pano, sofra aksesuarları gibi ürünlerdir. Lalique tasarımı objeler Paris’teki teşhir salonlarında sürekli olarak sergilenmiştir. Ayrıca firma 1905 yılında Place Vandome’da kendi teşhir mağazasını açmıştır. R.Lalique ikinci büyük başarısını 1925 yılında Paris Exhibition of Decorative and Industrial Arts’da elde etmiştir. Sevres firması için özel olarak tasarladığı yemek odası dekorasyonu konsepti içinde yer alan cam masa, abajur ve sofra aksesuarları büyük beğeni kazanmıştır. Ayrıca bu sergide firmaya ait diğer pek çok üretim de Lalique standında sergilenmiştir. Firma 1930’lu yıllarda, pahalı ve görkemli arabaların görünümlerini daha da güzelleştirmek amacıyla araba maskotlarının üretimine başlamıştır. Rolls-Royce, Citroen, Volsin, Bentley gibi büyük firmaların özel siparişi ile 1930-1935 yılları arasında 27 modelin tasarımı gerçekleşmiştir. Bu dönemde ayrıca, Champs-Elysées kavşağında bulunan çeşmeler (1932), Jersey’deki Saint Hélier Kilisesi’nin sunağı, Normandia ve France transatlantiklerinin aydınlatma armatürleri ve sofra takımları (1936) gibi başarılı iç dekorasyon çalışmaları da yapılmıştır. Bu dönem üretimlerinde “R.Lalique-France” imzası yer alır. Firmanın ilk üretmiş olduğu 1000 modelde imzanın yanısıra model numarası da vardır. Objelerin numaralandırılması 1930 yılına doğru sona ermiştir. II.Dünya Savaşı yıllarında firma üretime ara vermiştir. Réne Lalique’in 1945 yılında 85 yaşında ölümünden sonra ise firmanın yönetimini oğlu Marc Lalique (1900-1977) devralmıştır. Bu dönemde daha önceki üretimlere benzer objelerin üretildiği bilinir. Genel olarak renksiz cam kullanılmıştır. 1970 yılından itibaren tekrar renkli cam kullanımı başlamıştır. Yeni üretimlerde imza olarak sadece “Lalique-France” ibaresi görülür. 1977 yılında Marc Lalique’in ölümüyle firmanın idaresini yine başarılı bir cam tasarımcısı olan kızı Marie Claude (1936-2003) devralmıştır. Yenilikçi ve yaratıcı bir güce sahip olan M.Claude döneminde doğadan ilham alınan figürlerle zenginleştirilen, renkli cam objeler ve mücevherlerin üretimi devam etmiş; ayrıca 1992 yılında şişesi bizzat M.Calude tarafından tasarlanan Lalique de Lalique adlı parfüm satışa çıkarılmıştır. M.Claude’un firmayı 1994 yılında Poche’a satmasıyla firma ilk kez aile bireyleri dışında birinin idaresine geçmiştir. 2008 yılında ise yönetimi İsviçre kökenli Art et Fragrance devralmıştır. Lalique firması, özellikle de Réne Lalique, tasarımları ile hem çağdaşlarını, hem de kendisinden sonraki sanatçıları etkilemiştir. Lucien Gaillard ile Paul ve Henri Vever kardeşler Lalique’ten en çok etkilenen kuyumculardır. Dekorasyon alanında ise Lalique’e öykünenler arasında Sabino, Hunebelle ve Verlys sayılabilir. 145

Erol AKYAVAŞ (1932-1999) Resim çalışmalarına Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne devam ettiği dönemde, 1948 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun atölyesinde misafir öğrenci olarak başlayan Erol Akyavaş, ertesi yıl fakülteyi yarım bırakarak İtalya’ya gitti. Floransa Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne giren sanatçı, 19501953 yılları arasında burada eğitim gördü. Daha sonra ise Paris’e geçerek André Lhote ve Fernand Léger’in atölyelerinde eğitimine devam etti. Sanatçının bu dönemki eserleri geometrik-soyutlama kapsamında değerlendirilir. 1951 senesinde Amerika’ya giden Akyavaş, resim çalışmalarını burada sürdürdü ve 1965 yılında bu ülkeye yerleşti. Illionis Teknoloji Enstitüsü’ne girerek mimarlık eğitimi de alan ressam, enstitüde Mies van der Rohe, Frank Lloyd Wright ve Eero Saarinen gibi önemli hocalarla çalışma imkanı buldu. İlk kişisel resim sergisini Cleveland’da 1954 yılında açtı. 1950’li yıllarda giderek geometrik-soyutlamadan uzaklaşarak gerçeküstü anlayışa yöneldi. 1960’lı yılların sonunda yaptığı ‘Yaşasın Vietnam’, ‘Yaşasın Seksapelliler’, ‘Yaşasın Profumo’ gibi güncel olayları eleştirdiği yapıtları bu anlayışı yansıtır. 1970’li yıllarda Türk minyatür sanatına ilgi duymaya başlayan sanatçı; piramitler, kilitler, tabutlar, demir parmaklıklar, işkence ve ölüme ait simgelerle donattığı ve kalın duvarlarla çevrelediği, akıl dışı perspektif düzenleri uyguladığı kent resimleri yapmıştır. Bu resimlerin ardından kimilerinin tepesi kesilmiş olan piramitleri, küpleri, konileri ve tuhaf geometrik biçimleri düz veya tuğra örgülü masaların üzerine yerleştirdiği bir dizi tuval gerçekleştirmiştir. Sanatçı, 1980’li yılların başında yaptığı ‘Çarpışmanın Sonu’ ve ‘Zaferin Şerefi’ gibi dizilerinde bu imge dağarcığını daha da genişleterek yetkinleştirmiştir. 1980’li yılların ortalarında hat sanatıyla da ilgilenmeye başlamış, bu ilgisi ‘Kimya-i Saadet’ adlı dizisiyle görsellik kazanmıştır. 1980’lerin sonuna doğru tasavvuf felsefesine yönelen ressam, evrensel düzlemde insanlığı birleştirmeyi ve yan yana durmayı öneren din ve kültür felsefesini benimsemiş; çok katmanlı ve derinlikli bir sanat anlayışı geliştirmiştir. 1988 yılında ürettiği ‘Hallac-ı Mansur’ serisi ile ‘Mihracname’ adlı taş baskıları bu anlayışın ürünüdür. Sanatçı, bu anlayışla gerçekleştirdiği yapıtlarıyla hem sanatına Doğu-İslam sanatı zenginliği kazandırmış, hem de evrensel din ve mistisizm kültürü bağlamında yepyeni bir görsel, ruhsal ve düşünsel sentez oluşturmuştur. 1980’lerin sonundan vefat ettiği 1999 yılına kadar minyatür, hat ve ebru gibi geleneksel sanatlardan aldığı imgeleri soyut bir anlatımla yorumladığı çalışmalar gerçekleştiren sanatçı, ilk kez 1990 yılında St.Petersburg’daki Benois Sarayı’nda sergilediği ‘İkonaklastlar için İkonalar’ adlı serisini, 1993 yılında Bosna-Hersek’teki savaşa duyduğu tepkiyi yansıttığı eserleriyle birlikte İstanbul’da da sergilemiş, 1996 yılında Jackson Pollack Ödülü’ne layık görülmüştür. 1989’da 2. Uluslararası İstanbul Bienali çerçevesinde Aya İrini için gerçekleştirdiği ‘Fihi Ma Fih’ (İçindeki İçindedir) adlı yerleştirmesinde İslam, Hıristiyanlık ve Musevilik’e özgü simgeleri bir arada kullanarak inanç birliğini vurgulamıştır. Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda kişisel sergi açan ve çeşitli karma sergilere katılan Akyavaş’ın eserleri yurtiçinde İstanbul ve Ankara Devlet Resim Heykel Müzeleri’nde, yurtdışında ise New York Modern Sanatlar Müzesi, Berlin Sanat Müzesi ve Stuttgart Sanat Müzesi Koleksiyonları’nda yer almaktadır.

169 EROL AKYAVAŞ (1932-1999) Soyut kompozisyon, karton üzeri yağlıboya, imzalı. 77 x 56 cm

146

¨ 48.000 € 14.120

147

Mehmet GÜLERYÜZ (d.1938) Toplumsal eleştirinin ön plana çıktığı dışavurumcu eserleri ile tanınan sanatçı, 1958-1966 yılları arasında Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünde öğrenim gördü. 1970 yılında devlet bursu ile Paris’e giderek taş baskı alanında uzmanlık eğitimi aldı. 1975 yılında yurda döndükten sonra akademide Neşet Günal’ın atölyesine öğretim üyesi olarak atandı ve bu görevini 1980 yılına kadar sürdürdü. 1980 yılında tekrar yurtdışına çıkarak beş yıl boyunca New York ve Brüksel’de kaldı. 1992 yılında Bilkent Üniversitesi’nde, 2003-2005 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Birleşik Sanatlar Programı’nda konuk öğretim üyesi olarak ders verdi. Öğrencilik yıllarında amatör olarak tiyatroyla da ilgilenen Güleryüz’ün resim anlayışını bu tiyatro çalışmaları da etkilemiştir. Önceki soyut çalışmalar bir süre sonra yerini figüratif anlatıma bırakır. Yapıtlarında konu olarak çağdaş insanı işleyen ressam, insan psikolojisi ve davranışlarına getirdiği eleştiriyi ön plana çıkarmış, 1970’li yıllar boyunca bilinçli olarak çirkin ya da hayvanı anımsatan insanları, hatta insan yerine koyduğu maymun, köpek veya kurdu çarpıtılmış bedenleri ile vermiş, tüketim toplumunun sevgisizliğini, bencilliğini, içten olmayan tutumunu yer yer mizah öğesi de katarak işlemiştir. Resimlerindeki çirkin insan yüzleri duyarsızlığı simgelerken hayvanı anımsatan insan ve insan yerine koyduğu biçimi bozduğu hayvan figürleri ile de toplumdaki çarpıklık ve dejenerasyonu vurgulamıştır. 1987 yılındaki Uluslararası İstanbul Çağdaş Sanat Sergileri (Uluslararası İstanbul Bienali) çerçevesinde Ayasofya Hamamı’nda yaptığı Diptik II ve Portre gibi resimleriyle büyük boyutlu tuvaller üretmeye başlamıştır. 1990’lı yılların başından itibaren ise tuvallerinde son derece hareketli ve dokulu bir yüzey yaratmış, yakından bakıldığında zeminden ayırt edilemeyen ancak resimden uzaklaştıkça yavaş yavaş ortaya çıkan imgeyi vurgulamıştır. 1979 yılında Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü’nü İsmail Türemen ile paylaşan ressam, aynı yıl İstanbul Sanat Bayramı Yeni Eğilimler Sergisi’nde altın madalya kazanmıştır. 2005 yılında Beijing’te gerçekleşen 16.IAA Dünya Genel Kurulu’na ve 2.Beijing Bienali’ne IAA Türkiye temsilcisi olarak katılmıştır. 2009 yılında Mardin Güncel Sanat Sergisi’ne, 9.Contemporary Shangay Art Fair’e ve İstanbul Contempo’09’a ikişer yapıtıyla katılan Güleryüz, sanat çalışmalarının yanı sıra 1999 yılından beri Bilgi Üniversitesi Tasarım Kültürü ve Yönetimi Sertifika Programı’nda da ders vermektedir.

170 MEHMET GÜLERYÜZ (d.1938) ‘Güverte’ , tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1986 tarihli. 100 x 100 cm

148

¨ 125.000 € 36.765

149

171 YALÇIN GÖKÇEBAĞ (d.1944) ‘Portakal toplayanlar’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1995 tarihli. 60 x 80 cm

¨ 17.500 € 5.145

172 ŞEREF BİGALI (1925-2005) ‘Deve güreşi’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1992 tarihli. 80 x 100 cm

¨ 25.000 € 7.355

Eser, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan ‘Şeref Bigalı’ kitabının 123.sayfasında yer almaktadır.

150

Şeref BİGALI (1925-2005) 1950 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olan Şeref Bigalı, bir süre İzmir Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenlik yaptıktan sonra, 1962-1963 yılları arasında Paris’e giderek Fontainebleau, Henri Goetz Atölyesi ve Forochot Akademisi’nde çalıştı. Yurda döndükten sonra Afyon ve İzmir’deki çeşitli okullarda ve enstitülerde resim öğretmeni olarak görev yaptı. 1986 yılında Devlet Resim Heykel Sergisi’nde resim dalında ödül alan sanatçı, 1996’da Türkiye İş Bankası Büyük Resim Ödülü’nü kazandı. Dönemin moda akımlarına itibar etmeyen ve yaşadığı topraklardaki yerel değerleri anlatımcı bir üslupla yapıtlarına yansıtan Bigalı, konu olarak ise Paris kahvelerini, kalabalık kent sokaklarını, parkları, şemsiyeleriyle yağmur altında koşturan insanları, Anadolu’nun çeşitli yörelerinden köy peyzajlarını ve köylüleri tercih etmiştir. Yağlıboyada olduğu kadar suluboya ve desende de usta olan ressamın ‘Kuşlar Serisi’ gibi soyut anlayışa yaklaştığı yapıtları da mevcuttur.

