İKTİSAT - lideryayin.com

Geçmiş Yıllarda Çıkmış Soru Sayısı : 2 ... Bu kitabın mikro iktisat bölümünde yer bulan Marshall, ... Merkez Bankası Paras...

20 downloads 288 Views 2MB Size
1. CİLT

İKTİSAT

YAZARLAR Mikro Ekonomi Dr. ATAHAN ÇELEBİ Makro Ekonomi Uzman ESRA AKİZ

İK



Mikro İktisat

SA T

KÜNYE

Geçmiş Yıllarda Çıkmış Soru Sayısı Beklenilen Soru Adedi Geçmiş Yıl Çıkmış Soruların Başlıkları Ünitenin İçeriği ve Analizi

: 2 : 1 : Tercih ve Fırsat Maliyeti Üretim Olanakları Eğrisi Stok ve Akım Değişkenler : İktisat Nedir Mal Tanımları Kıt Kaynaklar İktisadi Mesele Tercih ve Fırsat Maliyeti Üretim Olanakları Eğrisi İktisadi Analiz

l. ÜNİTE MİKRO İKTİSATTA TEMEL KAVRAMLAR l. İKTİSAT VE İHTİYAÇLAR

İHTİYAÇLARIN SINIRSIZLIĞI ÜZERİNE Kayseri yakınlarındaki Kültepe-Kaniş Höyüğü’nde, kazı çalışmalarına başkanlık eden Prof. Dr. Tahsin Özgüç, günışığına çıkartılan çivi yazılı tabletlerde, M.Ö 2000 yılına ait önemli bilgilere rastlandığını söyledi. Özgüç, Kültepe ve Kaniş’e yerleşen Asurlu tüccarların Mezopotamya’dan getirdikleri kalay ve kumaşları Anadolu’da yüksek fiyatlarla satarak gelir elde ettiklerini belirterek şu bilgileri verdi: Asurlular silah yapımında kullanılan kalay ile dünya moda merkezi olan Mezopotamya’dan getirdikleri kumaşları Anadolu’da pazarlamışlar. Asurlu tüccarlar ayrıca, Mezopotamya’dan kendilerine kalay ve kumaş gönderen meslektaşlarıyla ve orada bıraktıkları yakınlarıyla karşılıklı çivi yazılı tabletler göndererek mektuplaşmışlar. Bu tabletler içerisinde Mezopotamya’da kalan Lamassi adlı bir kadın, Kaniş’de bulunan kocasına kervanla gönderdiği mektupta kaynanasını şikayet edip “Annenden çok çekiyorum, bana büyük kötülük yapıyor, artık bunu taşıyacak halim kalmadı. Bir an önce dön ve beni bu kadından kurtar” diyor. Mektubun devamındaysa “Biliyor musun insanlık ne kötüleşti, kardeş kardeşi yiyecek. Gönderdiğim kumaşların parasını niçin bana yollamıyorsun? Kız kardeşin, sen gittiğinden beri iki ev yaptırdı; biz ne zaman yaptıracağız?” diye soruyor. Kocasının Kaniş’ten geri dönmemesi üzerine dertli gelin, eşine gönderdiği ikinci mektubunda ise “Çocukların da büyüdü, onlara da söz dinletemiyorum. Annen ve çocukların beni öldürmeden çabuk gel.” diye yazıyor. Adam, aldığı mektuplara rağmen Mezopotamya’ya geri dönmüyor ve Kaniş’te ölüyor. Prof. Dr. Özgüç, kayınvalidesinden yana dertli olan gelinin gönderdiği iki çivi yazı mektubun, Kaniş’te ölen tüccara ait mezarda bulunduğu kaydetti. Son 4000 yılda ne değişti?