151

173 HALİT DORAL (1906 - 1976) Vazoda çiçekler, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1952 tarihli. 44 x 36.5 cm

174 TURGUT ATALAY (1918-2004) Natürmort, duraite marufle tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1986 tarihli. 35 x 46 cm

152

¨ 1.200 € 355

¨ 3.500 € 1.030

175 HÜSEYİN YÜCE (1928-2015) Köy peyzajı, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı. 45 x 100 cm

¨ 4.000 € 1.175

176 MUSTAFA ATA (d.1945) Soyut figüratif, kağıt üzeri pastel, imzalı, 1994 tarihli. 50 x 70 cm

¨ 5.500 € 1.620

153

177 YÜZÜK Avrupa yapımı, sarı altın üzeri toplam 0.50 karat pırlanta taş montürlü. 20.yy. Parmak ölçüsü 17

Ağırlık 14 g

¨ 3.500 € 1.030

178 BROŞ Osmanlı dönemi, dalda çiçek formunda altın ve elmas taşlarla süslenmiş broşun montürü zarif mine işçilikli. 19.yy. 7 x 4.5 cm Ağırlık 15 g

154

¨ 3.500 € 1.030

179 YÜZÜK Victorian, mekik formlu altın ve yaklaşık 0.40 karat elmas taşlı yüzüğün ortasında natürel barok inci yer alıyor. 19.yy. Parmak ölçüsü

11 Ağırlık 5 g

¨ 1.500 € 440

180 YÜZÜK Avrupa yapımı beyaz altın yüzüğün montürü, ortada yaklaşık 3.50 karat oval safir , kenarlarda iki sıra, yaklaşık 1.80 karat pırlanta bezeli. 20.yy. Parmak ölçüsü 14 Ağırlık 8 g

¨ 4.500 € 1.325 155

181 AHMET YEŞİL (d.1954) İsimsiz, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2010 tarihli. 81 x 65.5 cm

156

¨ 5.500 € 1.620

182 KAYIHAN KESKİNOK (1923-2015) Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1993 tarihli. Arkası sanatçının el yazısı ile ithaflı ve 1 Ekim 2009 tarihli. 100 x 100 cm

¨ 12.000 € 3.530

157

183 ORYANTALİST TABLO ‘Şehzade Camii’, tuval üzeri yağlıboya, arkası kurşun kalemle Almanca Şehzade Camii ibareli. 19.yy. 72 x 98 cm ¨ 65.000 € 19.120

158

159

184 İKİ ADET RETRO TASARIM CAM VAZO Bir tanesi küp, diğeri koni formlu iki adet vazodan oluşan grup. Küp şeklinde tasarlanmış vazonun yüzeyi gümüş sıvama (overlay) tekniğinde dalında çiçek ve yemişler arasında sincap ve kuş motifleri ile süslenmiş. Diğer vazonun ön yüzünde aynı teknikle bitkisel bezemeler çalışılmış. 20.yy. Yükseklikler 26-31 cm

¨ 900 € 265

185 KRİSTAL MÜCEVHER KUTUSU Fransız, dikdörtgen formlu kristal kutunun kapak yüzeyi ile ön-arka kenarları altın yaldız bitkisel örgelerle dekorlu. 19.yy. 16 x 11 x 8 cm 160

¨ 900 € 265

186 KRİSTAL ARABA Daum (Fransa) yapımcı firma damgalı, Xavier Froissart tasarımı, Cadillac Eldorado modeli araba. 20.yy. 40 x 15.5 x 11.5 cm Daum Nancy Cam Fabrikası

¨ 3.700 € 1.085

Aslında avukat olan Daum ailesinin cam işçiliği ile olan ilgisi, Jean Daum’un 1878 yılında, Nancy yakınlarındaki bir cam atölyesini kendisine olan bir borcun karşılığı olarak devralmasıyla başlamıştır. Jean Daum’un ölümünden sonra atölyenin idaresini oğulları Auguste ve Antonin Daum üstlenmiştir. Daum kardeşlerin yönetiminde kısa sürede gelişen atölye, dönemin en önemli cam fabrikalarından biri haline gelmiştir ve tasarımlarının bir bölümünü 1889 yılındaki Paris Sergisi’nde sergilemiştir. Bu sergide ünlü Fransız tasarımcı Emile Galle’nin yapıtlarından etkilenen Daum kardeşler, Art Nouveau stilinde mine ve kazıma işçilikli tasarım vazolar üretmeye başlamıştır. Kısa zamanda en önemli Art Nouveau cam obje tasarımcılarından biri haline gelerek Galle’ye rakip olan Daum Cam Fabrikası, Galle’nin 1904 yılındaki ölümünden sonra da bu alanda lider olmuştur. Fabrikanın bu tarihten sonraki üretimleri Art Nouveau; Art Deco; kristaller ve pate-de-verre tekniği ile üretilen cam objeler olmak üzere dört ana başlık altında incelenebilir. 1891 yılı civarında mine ve oyma tekniğini uygulamaya başlayan firma, Art Nouveau stilinde vazoların üretimine de yaklaşık olarak aynı dönemde geçmiştir. Bu alanda kendilerini çok geliştiren Daum kardeşler, cameo, aside yedirme ve mine gibi farklı teknikleri bir arada kullanarak çok sayıda Art Nouveau obje üretmiştir. Bu dönemde pate-de-verre tekniği de ustalıkla uygulanmıştır. Erimiş renkli cam bileşimini kap yüzeyine yayarak sıcakken şekil verip, soğuduktan sonra da oyma veya aside yedirme yöntemleriyle son düzenlemeleri yapan fabrika, böylece çarpıcı görünümlü pek çok eser gerçekleştirmiştir. I. Dünya Savaşı süresince üretime ara veren firma, 1918 yılında yeniden açılmıştır. Bu tarihten sonra Art Nouveau stili objelerin yapımı bir süre daha devam etmiş, ancak Art Deco tarzının popüler olmasıyla birlikte Daum Nancy Cam Fabrikası da bu stili benimsemiştir. Auguste Daum’un oğlu Paul Daum tarafından üretilmeye başlanan Art Deco vazo ve kaselerde kalın, transparan ve tek renkli camın yüzeyi geometrik bezemelerle süslenmiştir. Bu ürünlerde genellikle aside yedirme yöntemi kullanılmış, cila veya oyma aracılığıyla alternatif bantlar oluşturulmuştur. II. Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1945 yılı, Daum Cam Fabrikası için Art Deco stilinin de son bulduğu yıldır. Firma bu tarihten itibaren ağır ve renksiz kristalden vazolar ve figürler üretmeye başlamıştır. Bu eserlerin yapımında kullanılan kurşun kristal cam çok kalitelidir ve ürünler cam sanatı açısından pürüzsüz camın akıcı niteliklerini vurgular. Yüzey dekorasyonunda kesme, oyma veya benzeri tekniklerin bir arada kullanıldığı ise genellikle pek görülmez. Bu tarz cam eserlerin popülaritesi yaklaşık olarak 1970’li yıllara kadar sürmüştür. Fabrikanın idaresini 1965 yılında Daum ailesinin yeni kuşağı üstlenmiştir. 1970 yılında pate-de-verre tekniğinin uygulamasına yeniden başlayan firma, çok sayıda heykeltıraş, tasarımcı ve cam ustasını fabrika bünyesinde toplayarak sınırlı sayıda özel tasarım ürünler gerçekleştirmiştir. Daum Nancy Fabrikası 1962 yılından itibaren Cristallerie Daum adıyla üretime devam etmekte ve çeşitli kristaller, pate-de-verre tekniğinde cam figürler ve sofra takımları üretmektedir. Xavier FROISSART 1975 yılında Ecole Nationale Supérieure des Art Décoratifs’ten (Paris) mezun oldu. Kariyerinin ilk yıllarında resim alanındaki çalışmalarına ağırlık veren sanatçı, 1976 yılında Société des Artistes Français tarafından altın madalya ile ödüllendirildi. 1981-1985 yılları arasında yayınlanan pek çok sanat kitabına makale ve çizimleri ile katkıda bulundu. 1982-1983 yıllarında, genç seyirciler için hazırlanan bir sanat programı olan ve FR3 kanalında yayınlanan ‘Formes et Couleurs’ın animasyonu ve prodüksiyonunda görev aldı. 1983 yılında Daum kristal fabrikası ile anlaşarak 1989 yılına kadar firma için çeşitli kristal objeler ve ünlü araba serisini tasarladı. Dünyaca ünlü pek çok firmada tasarımcı olarak görev yapan sanatçının çalıştığı firmalar arasında Christofle (1988-1990), Christalleries Royales de Champagne ve Saint Louis (1989-1999) sayılabilir. 1995 yılında Denon Museum’da (Chalon-sur-Saone, Fransa) resimleri ve kristal tasarımlarından oluşan kapsamlı bir sergi düzenledi. 2002-2008 yılları arasında pişmiş toprak tabak tasarımları üzerinde çalıştı. Son yıllarda Babil efsanesi ile ilgili tablolar yapan sanatçının eserleri pek çok özel koleksiyonda yer almaktadır.

161

187 İNCİ KOLYE VE KÜPE SETİ Schoeffel ( Alman) yapımı, 11-13.7 mm çaplı tek sıra beyaz inci (Southsea) kolye. Sarı altın klipsi pırlanta taşlarla bezeli. Küpeleri, sarı altın üzerine toplam 0.40 karat tek taş pırlanta ve 1.1 mm beyaz inci (Southsea) montürlü. Kolye 44.5 cm Küpe 1.3 cm

162

¨ 28.000 € 8.235

188 KOL SAATİ Franck Muller, Master of Complications King Conquistador Cortez modeli. Model numarası 10000 CC. Pembe renkli altın kasası ve kayış tokası pırlanta taşlarla bezeli. Otomatik saat siyah renkli kare kadranlı, kronometre ve takvim fonksiyonlu. Firma damgalı kayışı koyu kahve renkli timsah derisi. Mükemmel durumda. 2000’li yıllar. Kasası 5.5 x 4 cm

¨ 76.000 € 22.355

163

Fikret MUALLA (1903-1967) Tam adı Fikret Mualla Saygı olan ressam, kendine özgü renkçi ve lirik bir Dışavurumcu anlayışla gerçekleştirdiği yapıtları ve çalkantılı yaşamıyla tanınır. Galatasaray lisesinde yatılı okuduğu yıllarda, bir futbol maçında kırılan ayağının sakat kalması, hırçın ve içine kapanık bir kişilik kazanmasına neden olur. Okuldan kaptığı İspanyol gribinin annesine bulaşması sonucu annesinin genç yaşta vefat etmesi de sanatçıyı derinden etkiler. Annesinin ölümüne neden olduğu düşüncesi ve suçluluk duygusuna babasının hemen evlenmesinin de eklenmesi yaşamı boyunca taşıyacağı ruhsal sıkıntıların temelini oluşturur. Fikret Mualla’nın heyecanlı kişiliğinin ve çalkantılı iç dünyasının yansımaları resimlerinde belirgin olarak görülür. Mutlu olabilmek ve her şeyi unutmak amacıyla resim yapan sanatçı, sanat dünyasındaki çeşitli akımlardan birebir etkilenmemiş, bunların kendince bir sentezini yaparak resimlerini yaparken sezgilerini ve duygularını ön plana çıkarmış ve kendi tarzını yaratmıştır. 17 yaşında iken Galatarasay Lisesi'ndeki öğrenimini yarıda bırakıp mühendislik okuması için Almanya’ya gönderildi. Zamanla resmin mühendislikten daha fazla ilgisini çektiğini fark eden Fikret Mualla, dönemin konsolosu Rıza Bey desteği ile Münih Güzel Sanatlar Akademisi'nde afiş ve desinatörlük, ardından Berlin Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim eğitimi aldı. 1929 yılında Paris’e giderek Montparnasse ve Saint Germain gibi önemli sanat çevrelerine girdi. 1930 yılında Türkiye'ye döndüğünde, mezun olduğu Galatasaray Lisesi'nde ve Ayvalık Ortaokulu'nda kısa bir dönem resim dersleri veren Fikret Mualla, daha sonra İstanbul’a yerleşerek Şehir Tiyatroları’nda oynanan ‘Lüküs Hayat’, ‘Deli Dolu’, ‘Saz Caz’ gibi dönemin ünlü operetleri için kostümler çizdi. İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun çıkardığı Yeni Adam Dergisi için desenler hazırladı. Bunlar dergide belli metinleri resimlediği gibi, tek başına sanatçı desenleri ve karikatürleri olarak da yayınlandı. Nazım Hikmet’in ‘Varan 3’ adlı şiir kitabını ve ‘Benerci Kendini Nasıl Öldürdü?’ adlı piyesini resimledi. Aynı dönemde sanatsever Salah Cimcoz’un Moda'daki konağına yerleşerek Cimcoz'un üç çocuğuna resim dersi vermeye başladı. 1939 yılında New York Dünya Sergisi’nde açılan Türk Pavyonu’nda sergilenmek üzere Eyüp, Çamlıca, Üsküdar, Sultanahmet gibi İstanbul’un çeşitli köşelerinden 30 kadar resim yaptı. Aynı yıl bir daha dönmemek üzere Türkiye’den ayrılarak Paris’e yerleşti ve ölümüne değin burada yaşadı. Alkol sorunu, polis fobisi, yurt özlemi nedeniyle yaşadığı sıkıntılar sanatçının, İstanbul’da olduğu gibi Paris’te de bir kaç kez hastanede tedavi görmesini gerektirdi ve yaşamı çeşitli sanatseverlerin koruması altında devam etti. 1954 yılında Paris’te ilk kişisel sergisini açan Fikret Mualla, bu sergi sayesinde Paris sanat çevrelerinde kısa sürede adını duyurdu ve Picasso gibi dönemin önemli sanatçılarıyla tanışma fırsatı buldu. İkinci sergisini ise iki yıl sonra açan ressam sergiden sonra tekrar akıl hastanesine yatırıldı. 1950’li yılların sonuna doğru Madam Angles ile tanışarak onun himayesine girdi ve 1967 yılındaki ölümüne kadar Madam Angles’in koruması altında yaşadı, onun için eser üretti. Renklerle oynamayı seven sanatçının, Henri Matisse'in renk kullanımından çok etkilendiği bilinir. Resimlerini genellikle renkli fon kâğıtları üzerine guvaj boya ile yapan sanatçı, suluboya ve pastel malzemelerini de resimlerinde sıkça kullanmıştır. Yaşamak için resim yapan bir ressam olarak durmaksızın üretmiştir. Zor bir yaşamın acıları onun paletinde rahat resimlere dönüşür. Yaşamındaki dengesizlikler, ruhsal yapısındaki sarsıntılar sanatçı yaratıcılığını besler. Bu sarsıntılardan ancak resim yaparken kurtulabilmesi ise çalışma temposunu arttırmaktadır. Fikret Mualla, Alman Ekspresyonizminin güçlü etkileri kadar Kübik bir biçim dilinin de yansımalarını taşıyan çeşitli konuları ele alır. İşçiler, köylüler, mahkumlar, yoksullar, kadınlar, bürokratlar, denizciler, sanatçılar, konserler, briç oynayanlar, tımarhaneler, sokaklar ve çocuklar…Sanatçının çizimlerinde Ekspresyonizm’den Kübizm’e, Konstrüktivizm’den Fovizm’e, Alman baskı sanatından Japon baskılarına, Ernst Ludwig Kirschner’den (1880-1938) Emil Nolde’ye (1867-1956) değişen ve çeşitlenen bir çizgi kalitesi görülür. Karikatürlerinde yalnızca akımlar bazında bir bilgilenme ve etkilenmesinin ötesine geçtiğini, sanatsal/kültürel çeşitliliğini özümseyerek dilediğince kullandığını duyumsarız. 1930-1940’lı yıllarda tablolarında yoğunlaştığı konu tarihi, coğrafyası, iklimi ve insanı ile İstanbul kentidir. Özellikle Ayasofya kendisi için ayrı bir yer tutar. Öte yandan Fikret Mualla resimlerinde Eyüp Sultan’ı, Balık Pazarı’nı, Karacaahmet’i ve İstanbul’un daha birçok önemli yerini dolaşmıştır. 1939 yılında Paris’e yerleşince bu kent ile de benzer bir ilişki kurmuştur. Paris sokakları, çarşısı, pazarı, hastaneleri, otelleri, en şık ve en berbat semtleri, kahveleri ve barları onun resimlerinde renk renk yeniden canlanır. Kadınlar, erkekler, çocuklar, köpekler, satıcılar ve baloncular ressamın sokak tasvirlerinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu sokaklarda kimi zaman İstanbul’dan çalınmış bir balıkçı tezgahı ile de karşılaştığımız olur. Ressamın ölüdoğaları onun çevresiyle ve kendisiyle kurduğu ilişkilerin simgeleri gibidirler. Yaşantısında büyük yer tutan barların, lokantaların ve içki masalarının birer ayrıntısı niteliğinde olan bu ölüdoğalarda meyvalar, çiçekler, şişeler, sepet içinde şarap şişeleri gibi nesneler tek başına önemsenerek büyütülür. Ölümünden sonra Paris'te açık artırmaya çıkarılan resimleri Türk devleti tarafından satın alınmış ve Ankara Resim ve Heykel Müzesi'nde bir Fikret Mualla Salonu oluşturulmuştur

189 FİKRET MUALLA (1903-1967) ‘Sandalyeli natürmort’, kağıt üzeri guvaj, imzalı, 1956 tarihli. 63 x 50 cm 164

¨ 60.000 € 17.645

165

190 HABİB AYDOĞDU (d.1952) Natürmort, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 40 x 28 cm

191 ŞAHİN PAKSOY (d.1952) Soyut portre, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2008 tarihli. 30 x 40 cm ¨ 2.000 € 590

166

¨ 2.000 € 590

192 FAHİR AKSOY (1917-2008) ‘Esnaflar’, duralit üzeri yağlıboya, imzalı. 50 x 65 cm

¨ 3.500 € 1.030

167

193 HEREND PORSELEN KONSOME TAKIMI Herend porselen damgalı (1915-1930), altı adet kapaklı kase ve tabaktan oluşan takım Rotschild deseni ile dekorlu. Kaselerin tutamağı dalında sarı ve pembe gül formunda. Toplam yükseklik 10.5 cm Tabak çapı 15.6 cm

168

¨ 2.800 € 825

194 HEREND PORSELEN KAHVE/TATLI TAKIMI Herend porselen yapımcı firma damgalı, pembe renkli Chinese bouquet dekorlu. 12 kişilik. 1 adet kahvedan, 1 adet sütlük, 1 adet kapaklı şekerlik, 1 adet toplam kalp formlu kapaklı lokumluk, 1 adet kukilik, 12 adet tatlı tabağı, 12 adet kahve fincanı ve tabağı olmak üzere toplam 44 parça. Tutamakları gül formunda. 20.yy. Kahvedan yüksekliği 22 cm

¨ 3.600 € 1.060

169

195 BRONZ ŞÖMİNE SAATİ Fransız, III.Napoleon dönemi (1852-1870). Rokoko stilde tasarlanmış bronz/altın vermeille saat oval formlu ahşap bir kaide üzerine yerleştirilmiş. Gövdesi bitkisel ve C formlu kıvrımlar, bronz kabaralar ve yapraklarla hareketlendirilmiş. Saatin ön yüzünde Sevres stili oval bir porselen plaka ve çiçekler aplike edilmiş. Çiçeklerde eksikler mevcut. Çevresi iri bronz kabaralarla çevrili mineli kadranı eski Türkçe rakamlı. Döneminin nadir tasarım örneklerinden. 50 x 28 x 68 cm

170

¨ 10.000 € 2.940

171

196 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974) ‘Denizli’den sokak’, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1946 tarihli. 36.5 x 44 cm

¨ 20.000 € 5.880

Provenans : Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu 197 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974) Portre, duralit üzeri yağlıboya, imzalı. 60 x 50 cm Provenans : Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu 172

¨ 15.000 € 4.410

173

Hasan Vecih BEREKETOĞLU (1895- 1971) Türk İzlenimcileri olarak tanınan 1914 Kuşağı ressamlarındandır. İstanbul’da Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gören sanatçı, resim sanatına olan ilgisi sonucu Galatasaray Sergileri’ne de eser vermeye başlamış ve bu sergilerde Halil Paşa’nın ilgisini çekerek ilk resim derslerini 1916- 1920 yılları arasında Halil Paşa’dan almıştır. 1922 yılında Paris’e giderek Julian Akademisi’ne devam etmiştir. İstanbul’a döndükten sonra bir süre Halkevleri Güzel Sanatlar Bölümü başkanlığı görevini yürüten Bereketoğlu, eşinin 1943 yılındaki ölümünden sonra Ankara’ya yerleşerek 1943-1950 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Dairesi müdürlüğü yapmıştır. 1950 yılında tekrar İstanbul’a dönen sanatçı, burada 1968 yılına kadar Güzel Sanatlar Birliği yöneticisi olarak çalışmıştır. İstanbul’a döndükten sonra kendini bütünüyle resim çalışmalarına veren Bereketoğlu’nun eserleri arasında, 1914 kuşağı sanatçılarının resimleri için en önemli konulardan biri olan Kurbağalıdere peyzajları ayrı bir yer tutar. Öyle ki; Prof.Dr. Kıymet Giray bu durumu “Vecih Bereketoğlu’nu Kurbağalıdere ressamı olarak tanımlamak hiç de yanıltıcı olmayacaktır. Bir başka söylemle Bereketoğlu imzası sanat çevrelerinde derhal Kurbağalıdere resimlerini çağrıştırır da diyebiliriz. Kurbağalıdere’ye olan ilgisinin kaynağı yaşadığı dönem, resim dersleri aldığı usta ressam Hikmet Onat olmalıdır” sözleriyle açıklamaktadır. Manzara resimlerinde Hikmet Onat’ın izinden giden sanatçı, Boğaziçi, Salacak kıyıları ve Kurbağalıdere’yi işlediği eserlerinde sandalların sudaki akisleri gibi ayrıntılara önem vermiştir. Yapıtlarında diğer 1914 Kuşağı sanatçılarına nazaran daha soluk renkleri tercih etmiş, özellikle bej ve gri tonlarını sıklıkla kullanmıştır. Bereketoğlu’nun bugün İstanbul Resim Heykel Müzesi’nde bulunan ‘Kurbağalıdere’ ve ‘Salacak’ta Sabah’ gibi izlenimci üslupla yaptığı manzara resimlerinin yanı sıra, kendisini veya yakın çevresini resmettiği portreleri de mevcuttur. İlk sergisini 1922 yılında Rodos’ta açan ressam, daha sonra Ankara ve İstanbul’daki çok sayıda karma sergiye katılmıştır. Sanatçının evinin bulunduğu Caddebostan Yıldız Sokağı’nın ismi ölümünden sonra H. V. Bereketoğlu olarak değiştirilmiştir. 174

198 HASAN VECİH BEREKETOĞLU (1895-1971) ‘Kurbağalıdere’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 38 x 60 cm

¨ 28.000 € 8.235 175

199 NEVZAT AKORAL (d.1926) ‘Gelincikler’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2000 tarihli. 40 x 50 cm

176

¨ 3.000 € 880

200 NEVZAT AKORAL (d.1926) Çamlarda Kış, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1991 tarihli. 50 x 40

¨ 2.000 € 580 177

178

201 İŞLEME BOHÇA Osmanlı dönemi saray işi , kenarları katlanan dikdörtgen formlu, dış yüzü bej iç yüzü tül aplike pembe renkli atlas kumaş. Köşeler aplike çiçek formlarının yer aldığı altın tel ile tığ işi bir bordürle çevrelenmiş. Bohçanın dış yüzü stilize bitki ve hilal formlarının kullanıldığı yoğun altın tel işlemeli. Köşelerde yine altın tel kullanılarak çiçek buketi formlu tutamaklar aplike edilmiş. İşleme bölümleri yoğun Hicaz incileri ile tamamlanmış. Bohçanın iç yüzüne aynı tarz işlemeler uygulanmış. Osmanlı saray işçiliğinin benzersiz, müzelik değerde bir örneği. Bohça kondüsyonu ile de göz dolduruyor. 19.yy. 43 x 43 cm (kapalı halde)

¨ 10.000

€ 2.940

Provenans : Hicaz Umumi Valisi (II.Abdülhamid dönemi) Müşir Ahmet Ratip Paşa’nın kızı Melek Ahmet hanım ailesi koleksiyonu. 179

202 HEREND PORSELEN CENTERPIECE Herend porselen yapımcı firma damgalı, pembe renkli Chinese bouquet dekorlu. Dört adet yemişlikten oluşan kare formlu centerpiece’in kenarları dilimler ve altın yaldız bordürle hareketlendirilmiş. Tutamağı balık formunda. 20.yy. 51 x 51 x 25 cm

180

¨ 3.600 € 1.060

Jacob Petit Meslek yaşamına Sévres porselen fabrikasında ressam olarak başlayan Jacob Petit (1796-1868), 1830 yılında Belleville’de kendi porselen atölyesini kurmuştur. Kısa sürede büyük başarı ve üne kavuşan sanatçı, 1833 yılında Baruch Weil’ın Fontainebleau’daki porselen fabrikasını satın almıştır. İlerleyen yıllarda Paris’e yerleşerek üretime burada devam etmiştir. 1846 yılında ortağı Nicolas Moriot ile birlikte Sevres kentinde bir fabrika açan Jacob Petit, Fontainebleau’daki fabrikayı önce Avon’a taşımış, daha sonra da çalışanı Etienne Jacquemin’e devretmiştir. Jacob Petit fabrikasının en ünlü ve üretken olduğu dönem 1830-1860 arasıdır. Bu dönemden sonra üretim azalmaya başlamış; sadece parfüm şişesi, kağıt ağırlığı, ufak biblolar, vazo, buhurdan, saat, şamdan gibi dekoratif objeler üretilmiştir. Jacob Petit porselenleri, sanatçıların hayalgücü, fantezi ve egzotizm açısından en ileride oldukları Romantik Dönem’in kusursuz bir yansıması niteliğindedir. Form olarak Louis-Philippe Dönemi’nde (1830-1848) görülen Yeni-Rokoko stiline özgü, 18. yüzyılın popüler rocaille tarzının çeşitlemelerinin kullanıldığı bu porselenlerde renk olarak genelde açık pembe, leylak rengi, açık yeşil, siyah ve altın rengi tonları tercih edilmiştir. Yüksek kabartmalar, yaprak formlu kıvrımlar, kuş, çiçek ve yemiş aplikelerinden oluşan bu kompozisyonlar, klasik sanatın durağan süslemelerinden tamamen farklı yeni bir stilin öncüsüdür. Üretimlerde Çin ve Saksonya etkisi de görülür. Oryantalist tarzda yapıtlar da üreten Jacob Petit, Osmanlı İmparatorluğu için özel tasarımlar da gerçekleştirmiştir. Bu fabrikada üretilen sert hamurlu, yüksek kaliteli porselenlerin Limoges’da fırınlandığı düşünülmektedir. Fabrikanın üretimlerinde damga olarak baskı veya mavi boya ile yapılmış JP harfleri yer alır.