LİDER YAYINLARI

3

AT S İ

Mikro İktisat

KT

İ

Sosyal bilimlere bulaşmış hemen hemen herkesin bildiği Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi, insanların ihtiyaçlar evriminin aşamalarını kabaca ele alır. Yaşamsal ihtiyaçlar, güvenlik, aidiyet, saygı görme ve kendini gerçekleştirme. Gün içinde veya hayatımız boyunca yaptığımız pek çok faaliyet bu temel güdülerin bir parçasıdır. Bu güdüler karşılandıkça mutluluk veya haz elde ederken, karşılanmaması türlü sıkıntıyı beraberinde getirir. İhtiyaçlarımızın günden güne çoğaldığına inandığımız ama aslında sadece onları karşılama yöntemlerimizin biçim değiştirdiği bir dünyadayız. Yirmi yıl önce cep telefonu gibi bir gereksinim olmaksızın insanlar iletişim kurabilmekteyken, yirmi yıl sonra muhtemelen iletişim ihtiyacı için başka araçlar kullanacağız. KİŞİ BAŞINA GELİR ($) 30.000

ABD

25.000 BATI AVRUPA ve JAPONYA

20.000 15.000 10.000 5.000 0

1.000

1.600

1.800

2.000

DOĞU AVRUPA ve TÜRKİYE ÇİN AFRİKA ve HİNDİSTAN

SON BİN YILDA KİŞİ BAŞINA GELİRİN DEĞİŞİMİ Adam Smith’in ünlü eseri “Ulusların Zenginliği”nin ardından geçen iki yüz yılı aşkın zamanın içerisinde tüm ulusların o döneme kıyasla katlarca zenginleştiği tartışmasızdır. Nüfustaki büyük artışa rağmen, üretimin de giderek artması kişi başına düşen gelirin son bin yılda dünya genelinde 40 ile 300 kat arasında değişen oranlarda artmasını sağlamıştır. Bu zenginleşmeye rağmen tüketim kalıplarının ve standartlarının biçimindeki değişmeler, yoksulluğun iktisadın temel sorunları arasındaki yerinin kalıcı olmasına yol açmıştır. İnsan doğasının bir parçası olan mevcut kaynaklarla daha iyi bir duruma geçmek, temel ekonomik birimler olarak sıralayabileceğimiz

Toprak sahipleri

Tüketiciler Üreticiler/ girişimciler

Uluslar üstü kurumların Devlet

tamamı için temel ekonomik motivasyondur. Unutulmamalıdır ki, herhangi bir iktisadi birey, yukarıda bahsettiğimiz ekonomik birimlerin birden fazlası içinde yer alabilir. Tüm insanlar birer tüketici iken aynı zamanda girişimci, toprak sahibi veya ücretli çalışan olabilirler. İktisat, bu “durumu iyileştirme” faaliyetlerini bilimsel analiz yöntemleriyle anlamaya ve açıklamaya çalışır. Hipotezler kurulup, test edilir ve başarılı olanları kuramlara dönüşür. Bu kuramların bir kısmı da ekonomi politikası uygulamaları olarak karşımıza çıkar. Ülkemizde benzinin pahalı olmasının, bir türlü kurtulamadığımız cari açık sorununun, kemer sıkma politikalarında dar gelirlilerin hedef alınmasının ve hatta bir farenin on gramlık peynir için sarf edebileceği çaba düzeyinin iktisatta açıklanabilir bir karşılığı vardır. İktisat, ekonomik birimlerin davranışlarını incelerken matematik, fizik ve tıp gibi pozitif bilimlerden yararlandığı gibi davranış bilimleri, tarih ve siyaset gibi alanlardan da beslenir. Bunun doğal sonucu olarak da giderek genişleyen ve karmaşıklaşan bir yapıya ulaşmıştır. Bu durum, doğal olarak, iktisat derslerinin öğrencilerin bir kısmı açısından ilgi, bir kısmı açısından da nefret ile takip edilmesine neden olmuştur. Biz bu kitapta temel iktisadi davranış yasaları üzerinde dururken, iktisat dersini eşitlikler ve grafikler ezberletme seansı haline getirmek yerine, o karmaşayı ortaya çıkaran mantığı yansıtmanın çabasını gösterdik.