203 PORSELEN HOKKA Jacob Petit (Fransız) yapımcı firma damgalı (1830-1862), dikdörtgen formlu, üç mürekkep hazneli, dört kalemlikli hokkanın kenarları kıvrımlar, altın yaldız bitkisel süslemeler ve pembe gül motifleri ile hareketlendirilmiş. Turkuaz rengi yüzeyi üzerinde altın yaldız girlandlar ve serpme çiçeklerle ile çevrelenmiş dört madalyonda gül, papatya, kasımpatı, sümbül, menekşe ve çeşitli kır çiçeklerinden oluşan arajmanlar çalışılmış. Mürekkepliklerin kapakları palmet formunda. 19.yy. Avrupa porselenleri için nadir bir örnek. 34 x 19 x 9 cm

¨ 6.000 € 1.765 181

Komet (d.1941) Dışavurumcu anlayışla ürettiği figüratif eserleriyle tanınan ressamın asıl adı Gürkan Coşkun’dur. "Kuyruklu yıldız" anlamına da gelen Komet adını, bir müzik grubundan esinlenerek alan ressam, daha çok bu isimle anılır. 1960- 1967 yılları arasında, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Zeki Faik İzer ve Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyelerinde çalıştı. 1971'de devlet bursuyla gittiği Paris’te Vincennas Üniversitesi Plastik Sanatlar Bölümü'nde eğitim gören sanatçı, ilk sergisini de 1974 yılında Fransa'nın Rouen şehrinde açtı. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki öğrencilik yıllarında yaptığı resimlerde 1960’lı yıllardaki Türk toplumundan çeşitli insan manzaralarını kalabalık gruplar halinde, eleştirel, toplumsal ve psikolojik bir anlatımla resmetmiştir. Bu resimlerinde ölüm ve acı teması ağır basmaktadır. 1970’li yılların ortalarında psikolojik yönü ağır basan eserlerinde Türk tipi yerine, Batılı tipler kullanmaya başlamış, düzensiz kalabalık grupların yerini tek figür veya ikili, üçlü figür grupları almıştır. 1973 yılından 1981’e kadar sırasıyla, Yeni-Romantik, Yeni-Dışavurumcu ve Post-Modern akımların hakim olduğu resimler yapmış, bu tarihten sonra ise tamamen bağımsız bir anlatıma ulaşmıştır. Komet’in resimlerinde fantazi ile gerçek, düş ile yaşanmışlık iç içedir. Halen yaşamını İstanbul ve Paris'te sürdüren ressam, 1974 yılından itibaren Türkiye'de on beş, Paris'te dokuz, Viyana, Salzburg, Lozan ve Brüksel'de ise birer kişisel sergi açmış, ayrıca pek çok uluslararası sergiye de katılmıştır. Şair kimliği ile de tanınan sanatçının önceki yıllarda çeşitli dergilerde yer almış şiirleri, 2007 yılında kitap olarak yayınlanmıştır.

204 KOMET (d.1941) İsimsiz, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 74 x 92 cm

182

¨ 50.000 € 14.705

183

205 MUSTAFA TURGUT TOKAT (1901-1988) ‘Kasımpatıları ve elmalar’, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı, 1940 tarihli. 73 x 61 cm 184

¨ 8.000 € 2.355

206 İBRAHİM SAFİ (1899-1983) ‘Vazoda sarı kasımpatıları’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 65 x 50 cm

¨ 22.000

€ 6.470 185

207 LİKÖR TAKIMI Fransız, dört adet karaf ve on dört adet likör kadehinden oluşan takımın yüzeyi altın yaldız yıldız ve bordürlerle dekorlu. Orijinal ahşap, kilitli kutusunda. 19.yy. Kadeh yüksekliği 7 cm Karaf yüksekliği 19 cm

186

¨ 2.500

€ 735

208 AHŞAP DUVAR SAATİ Alman yapımı,ahşap guguklu saat İsviçre müzik mekanizması ile “Holzhackerbub’n Marsch” adlı şarkıyı çalacak biçimde düzenlenmiş. Dikdörtgen formlu saatin yüzeyinde kabartma ve oyma teknikleri ile tavşan, çavuş kuşu, keklik gibi av hayvanları ve iri yaprak motifleri çalışılmış. Çatı formlu üst bölümü çapraz iki tüfek üzerine yerleştirilmiş büyük bir geyik başı ile sonlanıyor. Saatin arkasında yer alan etikette ‘Holzhackerbub’n Marsch, Bayrischer Ländler, CUENDET 269294, Swiss Musical Movement’ ibaresi yer alıyor. 20.yy. 67 x 28 x 146 cm ¨ 8.000 € 2.355 187

209 İKİ ADET SÜNNET YASTIĞI Osmanlı dönemi, koyu pembe renkli atlas ve yünlü iki kat kumaş üzerine gümüş tel kırma tekniği ile sepet, dalga ve farklı bitki formları çalışılmış. Yastıklar üzerinde yer yer eski Türkçe ‘Maşallah’ ibareleri işlenmiş. 19yy. 82 x 48 cm

¨ 4.000 € 1.175

Provenans : Hicaz Umumi Valisi Müşir Ahmet Ratip Paşa’nın kızı Melek Ahmet hanım ailesi koleksiyonu.

188

210 GÜMÜŞ KEMER TOKASI VE TEPELİK Osmanlı, bir adet kubbe formlu gümüş tepelik ve iki parçalı gümüş kemer tokasından oluşan takım. Kabartma ve telkâri işçilikli parçaların yüzeyi iri mercan taşlarla süslenmiş. Tepelik çevresi Osmanlı ve bir adet Rus madeni parası asılı sallantılarla çevrili. 19.yy. Kemer 20 x 11.5 cm Tepelik çapı 11 cm

¨ 8.000 € 2.355 189

211 TURGUT ATALAY (1918-2004) ‘Dansçılar’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 100 x 80 cm 190

¨ 6.000 € 1.765

212 ŞEMSETTİN AREL (1906-1982) ‘Üçgenler’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 82 x 65 cm

¨ 14.000 € 4.120 191

213 TURGUT ATALAY (1918-2004) ‘Ankara Bentderesi’, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı. 50 x 60 cm

¨ 8.000 € 2.355

214 MUSTAFA PİLEVNELİ (d.1940) ‘Harran’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2008 tarihli. 80 x 110 cm

192

¨ 25.000 € 7.355

Mustafa PİLEVNELİ (d.1940) 1957-1961 yılları arasında İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nun Dekoratif Resim Bölümü’nde öğrenim gören Mustafa Pilevneli, mezun olduktan sonra aynı bölümde asistan olarak göreve başlamıştır. 1963 yılında Federal Almanya’nın DAAD (Alman Akademik Değişim Programı) bursunu kazanarak Stuttgart’a giden sanatçı, buradaki akademide bir yıl boyunca Baumeister’in atölyesinde duvar resmi çalışmıştır. Bu dönemde Stuttgart kenti sanatçıları teşvik yarışmasında ikincilik ödülü alan ressam, Türkiye’ye döndükten sonra da Atatürk Kültür Merkezi, Büyük Ankara Oteli, Tarabya Oteli’nin düzenlediği yarışmalarda (1965) resim ve duvar resmi ödüllerini almış, duvar resmi çalışmaları bu yapılara uygulanmıştır. 1970 yılında Salzburg Yaz Akademisi’ne çağrılı olarak gitmiş, aynı yıl iki gravürü Washington’da Smithsonian Institute’e kabul edilmiş ve gravürleri ABD’yi doğudan batıya dolaşan sergide sergilenerek sanatçıya onur belgesi verilmiştir. Duvar ve tuval resminin yanı sıra özgün baskı, vitray, seramik, heykel gibi sanatın farklı dallarında da çalışan Mustafa Pilevneli’nin öğrencilik yıllarında yaptığı yağlıboya tablolarında dışavurumcu bir anlatım egemendir. ‘Fenerbahçe’ (1959) ve ‘Marmara Adası’nda Kış’ (1960) gibi yapıtları sanatçının bu üslupla yaptığı çalışmalardır. 1970’li yıllardan itibaren suluboyaya yönelen ressam, geleneksel Türk sanatını çağdaş bir üslupla yorumladığı illustrasyon nitelikli yapıtlar gerçekleştirmeye başlamıştır. 1970’lerde çıktığı Anadolu gezilerindeki gözlemlerine dayanarak yaptığı bu eserlerinde doğa görünümlerini, deniz kıyısını, insanları, ağaçları ve balıkları büyük bir canlılık içinde betimlemiş, ışık, hareket ve renk değişimlerini çok güzel yansıtmıştır. Sanatın diğer dallarındaki çalışmalarına da devam eden sanatçı, 1975 yılında Orhan Peker ile birlikte Japonya’daki Ertuğrul Şehitleri Müzesi’nin seramik ve vitray çalışmalarını gerçekleştirmiş, Wakayama’da gravür, Negoya’da seramik sergisi açmıştır. 1989’da Cumhurbaşkanlığı Köşkü Işık Duvarı için 33m²’lik bir vitray çalışması yapan Pilevneli, 1992 yılında Hollanda Rotterdam Unilever Merkez Binası’ndaki seramik duvar resmini oğlu Yavuz Pilevneli ile birlikte uygulamıştır. Sanatçının bu alandaki diğer önemli yapıtları ise Michigan University Atatürk Kitaplığı’ndaki duvar resmi (1995), Antalya Dış Hatlar Terminali’ndeki 300m²’lik sanat eseri, İstanbul Ticaret Odası yeni binası için yapılan çeşitli sanat eserleri (2000) ve on iki radar kulesi için porselen rölyef uygulamalarıdır (2002, Yavuz Pilevneli ile). Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda kişisel sergi açan ve çeşitli karma sergilere katılan sanatçı, 1973 yılında Cumhuriyet’in 50.Yılı Kültür Bakanlığı Resim Ödülü ile Uluslar arası İskenderiye Bienali’nde grafik dalında ikincilik ödülü; 1975’te İstanbul Arkeoloji Müzeleri Açıkhava Sergisi’nde resim dalında birincilik ödülü; 1984 Çin Halk Cumhuriyeti Özgün Baskı Bienali’nde onur belgesi ve 1985 yılında DYO Ödüllü Resim Yarışması’nda başarı ödülü almıştır. Sanatçı Marmara Üniversitesi’ndeki öğretim üyeliği görevini halen sürdürmektedir. 193

215 GÜMÜŞ ÇAY TAKIMI Rus gümüş, 84 Zolotnik ayar, St.Petersburg şehir ve Ivan Vonifatiyevich (1870-1894) ayarcı damgalı. Çaydanlık, sütlük ve şekerlik olmak üzere üç parçadan oluşuyor. Sade işçilikli takımın ağız kenarı, kaide ve tutamaklar zarif inci kabara dizileriyle çevrili. Yükseklikler 20 cm-17.5 cm-11 cm Toplam ağırlık 1340 g

¨ 5.000 € 1.470

Provenans : Hicaz Umumi Valisi (II.Abdülhamid dönemi) Müşir Ahmet Ratip Paşa’nın kızı Melek Ahmet hanım ailesi koleksiyonu.

194

216 TEPSİ Sheffield yapımcı firma ve BP usta damgalı, bronz/gümüş kaplama. Dikdörtgen formlu, çift kulplu tepsinin yüzeyi kalem işi tekniği ile bitkisel süslemelerle dekorlu ve D inisiyalli. Ajur işçilikli kenarları kabartma asma yaprakları ve üzüm salkımı ile çevrili. Kulplar üzerinde kabartma iri yaprak formları çalışılmış. 20.yy. 43.5 x 67 cm

¨ 1.800 € 530

195

217 GÜMÜŞ ÇANTA Rus gümüş ve EM usta damgalı, hasır biçimli örgü gümüş çantanın ağız çevresi ve alt kısmı gümüş çubuk sallantılarla hareketlendirilmiş. Ağız kenarının her iki yanında çift sıra zincir mevcut. 20.yy başı. Ağırlık 334 g 14 x 17.5 cm (Zinciriyle birlikte 14 x 37 cm) ¨ 600 € 175

218 GÜMÜŞ KAPAKLI KUPA Alman gümüş, 800 ayar damgalı, silindirik formlu kupanın gövdesi üzerinde 1800’lü yıllarda hüküm sürmüş kral ve çeşitli yerel yöneticilere ait 30 farklı sikke yer alıyor. Sikkelerin çevresi kalemişi tekniği kullanılarak bitkisel formlarla zenginleştirilmiş. Repousse (kabartma) yöntemi ile yapılmış lotus çiçeği ve kıvrımlı dallardan oluşan kaidesi kartal pençesi formlu dört ayakla sonlanıyor. Taç formundaki tutamağında yer alan panellerde haç ve Alman arması motifleri dönüşümlü olarak kullanılmış. 19.yy. Yükseklik 42.6 cm

Ağırlık 1.600 g ¨ 5.000 € 1.470

Provenans : Espinoza ailesi koleksiyonu 196

219 CHRİSTOFLE BUZ KOVASI Christofle yapımcı firma damgalı, çift halka kulplu kovanın gövdesi alt ve üstte dörderli kabartma bordürle hareketlendirilmiş. 20.yy. Yükseklik 21 cm Çap 19 cm ¨ 900 € 265

220 KRİSTAL KARAF Rus yapımı, minyon armudi formlu kristal minyon karafın yüzeyi geometrik kesmelerle hareketlendirilmiş. Metal geçme bölümler gümüş kaplama, kalem işi bitkisel ve geometrik motiflerle bezeli. 19.yy. Yükseklik 21 cm

¨ 1.800 € 530

Provenans : Hicaz Umumi Valisi (II.Abdülhamid dönemi) Müşir Ahmet Ratip Paşa’nın kızı Melek Ahmet hanım ailesi koleksiyonu.

197

221 ALP TAMER ULUKILIÇ (d.1957) ‘Kadıköy’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1991 tarihli. 95 x 75 cm 198

¨ 5.400 € 1.590

222 SERAP DEMİRAĞ (d.1951) Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1995 tarihli. 100 x 80 cm

¨ 4.200 € 1.235

Eser, Prof.Dr. Ayla Ersoy’a ait ‘500 Türk Sanatçısı’ adlı kitabın 163.sayfasında yer almaktadır.

199

223 ERTUĞRUL ATEŞ (d.1954) İsimsiz, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, New York 1992 tarihli. 125 x 125 cm

200

¨ 9.200 € 2.705

224 BEDRİ BAYKAM (d.1957) ‘Cumhuriyet’, fotopentür, imzalı, 1994 tarihli. 70 x 100 cm

¨ 8.000 € 2.355

201

(Müşir) Arif Paşa (1807-1865)

202

Kapı Çuhadarı (Kapu Kâhyası) İrfanzâde İsmâil Rıfat Efendi’nin oğlu olan Arif Paşa, Fatih Medresesi’nde birkaç yıl eğitim aldıktan sonra henüz 14 yaşındayken önce defterdarlık kaleminde çalışmaya başlamış, daha sonra Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından birkaç gün önce ocağın acemi oğlanlar sınıfına katılmıştır. Vaka-i Hayriye’den (Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması) yeni kurulan Nizam-ı Cedid ordusunda katip olarak göreve başlamıştır. Rumeli’de ve İstanbul’da bir süre masa başı görevler yaptıktan sonra nefer olarak piyade sınıfına yazılmıştır. Makedonya’daki karışıklıklar nedeniyle Sadrazam Reşit Paşa’nın maiyetinde Üsküp ve Kosova’ya gitmiştir. Makedonya’daki tahkikatın ardından İstanbul’a dönen Arif Paşa, Mısır valisi (Kavalalı) Mehmed Ali Paşa’nın çıkardığı isyan ile ilgili olarak Suriye’ye, Humus’a gönderilmiştir. Çalışkanlığı, dürüstlüğü, sorun çözmedeki başarısı ve bunları canlı bir üslûpla kaleme alarak raporlaştırabilmesi gibi özellikleri sayesinde kariyerindeki yükselişini hep sürdürmüş; 1851’de Zaptiye Nâzırı, 1853’de Şam valisi, Zaptiye Müşiri Kaymakamı ve nihayet 1854’de de Arabistan Ordusu komutanı (müşir/mareşal) olan Arif Paşa, kariyerinin ve devlet hizmetinin devamında Harput (1856), Erzurum (1857), Silistre (1861) ve Edirne (1865) valiliklerinde bulunmuştur. Erlikten başladığı askerlik kariyerinde müşirlik (mareşallik) mevkiine kadar yükselerek Osmanlı İmparatorluğu’nda bunu başaran çok az sayıdaki kişiden biri olan Arif Paşa memur, asker, komutan ve devlet adamı olarak hizmet verdiği 40 yıl boyunca, özel hayatına ait bütün şahsi zamanlarını büyük bir tutkuyla Türk tarihinin ve kültürünün askeri ve idari alanlarına dair olan olgularını araştırmaya adamıştır. Paşanın, bitmek tükenmek bilmeyen bir sabır ve merakla yürüttüğü bu hobisi; Osmanlı Ordusunun / yeniçerilerin çeşitli makamlarının tip ve kıyafetlerini, Osmanlı padişahlarını, Osmanlı devlet mekanizmasındaki çeşitli makamların tip ve kıyafetlerini araştırmaya, bunlara dair resimleri (minyatür ve gravürler), vesikaları, kitapları, tanıklıkları toplamaya ve bunları esas alarak desenler çizmeye dayanıyordu. Hayatını adadığı bu tutkusunu, vefatından 2 yıl önce yayınlatmayı başardığı “Mecmua’i Tesavir-i Osmaniyye” adlı albüm kitabıyla ölümsüzleştirmeyi başaran Arif Paşa, bu albüme yazdığı önsözüne ‘Mecmu’a-i Tesavir-i Osmaniye, sene 1279, Eser-i Arif Paşa’ diye başlar. Paşa, 15 cilt olarak tasarladığı kitabının ilk 3 cildini tamamlamış, ancak sadece ilk cildini bastırabilmiştir. Medeniyet, kültür ve askeri tarihimiz bakımından çok önemli bir belge niteliğindeki bu çalışmanın yazımı tamamlanmıştır, ancak basılamamış diğer 2 cildiyle, taslak halindeki 12 cildi ise ne yazık ki kayıptır. Arif Paşa, Fransızca basımda ‘yazar’ ve ‘derleyen’ olarak, Türkçe basımda ise ‘yazar’ ve ‘ressam’ olarak geçmektedir. Arif Paşa’nın asker, devlet adamı ve sanatkâr olarak yaptığı hizmetlerin yanı sıra, Ahmet Fethi Paşa (1801 -1857) tarafından Aya İrini’de açılan ilk müzenin tesisine verdiği katkılar da gerçekten kayda değerdir. Arif Paşa’nın çok uzun bir zamandır yeniçeri kıyafetleri ve Osmanlı devlet ricaline dahil çeşitli makamların üzerinde çalıştığını; üstüne üstlük bir de bunlara dair çok sayıda vesikayı ve büyük kısmını bizzat çizdiği illüstrasyonu/deseni içeren bir arşive sahip olduğunu öğrenen Ahmet Fethi Paşa, bunları bir müzenin bünyesinde ölümsüzleştirmeyi kafasına koymuştur. Söz konusu müze, bu desenlere göre dikilmiş otantik kıyafetleri ve aslına uygun olarak imal edilmiş silahları taşıyan mankenlerden oluşacaktır. Arif Paşa, müzede kullanılacak mankenleri yaptırmak için Ahmet Fethi Paşa tarafından Viyana’ya gönderilmiş, bu gezi sırasında elindeki resimlerle müzelerde sergilenen malzemeyi kıyaslama olanağı da bulmuştur. Arif Paşa’nın mankenleri yaptırarak İstanbul’a dönmesinden sonra, 1846’da ilk Osmanlı müzesi Abdülmecid’in katılımıyla açılmıştır.

225 LES ANCIENS COSTUMES DE L’EMPIRE OTTOMAN DEPUIS L’ORIGINE DE LA MONARCHIE JUSQU’A LA REFORME DU SULTAN MAHMOUD/MECMUA-İ TESAVİR-İ OSMANİYYE, PARİS: LEMERCIER, 1863. Müşir Arif Paşa (1807-1865) tarafından hazırlanan ve “Mecmua-i Tesavir-i Osmaniyye” olarak adlandırılan albüm, Osman Bey ile başlamakta ve Sultan II.Mahmud ile devam etmektedir. Başlık sayfasında Arif Paşa’nın portresi, diğer 16 renkli taş baskıda ise devlet katında önemli görevlerde bulunmuş kişilerin giysilerinin betimlendiği 80 adet figür yer alır. 47 sayfa metnin yer aldığı albüm orijinal cildindedir. Albümdeki Osmanlıca alt yazılar görev tanımını, Fransızca olanlar ise görevin açıklamasını içerir. Sayfa numaraları Osmanlıca, Latince ve Romen rakamlarıyla belirtilmiştir. Fransızca metin ve taş baskılar Paris’te, Türkçe metin bölümü ise İstanbul’da Tasvir-i Efkâr Matbaası’nda basılmıştır. Arif Paşa, kendi yazdığı önsözünde amacının Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan bu yana giyilen kıyafetleri tarih sırasına göre sınıflandırma olanağı olmadığı için, Nizam-ı Cedid öncesi, kendi tanıdığı kıyafetleri gelecekteki araştırmacılar için belgelemek olduğunu belirtir. Albüm, devlet görevlilerinin hangi mevkide bulunduklarını ve ne gibi giysiler giydiklerini göstermesi açısından önemli bir belge özelliği taşımaktadır ve nadir bulunan bir yapıttır. 54 x 37.5 cm

203

Ercüment KALMIK (1908-1971) Büyük boyutlu figüratif soyutlamaları ile tanınan sanatçı, sanat yaşamına ortaokul yıllarında arkadaşlarının ve hocalarının karikatür nitelikli portreleriyle başlamıştır. Sırasıyla önce Nazmi Ziya Güran’ın, sonra da İbrahim Çallı’nın öğrencisi olduğu Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olduktan sonra 1939 yılında kendi olanaklarıyla Paris’e giderek Andre Lhote’un atölyesinde çalıştı ve Sorbonne Üniversitesi’nde sanat tarihi derslerine devam etti. 1930’ların sonu ve 1940’ların başında, Paris ve Lyon’da gerçekleştirdiği portre ve nü çalışmalarında modelin özelliklerini gerçekçi ama duygusal bir anlatımla yansıtan Kalmık, aynı dönemde suluboya ya da yağlıboya kent görünümlerinde de aynı duygusal ifadeyi İzlenimcilik akımının ışıltılı renkleriyle birleştirmiştir. 1940’ların ortasında gerçekleştirdiği figür, nü ve iç mekan görünümlerinde bezemesel öğelerden yararlanarak çizgisel nitelikli bir üslup geliştirdiği görülür. İlk soyutlamacı eserlerine ise, İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde Mimaride Renk, Şekil ve Kompozisyon Kürsüsü’nü kurduğu 1950’li yıllarda başlamıştır. Paris’teki eğitimi doğrultusunda, Kübist etkilerin öne çıktığı bu resimlerinde doğadan hareketle biçim ve rengi öne çıkaran ama öz ve içeriği göz ardı etmeyen bir anlatım geliştirmiştir. 1960’lı yıllarda ise Kübizm’in parçalanmış düzlem anlayışını korumakla birlikte, serbest fırça vuruşlarıyla geniş renk lekeleri uyguladığı tuvaller üreterek daha lirik bir anlatıma ulaşmıştır. Deniz ve denizle ilgili her şeye büyük ilgi duyan ressamın bu dönemde en çok işlediği konular yelkenliler, balıklar ve martılardır. Ağaçlar, çiçekler, martılar ve kent görünümleri lekeler ve motiflerin başat olduğu, soyut bir manzara fonu önünde kübik arayışlarla resimlenir. Sanatçının 1960’lı yılların sonlarındaki eserlerinde soyut anlatım egemendir. Artık martılar, yelkenliler, limanlar, balıklar göreceli renkler ve geometrik katmanların egemen olduğu resimler olarak karşımıza çıkar. Bu eserler, çoğu zaman döngüsel ya da kare formlu lekelerin kendi içlerinde çoğalan katmanları ile, bazen de koyu konturların dikey hareketleri ile farklı katmanlara ayrılan yumuşak armonilerdir. 1940 yılında Fransa’dan döndükten sonra, beş yıl boyunca İstanbul ve Ankara’daki çeşitli liselerde öğretmenlik yapan Kalmık, 1947 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde resim öğretmeni olarak göreve başladı. 1950 senesinde Mimaride Renk, Şekil ve Kompozisyon Kürsüsü’nü kurarak uzun yıllar burada ders verdi ve kürsü başkanlığı görevini yürüttü. Sanatçı kimliği kadar eğitimci yönüyle de tanınan ressam, 1967-1968’de Berlin Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde konuk öğretim üyeliği yaptı, 1965-1966’da Kadıköy Özel Mimarlık ve Mühendislik Yüksekokulu’nda temel sanat eğitimi programını başlattı ve 1969-1970’te Güzel Sanatlar Akademisi’nde Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü’nü kurdu. ‘Renklerin Armoni Sitemleri’ ve ‘Tabiatta ve Sanatta Doku’ adlı kitapları 1950’li yıllarda İTÜ tarafından yayınlandı. Sanatçının İstanbul-Gümüşsuyu’ndaki evi 1997 yılında müzeye dönüştürüldü.

226 ERCÜMENT KALMIK (1909-1971) ‘Martılı kompozisyon’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1960 tarihli. 100 x 70 cm

204

¨ 28.000 € 8.235

205

Abidin ELDEROĞLU (1901-1974) Türkiye’de 1950’li yıllarda belirgin bir çizgi oluşturmaya başlayan soyut eğilimin 1960’lı yıllardaki önemli temsilcileri arasında yer alan Abidin Elderoğlu, yenilikçi ve özgün sanat anlayışı ile Türk resim sanatı tarihimizde ayrı bir yere sahiptir. ‘Yenilik sanatın öz sorunudur’ ilkesi doğrultusunda, tüm yaşamını üretken, yaratıcı ve her daim bir arayış içinde sanatına adayarak geçirmiş ve bu bağlamda hem teknik, hem anlatım açısından çağdaş resim sanatına özgün katkılar sağlamıştır. Öyle ki; öğrencisi Şeref Bigalı’nın oğlu Ahmet Bigalı, babasının Abidin Elderoğlu için “Onun gibi bir yetenek dünyaya 100 yılda bir gelir” dediğini ifade etmiştir. 1926 yılında İstanbul Öğretmen Okulu’ndan mezun olduktan sonra, 1930’da Türk Maarif Cemiyeti’nden aldığı burs ile Paris’e giderek burada Tours Güzel Sanatlar Akademisi’nin derslerini takip etti. Julian Akademi’de Paul Albert Laurens ve Andre Lhote’un atölyesinde çalıştı. 1932 yılında Türkiye’ye döndü. İzmir Öğretmen Okulu’na öğretmen olarak atanan Elderoğlu, bunu izleyen yaklaşık 30 yıllık süre zarfında öğretmenlik görevi ile sanat yaşamını bir arada sürdürdü. 1942 yılında CHP’nin Halkevleri aracılığıyla düzenlediği yurt gezileri kapsamında Muş’a giderek buradan çeşitli manzara resimleri yaptı. 1963 yılında San Paulo Bienali Şeref Ödülü’ne, 1966 Tahran Bienali İran Şahı Büyük Ödülü’ne ve 1972 yılında da Fransa’da Cagnes-sur-Mer Bienali Ulusal Ödülü’ne layık görüldü. Sanatçının ilk dönem çalışmalarında yarı-Kübist bir anlayış hakimdir. Daha sonra Barok kıvrımları anımsatan bir biçim anlayışına yönelen ressam, 1940’lı yıllardan itibaren ise renk lekelerinin egemen olduğu figüratif soyutlamalar gerçekleştirmiştir. 1960’tan sonra kaligrafik çizgilerden yararlandığı soyut yapıtlarını üretmeye başlamış, 1960’ların sonunda da yine kaligrafik çizgilerden hareketle ama çizgisellikten lekeciliğe yönelen bir soyutlama anlayışına geçerek düşsel biçimler oluşturmuştur. Doğadaki biçimleri ayıklayarak soyuta ulaşan ve oradan geleneksel hat sanatına gönderme yapan bu eserlerinde; Doğu sanatlarının çizgisel değerleri, Uzakdoğu’nun fırça ustalığı ve esnekliği ile Batı resminin öğelerini birleştirerek ritmik, dinamik, soyut bir biçime ulaşmıştır. Böylece Türk resmi içinde gelenekle çağdaş yorumun başarılı birleşimini gerçekleştiren özgün sanatçılardan biri olmuştur. Resim çalışmalarının yanı sıra Türk resmiyle ilgili çeşitli makaleler de yazan ressam, ölümünden bir yıl önce hem meslektaşlarını, hem de aralarında Şadi Çalık ve Şeref Bigalı gibi önemli isimlerin de bulunduğu pek çok öğrencisini etkileyen ‘Benim Sanatım’ başlıklı manifestoyu yayınlamıştır: “Benim sanatım, resim sanatının soyutluğunu sağlamak amacıyla, müzikteki seslerin, işlevlerine göre uyumlanmasına koşut olarak renk, biçim, açık-koyu ve yarım koyuluk gibi plastik öğelerin etkinliklerine dayatılmış ve böylece oluşmuştur. Resimlerim neden ve konu aramaya kapılmadan gözle dinlemek içindir. Sorun, konudan sıyrılmak, konusuz plastik bir müzikalite sağlamaktır. Amaç bir kaos yaratmaktır. Buysa, eşyayı bu yolda uygulamak, örgütlemek, onlara bir görev vermek ya da bu görevlere uygun etkin plastik elemanlar yetiştirmektir. Günümüze kadar, konu ile oluşmuş ve gelişmiş bir sanat dünyası bulunuyordu ve biz onlara hayranlığımızı beslemişsek de, bu duygusal değer salt konuya dayanmış değildir. Konu, gerçek sanat duygusunu ve anlayışını zayıf düşürüyor. Sanatın kendine özgü saf duygusallığı özgür kalamıyor. Gövdenin ağırlığı daha yükseklere uçmaya engel oluyor. Ben bunu böyle gördüm ve öyle anladığım için bu yolda çabalamayı inançla sürdürdüm. Güzellik ve sanat duygusunun arı ve özgün anlamı doğadan, insan varlığından ve ruhsal yasalardan kaynaklanmaktadır. Konudan sıyrılarak soyut bir sonuca varmak için de bu temelden ayrılmak mümkün değildir. Doğadan ve ruhsal yasalardan bilinçaltında beslenerek gelen niteliklerin kuramlarla bilinçli olarak yansıtılabilmesi yaşadığım çılgın sanat dünyasında açıklığa kavuşmuştur. Bugün sanatçı her öğeden yararlanıp yepyeni bir kaos yaratabilir. Yeter ki kuramlar iyi kavranabilsin, yol iyi seçilsin. Sanatım, Uzakdoğu’ya kadar uzanan Asya sanatının teknik ve becerisi temeline oturmaktadır. Fırça vuruşumda ise Avrupa sanatının canlılık, kıvraklık, duygululuk ve zenginliğinden esinlendim”. Bu manifesto Elderoğlu’nun modern resim anlayışına getirdiği özgün yaklaşımın özellikle genç kuşaklara aktarılması bakımından büyük önem taşımaktadır.