4

LİDER YAYINLARI

İK



Mikro İktisat

SA T

1. İKTİSAT NEDİR? İktisadın içeriği, insanın topluluklar halinde yaşamaya başladığı dönemden bu yana gelişmektedir. İktisadın adı (economics) ilk defa antik Yunan düşünürlerinden Xenophon’un (Ksenofon) “Oeconomicus” adlı çalışmasında yer bulmuştur. Bu çalışmada Ksenofon, hocası olan Sokrat’ın ekonomiye ilişkin düşüncelerine yönelik soru-cevaplarına yer vermektedir. Nispi olarak yakın dönem diyebileceğimiz coğrafi keşifler ve sonrasında merkantilizm, fizyokrasi ve faydacılık felsefesinin günümüz iktisadına önemli ölçüde destek verdiği ve klasik iktisadın doğuşuna temel hazırladığı rahatlıkla söylenebilir. Bununla birlikte, esasen bir ahlak profesörü olan Adam Smith, kullandığı teknikler ve meseleyi ele alış biçimi açısından bilimsel anlamda iktisadın kurucusu olarak kabul edilmektedir. Smith’in de içinde yer aldığı döneme kadar, iktisadi düşüncelerin büyük bir kısmı inanç, çıkar veya ütopyalar doğrultusunda şekillenmiştir. Marjinalist devrim olarak tanımlanan on dokuzuncu yüzyılın içerisinde (1870-1890) iktisat bilimi temel çıkarımlarını matematiksel temellere oturttu ve onu bir daha asla bırakmadı. Bu kitabın mikro iktisat bölümünde yer bulan Marshall, Cournot, Walras ve Pareto gibi bir çok iktisatçı ve ünitelerimizde ele alacağımız pek çok konu da o dönemlerde oluşturuldu. 1929’daki büyük buhran öncesine kadar iktisadın toplumu ilgilendiren kısımları genel olarak bilim dışı kalma eğilimini sürdürdü. Keynes’in “Genel Teori” kitabı (1936) bu anlamda modern makroekonominin başlangıcı olarak kabul edildi. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası dönemle birlikte hızla büyüyen iktisadi ilişkiler ekonomi biliminin de yeni dallar geliştirmesine yol açtı. Peki o zaman iktisadı tanımlamak istersek ne söylemeliyiz? Giderek genişleyen ve farklılaşan bir bilim olan iktisat için dar bir tanım yapmak imkansız hale gelmiştir. İktisadın bugüne kadar yüzlerce defa tanımı yapılmış olsa da Paul Samuelson’un meşhur iktisadi sorununu içeren “iktisat neyin, nasıl ve kimler için üretileceğini inceleyen bilimdir” tanımı ve Lionel Robbins’in “İktisat, insan istekleri ile alternatif kullanım alanları olan kıt kaynaklar arasındaki ilişkilere yönelik insan davranışlarını inceleyen bir bilimdir” tanımı öne çıkmaktadır.

H

SMIT

S

BBIN

L RO

E LİON

M ADA

ÖNEMLİ

İktisat KITLIK ve TERCİH bilimidir.

Tanımda geçen istek kavramı ile ihtiyaç kavramı genellikle birbiri yerine kullanılır. Dolayısıyla istek ve ihtiyaçların özellikleri çoğu defa ortak olarak verilmektedir. Öncelikle bu kavramların tanımlarından, arkasından ihtiyaçların özelliklerinden bahsedelim. İhtiyaç, bireylerin karşılanmasını istedikleri eksiklik duygularıdır ve karşılanmadığında acı ve üzüntü yaratır. Örneğin açlık bir ihtiyaçtır. İstek ise, bu ihtiyaçların karşılanma biçimidir. Örneğin, açlığın somun ekmek veya lüks bir restoranda karşılanması isteği yansıtır. Buna göre isteklerin özellikleri şöyledir: ¯¯ İhtiyaçlar süreklidir. ¯¯ İhtiyaçlar karşılandıkça şiddetleri azalır. ¯¯ Bazı ihtiyaçlar karşılandıkça şiddetleri artar. Örneğin, bağımlılık yaratan maddeler.