227 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974) ‘Yazı kompozisyon’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1967 tarihli. 81 x 65 cm Provenans: Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu 206

¨ 65.000 € 19.120

207

228 NURULLAH BERK (1906-1982) Soyut kompozisyon, renkli karton üzeri yağlıboya, imzalı, 1981 tarihli. 50 x 50 cm

¨ 8.400 € 2.470

229 İSMAİL ACAR (d.1971) ‘Gül’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2004 tarihli. 71 x 110 cm 208

¨ 7.200 € 2.120

Lot no: 229 İsmail Acar

Nurullah BERK (1906-1982) Türk resminde Kübist ve geometrik figüratif bir anlayışın ilk temsilcilerinden biri olması ile ayrı bir yere sahiptir. 19201924 yılları arasında Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Hikmet Onat ve İbrahim Çallı atölyelerinde öğrenim gördü. 1924-1928 yılları arasında Paris’te Ernest Laurent, 1932-1933 tarihlerinde de Lhote ve Leger’in atölyelerine devam etti. 1933 yılında Türkiye’ye döndükten sonra, Zeki Faik İzer, Elif Naci, Cemal Tollu, Abidin Dino, Zühtü Müridoğlu ile D grubunu kuran sanatçı, grubun 1947’deki dağılışına dek çalışmalarını sürdürdü; gerek sergilere katılarak, gerek gazete ve dergilerde grubu tanıtıcı yazılar yazıp konferanslar vererek D grubunun bir nevi sanat kuramcısı olarak görev yaptı. 1939’da Levy’nin isteği ile Güzel Sanatlar Fakültesi’nde göreve başlayan Berk, 29 yıl boyunca bu kurumda öğretim üyesi olarak çalıştı. 1930’lu yılların başında, Paris’te Lhote ve Leger’in atölyelerine devam ederken, bu sanatçıların resimde savundukları desen, kütle ve hacim yaratma anlayışlarını benimseyerek Türkiye’de Çallı kuşağının resimde yok ettiğini düşündüğü bu anlayışları yeniden kazandırmayı planlamıştır. Bu amaçla kurulmasına öncülük ettiği D grubu dönemindeki ilk resimlerinde (1933-1935) bireşimsel Kübizm’e yakınlığı göze çarpar. 1947 yılında grubun dağılmasından sonra yeniden Paris’e Lhote’un atölyesine giden Berk, 1933 yılındaki gidişinde Lhote’u anlamamış olduğunu fark ettiğini belirtmiştir. Sanatçının 1950’li yıllardaki resimlerinde tamamen çizgisel ve iki boyutlu bir yapı hakimdir. 1950’li yılların sonunda ise Türk resminde bir Doğu-Batı sentezi gerekliliğini savunmaya başlayan ressam, Türk sanatına özgü örgeleri araştırmaya yönelmiştir. Yazma ve minyatür eserleri inceleyerek bunları Batılı teknikler ile biçimlendirme yoluna gitmiştir. Bu yıllardan itibaren ürettiği eserlerde geleneksel nakış sanatımızı, resmin tüm yüzeyine devingen bir geometrik sistemler ağı ören arabesk, sonsuzluğu çağrıştıran bir çizgisel yapıyla anlatır. Bu düzen içinde hedeflenen resim dili, sert konturlarla yüzeysel bir anlatıma itilen kunt figürler ve yerel fiziksel özelliklerin motifsel yorumu ve soyut anlatımlarıdır. 1960’lı yılların sonlarına doğru ise sanatçı yeni bir arayışa geçmiş ve tuvallerini yalnızca motifsel bulutlarla doldurmuştur. Böylece Türkiye’de geometrikfigüratif yapımcılığın öncülerinden olmuştur. Kurucularından olduğu grup aracılığıyla çağdaş anlayışların tanıtılması ve tartışılmasına yardımcı olmuş, geleneksel örgelerden yararlanarak ulusal resim araştırmalarını güçlendirmiştir. 209

230 CELAL TUTANT (1908-1990) ‘Model’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 60 x 50 cm

210

¨ 3.800 € 1.120

231 AVNİ ARBAŞ (1919-2003) ‘Gemi’, karton üzeri yağlıboya, imzalı. 63 x 49 cm

¨ 20.000 € 5.880

211

Yakup CEM 1949 yılında iran'ın Tebriz kentinde doğdu. Çocukluğundan beri resme olan büyük tutkusu, daha sonra ünlü bir sanatçı ve hoca olan Hacı islamiyan'ın yanında pekişti. Daha sonra büyük beğeni toplayan tezhip, minyatür, oryantal resim çalışmalarıyla; ingiltere'de Oxford, Paris'te Osmanlı'nın Kuruluşunun 700. Yılı etkinlikleri kapsamında, Los Angeles Fullerton'da (California State Art University) ve New York'da sergiler açtı. Pek çok karma sergide eserleri sergilendi. Sanatçının eserlerinde, sabırla işlenen üst düzey detayların yanısıra, derin bir edebi altyapının da izleri göze çarpar. Minyatür ve resimlerindeki yetkinliğin altında yatan sırlardan biri, kullandığı fırçaların ve diğer malzemenin özgünlüğüdür. Kedinin boynundan aldığı kılları güvercin teleğinden geçirerek hazırladığı fırçaları kullanarak, gene kendi yaptığı büyüteç altında çalışmalarını gerçekleştirmektedir. Sanatçı, özellikle yağlıboyada özel bir teknik geliştirmiş, altın uygulama ve kabartma metodlarını son derece ustaca kullanmıştır. Uzun yıllar Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim üyeliği yapan sanatçı, halen New York'ta çalışmalarını sürdürmektedir.

212

232 YAKUP CEM (d.1949) ‘Haremde cariye’, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı. 28 x 38 cm ¨ 10.000 € 2.940

233 YAKUP CEM (d.1949) ‘İstanbul’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 55 x 25 cm ¨ 11.000 € 3.235

213

234 AUSTEN HENRY LAYARD, NINEVEH AND ITS REMAINS, GEORGE P. PUTNAM, NEW YORK, 1849 İngiliz arkeolog Austen Henry Layard’ın (1817-1894), Musul yakınlarında yer alan antik Asur kentleri Ninova (Koyuncuk) ve Nimrud’ta yaptığı kazı çalışmalarını anlatan iki ciltlik kitapta katlanır paftalar halinde 4 adet kent planı, 1 adet Mezopotamya haritası ve Nimrud sarayında bulunan kabartma levhanın çizimleri yer alıyor. Kitaplarda ayrıca her iki kent ve ele geçen buluntularla ilgili 3 adet kurşun plaka gravür çok sayıda resim, çizim de mevcut. 22.5 x 15 cm

¨ 1.000 € 295

235 HAT LEVHA Mehmet Şefik , Hicri 1268 (M.1851) tarihli, siyah mürekkep ile Celi sülüs ‘Tevekkeltu alallah’ (Allah’a tevekkül ederim). Klasik tarzda tezhipli . 28 x 39 cm

214

¨ 4.000 € 1.175

Mehmed Şefik Bey (1819-1880) 19.yüzyılın en önemli hattatlarındandır. Babası Divan-ı Hümayûn dairesinde tahvil memuru olan Süleyman Mahir Bey’dir. Rüştiye tahsilini tamamladıktan sonra, babasının çalıştığı dairede memuriyete başladı. Ancak memurluktan kısa sürede sıkılarak, hat sanatına yöneldi. İlk yazı hocası hattat Laz Ömer Efendi’nin yetiştirdiği Ali Vasfi Efendi’dir. Ali Vasfi Efendi’den sülüs ve nesih yazıları öğrendi, ancak hocası vefat edince teyzesinin eşi olan Kazasker Mustafa İzzet Efendi ile hat çalışmalarına devam etti. 1835 yılında icazet aldı. İcazet aldıktan sonra üstadı ile bağını koparmayan Şefik Bey, Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin en değer verdiği öğrencilerinden biridir. Hattat Ali Haydar Bey’den talik yazıyı öğrendi. 1845 yılında Muzika-i Humayûn ve saray yazı hocalığına getirildi. Otuz dört yıl hocalık yaptıktan sonra ölümünden kısa bir süre önce emekliye ayrıldı. Sülüs, nesih, celî divanî, Rika ve talik gibi farklı yazı çeşitlerindeki yetkinliği ile 19.yüzyıl hattatları arasında ayrı bir yere sahip olan Mehmed Şefik Bey çok sayıda öğrenci de yetiştirdi. En önemli öğrencileri arasında Çırçırlı Ali Efendi, Hasan Rıza Efendi ve Alaaddin Bey sayılabilir. Hattatın en ünlü eserlerinden biri Bursa Ulu Camii’ndedir. Camii, 1855 yılında Bursa’da meydana gelen depremde hasar görünce, Sultan Abdülmecid tarafından görevlendirilerek Abdülfettah Efendi ile birlikte Bursa’ya gönderilen Şefik Bey, hem camii içindeki yazıları tamir etti, hem de yeni levhalar yazdı. Ayrıca padişahın Sakız Adası’nda yaptırdığı camiinin yazıları da Şefik Bey’e aittir. Ayasofya’nın mihrap içinde hakkedilmiş ayet-i kerime, Kudüs’te Kubbetü’s Sahra’nın çini üzerine işlenmiş Yasin Suresi, Sultan Abdülmecid Türbesi’nin kuşak yazıları, İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt’taki merkez binası üzerindeki ‘Dairei Umuru Askeriye’ yazısı ve iki tarafında bulunan Fetih Suresi de onun yazılarıdır. İki Kuran-ı Kerim, sekiz Delâil-i Hayrat, murakkalar, kıtalar ve hat levhalar yazan Şefik Bey’in H.1260 tarihli Kuran-ı Kerim’i Türk İslam Eserleri Müzesi’ndedir. 1880 yılında vefat eden hattatın mezarı Beşiktaş’ta Yahya Efendi Türbesi yakınlarındadır. 215

236 MEHMET PESEN (1923-2012) ‘Kalamış köhne’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1993 tarihli. 35 x 50 cm

216

¨ 24.000 € 7.060

237 BURHAN DOĞANÇAY (1929-2013) Yırtık, kağıt üzeri guvaj, imzalı, 1981 tarihli. 28 x 38 cm

¨ 18.000 € 5.295

217

238 EKREM KAHRAMAN (d.1948) Soyut kompozisyon, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2003 tarihli. 100 x 140 cm

218

¨ 9.200 € 2.705

239 EKREM KAHRAMAN (d.1948) Soyut kompozisyon, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1990 tarihli. 115 x 115 cm

¨ 7.200 € 2.120

219

240 BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1975) ‘Ana’, konulu üç adet siyah kumaş üzerine baskı perde imzalı. 100 x 225 cm

220

¨ 3.000 € 880

241 JALE ERZEN (d.1943) ‘Toroslar’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 120 x 300 cm

¨ 25.000 € 7.355

221

242 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974) Nü, kağıt üzeri füzen, imzalı, 1931 tarihli, Arşiv No 31 FÜ 001 etiketli. 44 x 30 cm Provenans: Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu 222

¨ 7.000 € 2.060

243 NURİ İYEM (1915-2005) Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1989 tarihli. 33 x 35 cm

¨ 20.000 € 5.880

223

244 SABRİ AKÇA (d.1936) Kış peyzajı, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2001 tarihli. 40 x 45 cm

¨ 2.500 € 735

245 ORHAN ÇETİNKAYA (d.1927) Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 34 x 49 cm 224

¨ 1.000 € 295

246 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974) Lake pano, imzalı, 1960 tarihli. 31 x 100 cm

¨ 20.000

€ 5.880

Provenans: Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu

225

247 ÜÇ ADET OPALİN OBJE Fransız, mavi renkli opalinden yapılmış, bir tanesi tek kuplu sürahi, diğer ikisi çift kulplu testi formunda vazolardan oluşan grup. Yüzeyleri kabartma rozet, daire, baklava ve kıskaç motifleri ile bezeli. Şeffaf kulpları yivlerle hareketlendirilmiş. 20.yy başı. Yükseklikler 26.5-28.5--30 cm

¨ 900 € 265

248 ALTI ADET OPALİN OBJE Fransız, mavi renkli opalinden yapılmış, farklı form ve boyutlarda vazolardan oluşan grup. 20.yy başı. Yükseklikler 16.5-32.5 cm 226

¨ 400 € 120

249 TASARIM CAM ŞAMDAN Murano (İtalya) yapımı, 19.yüzyıla özgü giysiler içinde, tek dizi üzerine çökmüş halde tasarlanmış zenci hizmetkar tarafından taşınan iki adet mumluktan oluşan şamdan. Figürün pembe elbisesi altın yaldız serpmeler ve kıvrımlarla zenginleştirilmiş. 1950’ler. Yükseklik 31 cm

¨ 1.200 € 355

250 İKİ ADET TASARIM CAM BİBLO Murano (İtalya) yapımı, 19.yüzyıla özgü giysiler içinde betimlenmiş kadın ve erkek figüründen oluşan grup. Figürlerin kobalt rengi kıyafetler, yer yer altın yaldız boyamalar ve pilelerle hareketlendirilmiş. 1950’ler. Yükseklikler 20.5-22 cm

¨ 900 € 265

251 OPALİN PARFÜM SETİ Fransız, mavi renkli opalin iki adet kapaklı ve bir adet püskürtme mekanizmalı şişeden oluşan takım. Şişelerin boyun çevresi palmet dekorlu zarif bronz geçmelerle dekorlu. 19.-20.yy. Yükseklikler 14-18 cm ¨ 350 € 105 227

252 SITKI OLÇAR (1948-2010) Sanatçı imzalı, yunus figürü. Dış yüzü stilize karanfillerle çok renkli dekorlu. Kutusunda. Uzunluk 26 cm

¨ 700 € 205

253 SITKI OLÇAR (1948-2010) Sanatçı imzalı, iki adet güvercin biblo. Uzunluk 21 cm Yükseklik 15 cm

¨ 1.000 € 295

254 HEREND PORSELEN BİBLO Herend porselen yapımcı firma damgalı, birbirine sokulmuş halde betimlenmiş iki beyaz ördekten oluşan grup. 20.yy. 39 x 26 x 21.5 cm 228

¨ 1.400 € 410

255 PORSELEN MEYVALIK Dresden porselen imalat damgalı, oval hareketli formlu, kıvrımlı dört ayaklı, dış yüzü aplike girlandlar, iç ve dış yüzü çok renkli boyama çiçek arajmanlarıyla dekorlu. Yer yer altın yaldız kontürlerle zenginleştirilmiş. 20.yy ilk yarısı. 19 x 31 x 13 cm

¨ 800 € 235

256 ÇİFT GÜMÜŞ FİNCAN ZARFI VE FİNCANI Osmanlı, Sultan II.Abdülhamid tuğralı (1876-1909), 900 ayar (sah) damgalı zarfların yüzeyi kalem işi tekniğinde tavus kuşları ve bitkisel motiflerle dekorlu. Zarf içleri altın vermeille. Fincanlar Kuznetsov yapımcı firma damgalı. Ağız kenarları altın yaldız ve bordo bordürle çevrili. Orijinal bordo kadife kutusunda. Zarf ağırlığı toplam 49 g Toplam yükseklik 6 cm

¨ 1.000 € 295

229

257 VAHAP TAŞKINSOY (d.1937) ‘Galata Kulesi’ ve ‘Kız Kulesi’, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 50 x 35 cm

¨ 750 € 220

258 VAHAP TAŞKINSOY (d.1937) ‘Laleli Külliyesi’ ve ‘III.Ahmet Çeşmesi’, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 50 x 35 cm 230

¨ 850 € 250

259 HASAN SAİM (19.yy-20.yy) ‘Dükkan’, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 32 x 22 cm ¨ 2.200 € 645

260 HASAN SAİM (19.yy-20.yy) ‘Sokak’, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 32 x 22 cm ¨ 2.200 € 645

231

261 İSMAİL ALTINOK (1920-2002) Peyzaj, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı, 1951 tarihli. 40 x 50 cm

¨ 5.000 € 1.470

262 SALİH ACAR (1927-2001) ‘Kuşlar’, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 29 x 42 cm ¨ 1.800 € 530

232

263 AHMET UZELLİ (1904-1978) İstanbul’dan eski sokak, duralit üzeri yağlıboya, imzalı. 37.5 x 52.5 cm

¨ 3.000 € 880

Provenans : Op.Dr.İ.Memduh Çapar (Baltalimanı Hastanesi başhekimi) eski koleksiyonu.

233

264 HAYATİ MİSMAN (d.1945) Özgün baskı, 5/30, imzalı, 1984 tarihli. 51 x 53.5 cm ¨ 1.800 € 530

265 THOMAS ALLOM (1804-1872) ‘Arzuhalci’, gravür, Fisher&Son, London&Paris basımı. 32 x 41 cm

234

¨ 650 € 190

266 ANGE JACQUES SUPPARO (1870-1948) Boğaz’dan görünüm, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı. 52 x 62 cm

¨ 3.000 € 880

267 TRISTAM ELLIS (1844-1922) ‘İstanbul-Boğaziçi’, kağıt üzeri suluboya, imzalı, 1910 tarihli. 16.5 x 37.5 cm

¨ 3.500 € 1.030

Eser, Bonhams Müzayede Evi’nin (Londra) 12 Aralık 2007 tarihli müzayedesinden satın alınmış. (Lot no 169) 235

268 ÇİFT OPALİN LAMBA Fransız, Neo Rönesans stilde tasarlanmış yeşil renkli opalin lambalar metal blanc pedestal bir kaide üzerine yerleştirilmiş pençe formlu dört ayak üzerinde yer alıyor. Gövde üzerindeki metal geçmelerde girlandlar, Yunan şarap tanrısı Bacchus portreleri ve bitkisel süslemeler çalışılmış. 19.yy. Yükseklik 73 cm 236

¨ 3.500 € 1.030

269 OPALİN LALEDAN İngiliz yapımı, pembe-beyaz renkli opalin haznesi ve laledan kenarları drapeli. Yanlarda yer alan sepet formlu sallantılar cam aplikelerle hareketlendirilmiş, şeffaf burgu dolamalara asılmış 19.yy. Yükseklik 77 cm

¨ 3.500 € 1.030

237

270 HALE NUROL (d.1958) Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2006 tarihli. 50 x 70 cm ¨ 1.000 € 295

271 GÜLTEKİN SERBEST (d.1955) Kız Kulesi, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2007 tarihli. 100 x 50 cm

238

¨ 1.500 € 440

272 HASAN DEMİR (d.1971) ‘Göksu’da sabah’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 80 x 105 cm

¨ 5.000 € 1.470

239

273 DAKTİLO Adler (Alman) marka, model no 7, 1900’lerin başı. 34.5 x 37 x 14 cm

¨ 1.200 € 355

274 DAKTİLO Remington (USA) marka, model no 11, RK80799 seri numaralı. 1920’ler. 40 x 28.5 x 20 cm ¨ 1.400 € 410

240

275 OPALİN VAZO Fransız, beyaz renkli taş opalinden yapılmış klasik formlu vazo. 20.yy başı. Yükseklik 39.6 cm

¨ 500 € 145

276 OPALİN LEĞEN İBRİK Fransız, beyaz renkli opalin leğen-ibriğin ağız kenarı kalın altın yaldız bordürle çevrili. İbrik yüzeyi altın yaldız girlandlar ve dalında pembe kır çiçekleri ile dekorlu. Leğenin iç kısmında ağız kenarında da benzer bitkisel süslemeler yer alıyor. 19.yy. Toplam yükseklik 28 cm Çap 31 cm ¨ 1.300 € 380

241

277 HAKAN KAMIŞOĞLU (d.1963) Fantastik kompozisyon, tuval üzeri akrilik, imzalı. 150 x 100 cm 242

¨ 6.000 € 1.765

278 HAKAN KAMIŞOĞLU (d.1963) Fantastik kompozisyon, tuval üzeri akrilik, mzalı. 150 x 100 cm

¨ 6.000 € 1.765

243

279 TANJU DEMİRCİ (d.1961) Soyut kompozisyon, tuval üzeri akrilik, lmzalı. 150 x150 cm

244

¨ 3.200 € 940

280 İBRAHİM TAYFUR (d.1971) Soyut kompozisyon, tuval üzeri akrilik, imzalı. 100 x 100 cm

¨ 2.400 € 705

245

281 KAHVE MAKİNASI S.G.D.G Peugeot Freres Brevetes (Fransız) yapımcı firma damgalı, model no A2, demir döküm kahve makinesi. Dörtgen formlu ahşap bir kaide üzerine yerleştirilmiş. Bu model firma tarafından 1879-1909 yılları arası üretilmiştir. Makine ölçüleri 22 x 20.5 x 47 cm Kaide ölçüsü 29.5 x 32.5 x 33.5 x 32 cm ¨ 1.100 € 325

282 HESAP MAKİNESİ Brunsviga (Alman) marka, model no 13 RK, 1950’ler. 22 x 29 x 16 cm ¨ 700 € 205 246

283 DUVAR TELEFONU L.M. Ericsson & Co. (Stockholm/İsveç) marka, AB 520 modeli, 1905 yapımı ceviz kabin içine yerleştirilmiş duvar telefonu. Çalışır durumda. 24 x 70 cm

¨ 2.200 € 645

284 ART DECO RADYO Philips (Eindhoven/Hollanda) marka, model no 834A, 1933 yapımı bakalit radyo. 20 x 41 x 49 cm ¨ 1.800 € 530 247

285 GÜMÜŞ TABAKA Rus gümüş, 84 ayar, Moskova şehir damgalı. Dikdörtgen formlu kutunun ön yüzünde savat işçiliği ile atlı araba konulu çalışma yeralıyor. Arka yüzde aynı teknikle spiral formunda birbirine geçmiş kıvrımlı dallar ve merkezde kalem işi tekniğinde bir madalyon mevcut. 19.yy. Ağırlık 119 g Ölçüler 6 x 10.3 cm

¨ 600 € 175

286 DÖRT ADET GÜMÜŞ KUTU a)Rus gümüş, 84 ayar, Moskova şehir ve AЛ usta damgalı. Dikdörtgen formlu kutunun ön yüzü kalem işi tekniği ile bitkisel ve geometrik motiflerle dekorlu. Arka yüzünde ithaf ve 1913 tarihi yer alıyor. Ağırlık 55 g Ölçüler 5 x 6 cm b)İngiliz, Birmingham şehir, John Gilbert usta ve 1898 tarih damgalı. Dikdörtgen formlu kutunun ön ve arka yüzü kalem işi tekniğinde kıvrımlı kenger yaprakları, boru çiçekleri ve yoncalarla bezeli. Ağırlık 63 g Ölçüler 6 x 8 cm c)İngiliz, CWS yapımcı firma damgalı(Cooperative Wholesale Society Ltd , 1932 sonrası). Dikdörtgen formlu kutunun ön yüzü kalem işi tekniğinde girlandlar ve çiçek buketleri ile dekorlu. Arka yüzü ise aznavur işçilikli. Ağırlık 96 g Ölçüler 4 x 9 cm d)Alman gümüş, 800 ayar, Lutz & Weiss Pforzheim yapımcı firma damgalı (1900’lerin başı). Dikdörtgen formlu, sade işçilikli kutunun ithaflı ön yüzü iki küçük taş ve zarif bitkisel kıvrımla bezeli. Ağırlık 48 g Ölçüler 4.3 x 8.5 cm ¨ 900 € 265

287 ÜÇ ADET GÜMÜŞ KUTU a)Webster Company (Amerika) yapımcı firma damgalı, yukarı doğru daralan dikdörtgen formlu kutu bozuk para cüzdanı olarak tasarlanmış. Sade işçilikli cüzdanın ön yüzü kalem işi tekniğinde ışınsal çizgilerle hareketlendirilmiş. Kenarları nilüfer çiçeği-palmet motifleriyle çevrili. Kalın örgülü, zincir formunda bir askısı mevcut. 20.yy başı. Ağırlık 67 g Ölçüler 5 x 7 cm (Zincirle birlikte 5 x 21 cm) b) F & B (Theodore W.Forster & Bro.) yapımcı firma damgalı, dikdörtgen formlu kutu bozuk para cüzdanı olarak tasarlanmış. Kapak yüzeyi MH inisiyalli. Zincir formunda bir askısı mevcut. 20.yy başı. Ağırlık 126 g Ölçüler 6 x 9 cm (Zincirle birlikte 6 x 20.5 cm) c)935 gümüş ayar ve M.K. usta damgalı, yuvarlak formlu ilaç kutusunun yüzeyi eflatun tonlarında aznavur işçilikli. Kapak üzerinde eflatun zemin üzerine altın yaldız çizgiler ile arma motifi işlenmiş. 20.yy başı. Ağırlık 26 g Çap 4.5 cm ¨ 600 € 175 248