LİDER YAYINLARI

5

AT S İ

Mikro İktisat

KT

İ

¯¯ İhtiyaçların şiddetleri birbirinden farklıdır. ¯¯ İhtiyaçlar kişiden kişiye veya toplumdan topluma değişir. ¯¯ İhtiyaçlar ve onları karşılayan mallar birbirinin yerine geçebilir (ikame edebilir). Örneğin çay içmek yerine kahve içmek.

II. İSTEK ve İHTİYAÇLARIN KARŞILANMASI İstek ve ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere tükettiğimiz şeyler mal veya hizmet olarak tanımlanır. Hizmet, fiziki özellik taşımasa dahi, genel olarak mal ile aynı kabul edilir ve iktisatta sadece mal türlerine yer verilir. Bu nedenle öncelikle iktisatta kullanılan mal türlerini gözden geçirelim. 1. İKTİSADİ MAL ve SERBEST MAL İktisat, elde edilmek için çaba veya para harcanan malları analizine dahil eder. Bu tür mallara iktisadi mal adı verilir.

Elde edilmek için para veya çaba harcanan mallardır. Dİ

A TİS

İK

L

MA

İktisadi malın bir değerinin olmasının sebebi ise arzının, tüm talebi karşılayamayacak kadar sınırlı olmasıdır.

Elde edilmek için para veya çaba harcanmayan mallar. L

R

SE

A T M

S BE

İktisadın konusu olmayan bu mallar için şimdilik soluduğumuz havayı örnek verebiliriz. Bu malların arzı toplumun tamamının talebini rahatlıkla karşılayacak durumdadır.

Serbest mal, talebi olmayan veya arzı sınırsız olan mallar anlamına gelmez. Burada asıl kastedilen arz ve talep dengesinin fiyatın oluşmasına engel olacak bir seviyede eşleşmesidir.

BAĞLANTI KURALIM

6

LİDER YAYINLARI

2. CİLT

YAZARLAR

İKTİSAT

Para, Banka ve Finansal Piyasalar İktisadi Doktrin Uzman ESRA AKİZ Büyüme ve Kalkınma Ekonomisi Uzman LADİN SÜMER Uluslararası İktisat Türkiye Ekonomisi Uzman SERAP KAPIZ

İK



Para, Banka Ve Finansal Piyasalar

SA T

KÜNYE

Ünitenin İçeriği ve Analizi Paranın Tanımı Paranın Fonksiyonları Likidite Paranın Tarihsel Gelişimi Paraşüt Teorisi Para ikamesi Para Arzı Tanımlaması Kaydi Para Kaydi Para Çarpanı Parasal Taban

Rezerv Para Merkez Bankası Parası Parasal Taban Çarpanı Dışsal – İçsel Para Arzı Para ikamesi Senyoraj geliri

I. ÜNİTE PARANIN TANIMI VE TEMEL KAVRAMLAR 1. PARANIN TANIMI Paranın icadı insanlık tarihinde iktisadi açıdan son derece önemli bir gelişmedir. Günümüzde paranın olmadığı bir ekonomi düşünülemez. Paranın temel iktisadi amaçlar üzerindeki etkisi, paranın tanımlanmasını ve fonksiyonlarının belirlenmesini zorunlu kılar. Evrensel olması açısından baktığımızda parayı tanımlamanın çok kolay olmadığı söylenebilir. Biz burada ortak yapılan bir tanımlamadan bahsedeceğiz.