DİZİN SANATÇILAR ACAR, İsmail ACAR, Salih AKÇA, Sabri AKDİK, Şeref AKORAL, Nevzat AKSOY, Fahir AKYAVAŞ, Erol ALLOM, Thomas ALTINOK, İsmail ANONİM ARBAŞ,Avni AREL, Şemsettin ATA, Mustafa ATALAY, Turgut ATEŞ, Ertuğrul AYAZ, Mustafa AYDINOĞLU,Cezmi AYDOĞDU, Habip BALABAN, İbrahim BAYKAL, Fahrettin BAYKAM, Bedri BERDAN, Nimet BEREKETOĞLU, Hasan Vecih BERK, Nurullah BEYAZIT, Ali Rıza BİGALI, Şeref BİLİŞİK, Hüseyin BOYAR,Pertev BURAK, Cihat CANDAŞ, Ali CEM, Yakup CİMOK,Faruk ÇEKLİ, Nazmi ÇETİNKAYA, Orhan DEMİR,Hasan DEMİRAĞ, Serap DEMİRCİ, Tanju DEVRİM, Nejad Melih DİKMEN, Şükriye DİNO,Abidin DOĞANÇAY, Burhan DORAL, Halit ELDEROĞLU, Abidin ELLİS, Tristam EREN,Cemil ERZEN, Jale Erzen EYÜBOĞLU,Bedri Rahmi EYÜBOĞLU,Eren

Lot No 229 262 244 113 199,200 84,192 169 265 261 183 114,231 212 176 174,211,213 223 2,3,54 ,123,156 23,24 19,20,147,190 120 143 224 141 198 228 103 44,172 85 50 8,134 36 232,233 75 51 245 272 222 279 9,63 154 64,82,83 6,237 173 92,93,139,165,196,197,227,242,246 267 148 241 62,101,240 61,137

Lot No İNAN, Ergin İYEM, Nuri

7 155,243

GAMSIZ, Leyla GENÇAYDIN, Zafer GÜLERYÜZ, Mehmet GÜNDAŞ, Aslan GÖKÇEBAĞ, Yalçın

119 37 170 35 100,171

KAHRAMAN,Ekrem KALMIK, Ercüment KAMIŞOĞLU, Hakan KESKİNOK,Kayıhan KOMET KOTAN, Ali

238,239 226 277,278 182 132,133,204 145

MISIRLI,Hidayet MİSMAN,Hayati MUALLA,Fikret NUROL, Hale OLÇAR,Sıtkı OTYAM,Fikret ÖZSEZGİN, Kaya

25 264 80,81,162,163,189 271 252,253 43 31

PAKSOY, Şahin PESEN, Mehmet PEKER,Orhan PEKMEZCİ, Hasan PİLEVNELİ, Mustafa

191 164,236 131 146 214

SAFİ, İbrahim SAİM, Hasan SERBEST, Gültekin SUPPARO, Ange Jacqoues SÜMER, Fahri

206 259,260 271 266 74,140

TANYELİ, Yavuz TAŞKINSOY,Vahap TAYFUR, İbrahim TOKAT, Mustafa Turgut TURAN,Selim TURANİ,Adnan TUTANT, Celal TÜRKER, Ayhan ULUÇ, Ömer ULUKILIÇ, Alp Tamer URUNÇ,Fatih UZEL,Mehmet UZELLİ, Ahmet ÜREN, Eşref ÜREN, Melahat YAZMACIYAN, Garabet YURTSEVEN, İsmet YEŞİL, Ahmet YÜCE, Hüseyin

42 257,258 280 205 45 4,5,52,53,124,138,157 230 32 144 221 121,122 22,34 263 33,94,95 73 102 71,72 21,181 175

249

KAYNAKÇA -ANNELIES, Alberse-Krekel, Art Nouveau and Art Deco Silver, Abrams, 1989. -ARSEVEN, Celâl Esad, Sanat Ansiklopedisi, Maarif Matbaası, 1966. -ARTUN Ali - DOSTOĞLU Haldun ‘1950-2000 Türkiye’de Çağdaş Sanat Müze Kitap’ Mas A.Ş. ,1999. -ATAÖV, Türkkaya, Prof.Dr, “Eşref Üren ve Doğa”, Ankara Sanat Dergisi, Sayı 182, Haziran 1981, s.12-15. -AZAK, Gürbüz, 3000 Türk Motifi, Azak Yayınları, 1993. -BARIŞTA, H. Örcün, Prof.Dr, Osmanlı İmparatorluğu Dönemi Türk İşlemeleri, T.C.Kültür Bakanlığı Yayınları, 1999. -BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU-EREN EYÜBOĞLU, Dirim Art, İstanbul, Şubat 2007. -BEDRİ RAHMİ 100 YILA DOĞRU, Artium, İstanbul, Mart 2009. -BENEZIT, E. 1999. -BERK, Nurullah - ÖZSEZGİN Kaya, Cumhuriyet Dönemi Türk Resmi, İş Bankası Yayınları, 1983. -BODUR, Fulya, Türk Maden Sanatı, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Sanat Yayınları, 1987. -ÇAKALOZ, Zeki O., “Çağrışımlarda Eşref Üren”, Sanat Çevresi Dergisi, Sayı 22, Ağustos 1980. -DERMAN, Uğur, Sabancı Üniversitesi-Sakıp Sabancı Müzesi Hat Koleksiyonundan Seçmeler, İstanbul, 2002. -ECZACIBAŞI SANAT ANSİKLOPEDİSİ, Yem Yayınevi, 1997. -ELİBAL, Gültekin, Atatürk ve Resim-Heykel, İş Bankası Yayınları, 1973. -ELİBAL, Gültekin, Şeref Akdik, Hayatı, Sanatı, Eserleri, İstanbul, 1974. -ELİBAL, Gültekin, Günümüz Elli Üç Türk Sanatçısı, AR Ajans, 1980. -ELİBÜYÜK, Mesut, Yrd.Doç.Dr, ‘Tarihi Coğrafya Bakımından Önemli Bir Kaynak: Cihannüma’, Coğrafi Bilimler Dergisi, Sayı 7, 2009, sf.93-109. -ELLIS, Marienne-WEARDEN Jennifer, Ottoman Embroidery, V&A Publications, London, 2001. -EROL, Turan, Yurt Gezileri ve Yurt Resimler (1938-1943), Milli Reasürans Sanat Galerisi Yayını, İstanbul, 1998. -ERSOY, Ayla, 500 Türk Sanatçısı, Altın Kitaplar, 2004. -GARNER Philippe, Phaidon Encyclopedia Of Decorative Arts 1890-1940, Phaidon Publications, 1978. -GİRAY, Kıymet, Prof.Dr, Nuri İyem, İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1998. -GİRAY, Kıymet, Prof.Dr, Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu, 2000. -GİRAY, Kıymet, Prof.Dr, Şeref Bigalı, Nisan 2007. -GÖNENÇ, Turgay, “Eşref Üren’de Ustalık ve İçtenliğin Birleşimi”, Sanat Çevresi Dergisi, Sayı 78, Nisan 1985, s.74-75. -GÖREN, Kamil A., 50.Yılında Akbank Resim Koleksiyonu, Akbank Kültür ve Sanat Kitapları, İstanbul, 1998. -GÜRSU, Nevber, Türk Dokumacılık Sanatı, Redhouse Yayınevi, 1988. -HARAN, Jim-Susan, Meissen Porcelain Identification and Value Guide, 2005. -İNAL, İbnülemin Mahmut Kemal, Son Hattatlar, İstanbul, 1970. -İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, TDY Yayınları, Cilt 12, İstanbul, 1995. -KALAYCIOĞULLARI, İnan, Yrd.Doç.Dr, Kâtip Çelebi’nin Cihânnüma Adllı Eserine İbrahim Müteferrika’nın Yaptığı Eklemeler Doğrultusunda Çağdaş Bilimlerin Türkiye’ye Girişi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe (Bilim Tarihi) Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yükseklisans Tezi, 2003. -KALAYCIOĞULLARI, İnan-ALTAYLI, Yasemin, ‘İbrahim Müteferrika’, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, Ağustos, 2010, sf.115-133. -KOVEL’S NEW DICTIONARY OF MARKS-POETRY & PORCELAIN-1850 TO PRESENT, Ralph & Terry Kovel, Crown Publishers, 1985. -KOVEL’S NEW DICTIONARY OF MARKS-POETRY & PORCELAIN-1650 TO 1850, Ralph & Terry Kovel, Crown Publishers, 1985. -KÜRKMAN, Garo, Ottoman Silver Marks, Mathusalem Publications, İstanbul, 1996. -MENGÜÇ, Aslan, Turgut Atalay, Bilim ve Sanat Galerisi Yayınları, İstanbul, Aralık, 2001. -ÖZCAN, Ümit Niyazi, “Heykeltıraş Burhan Alkar’ın Anıt Eserlerinin Tasarımı ve Kamusal Alan İle İlişkileri”, Journal of History School, Mart 2015, Sayı XXI, sf.398-434. -ÖZSEZGİN, Kaya, “Eşref Üren”, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı 248, Ekim 1977, s.27-28. -ÖZSEZGİN, Kaya, “Ankara Doğası ve Eşref Üren”, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı 4, Mayıs 1980, s.27. -ÖZSEZGİN, Kaya, “1940 Sonrası Türk Resmi”, Başlangıcından Bugüne Çağdaş Türk Resim Sanatı Tarihi, Tiglat Yayınları, İstanbul, 1982. -ÖZSEZGİN, Kaya, Türk Plastik Sanatçıları, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1994. -RADO, Şevket, Türk Hattatları, Yayın Matbaacılık, İstanbul, 1984. -RENDA,Günsel, Prof.Dr - EROL,Turan, Başlangıcından Bugüne Çağdaş Türk Resim Sanatı Tarihi, Tiglat Basımevi, 1980. -SERİN, Muhittin, Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul, 2003. -SÜRÜR, Ayten, Türk İşleme Sanatı, Apa Ofset, 1976. -ŞEREF BİGALI KİTABI, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2006. -TANSUĞ, Sezer, “Eşref Üren İçin”, Sanat Çevresi Dergisi, Sayı 22, Ağustos 1980. -TIRRI, C. Anthony, Islamic Weapons Maghrib To Moghul, Indigo Publishing, USA, 2003. -TOPDEMİR, Hüseyin Gazi, Prof.Dr, İbrahim Müteferrika ve Türk Matbaacılığı, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2002. -TOPDEMİR, Hüseyin Gazi, Prof.Dr, ‘Kültür Dünyasında Çığır Açtı: İbrahim Müteferrika’, Dil ve Edebiyat Dergisi, Aralık 2009, sf.16-33.

-TOPUZ, Hıfzı, Fikret Moualla Anatomie d’une Boheme (1903-1967), İstanbul, 2009. -URAL, Murat, Eşref Üren: Fırçam Hala Kurumadı, Milli Reasürans T.A.Ş. Yayınları, İstanbul, 1997. -ÜLKER, Muammer, Başlangıçtan Günümüze Türk Hat Sanatı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1987. -VAKIFBANK SANAT GALERİSİ, ‘Nakkaş; Fikret Mualla’ Sergi Kataloğu, 1995. -VINCENDEAU, Christine, Les Opalines, les Éditions de l’Amateur, 1998. 250 -ZİRAAT BANKASI RESİM KOLEKSİYONU, Ankara, 1992.

MÜZAYEDE GÜNÜ SALONDA BULUNAMAYACAKSANIZ... Müzayede öncesi satın almak istediğiniz eserleri bize bildirmeniz yeterlidir. İlgilendiğiniz eserlerle ilgili arka sayfada yer alan “Müzayede Sipariş Formu”nu doldurarak rezerv fiyat bırakabilir ya da müzayedeye telefonla katılabilirsiniz. Müzayede esnasında ilgilendiğiniz eserlere sıra geldiğinde görevli personel sizi arayarak müzayedeye katılımınızı sağlayacaktır. MÜZAYEDE ÖNCESİ VE MÜZAYEDE GÜNÜ Telefon: 312 442 38 91 312 442 38 92 532 424 87 34 535 434 79 50 554 824 41 55 Faks: 312 442 38 93 Numaralı fax ve telefonlardan siparişlerinizi bize ulaştırabilrisiniz.

251

15 Kasım 2015 Müzayede Sipariş Formu Müzayedeye katılamayacak olan alıcılar için düzenlenmiş bu formu doldurarak almak istediğiniz eserler için fiyat limiti verebilirsiniz. Formda yazılı bilgiler tamamen gizli tutulacaktır. Almak istediğiniz eserin lot numarasını, eserin tanımını ve kaç liraya kadar almak istediğinizi aşağıdaki form ile belirtiniz. Eksik doldurulan veya limitsiz bırakılan fiyatlar kabul edilmeyecektir. Bu form sadece satış için geçerlidir. Belirtilen limit içinde salondaki teklifin bir üzerine sizin adınıza fiyat arttırılacaktır. Salonda verilen teklif ile sipariş formundaki limit aynı olursa salondaki teklif öncelik kazanacaktır. Siparişlerde aynı limit söz konusu olduğunda firmamıza ilk olaşan form dikkate alınacaktır. Bu formu doldurarak limit veren alıcılar, müzayede kataloğunda belirtilen Müzayede Katılım Koşullarını peşinen kabul etmiş sayılır.

Birlik Mahallesi Doğukent Bulvarı 450. Cadde Vadi İkizleri Sitesi No: 3/A Çankaya ANKARA

252

Genel Koordinatör FULYA AKYILDIZ Müzayede Yönetici Asistanı FATİH ÖNDER Grafik Tasarım FATİH ÖNDER Metin Araştırmaları ve Yurtdışı İlişkiler DENİZ ÇANTAY Fotoğraflar MUHSİN ÖNDER Baskı ARKADAŞ BASIM SANAYİİ Hukuk İşleri ERBİL HUKUK BÜROSU Mali Müşavir AHMET KAYA Katkıda Bulunanlar SERCAN BEK AYŞİN AKIN ARKIN AKIN HAMZA KORKMAZ HASAN ŞENOL

253

254

255

Birlik Mahallesi Doğukent Bulvarı 450. Cadde Vadi İkizleri Sitesi No: 3/A Çankaya ANKARA