Para, malların ve hizmetlerin satın alınmasında ve borçların geri ödenmesinde genel kabul gören her şeydir. Aslında buradaki tanımlamanın davranışsal olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü halkın para olduğuna inandığı her şey paradır. Halkın bir varlığı para olarak kabul etmesi halkın güvenine bağlıdır. Halkın güvenini belirleyen de paranın fonksiyonlarıdır (işlevleridir). 1.1 PARANIN FONKSİYONLARI

Paranın Fonksiyonları (İşlevleri) sel Gelenek r nla o iy s k Fon

Modern nlar Fonksiyo

LİDER YAYINLARI

3

Para, Banka Ve Finansal Piyasalar

T SA

İ T K

İ

1.1.1 PARANIN GELENEKSEL FONKSİYONLARI

Paranın Geleneksel Fonksiyonları Aracı Değişim Olma

irimi Hesap B Olma

uhafaza Değer M a Aracı Olm

hh Değişim Aracı Olma: Bu anlamda para, mal ve hizmetler için ödeme yapmada ve borcu kapatmada kullanılmaktadır. Para bu şekilde iki mal arasında yer almaktadır. Mal  Para  Mal Kişiler ellerindeki malları para karşılığında satarlar ve bu para ile istedikleri malları satın alabilirler. Böyle bir durumda paranın olmadığını düşünürsek Mal Mal Yani malın malla değişimi söz konusu olur. Malın malla değişimi trampa düzeninde geçerlidir. Ancak böyle bir durumda malın malla değişiminin söz konusu olması için isteklerin çifte beraberliği gerekir. Bu da işlem maliyetlerini beraberinde getirir.

Paranın değişim aracı olarak kullanılması ile ¯¯ İşlem maliyeti ortadan kalkar. ¯¯ İşbölümü ve uzmanlaşma ortaya çıkar. ¯¯ Ekonomik etkinlik artar.

İsteklerin çifte beraberliği, bir şey üretip satmak isteyen birinin, kendi sattığını satın almak isteyen ve satın almak istediği şeyi satan birini bulması gerektiğidir. Yani istekler tam olarak uyumlu olmalıdır. Bu ise eğer özel düzenlemeler yoksa mübadelenin zamanı ve mal ve hizmetlerin miktar ve değeri ile ilgili sorunları beraberinde getirir.

Değişim aracı olma fonksiyonunu anlayabilmek için bir iktisat öğretmeninin trampa düzeninde iktisat dersi anlatmak karşılığında nasıl yemek yiyebileceğini düşünün. TÜYO

4

LİDER YAYINLARI

Para, Banka Ve Finansal Piyasalar

ÇIKMIŞ SORULAR

ÇÖZÜMLEME

İK



SA T

Aşağıdakilerden hangisi paranın kullanıldığı değiş tokuş sistemleriyle karşılaştırıldığında, takas sisteminin dezavantajlarından biridir? (KPSS 2011) A) İsteklerin karşılıklı olarak çakışma zorunluluğunu karşılayamaması B) Malların değiş tokuş maliyetlerinin zaman içerisinde azalmasını sağlayamaması C) Değiş tokuşta uzmanlaşmış birimlerin değişim maliyetlerinin azalmasını sağlayamaması D) İş bölümünün gelişmesini engellemesi E) İşlem maliyetlerinin ortadan kaldırılmasını sağlayamaması Takas ekonomisini paranın kullanıldığı değiş tokuş sistemleriyle karşılaştırdığımızda, takas ekonomisinin dezavantajlarından biri isteklerin karşılıklı eşleşememesidir. Takas ekonomisinde malın malla mübadelesi söz konusudur. Ancak böyle bir durumda tarafların karşılık olarak alıp vermek istedikleri mallar ve miktarları konusunda eşleşme gerekmektedir. Buna isteklerin çifte beraberliği diyoruz. Zaman içinde takas ekonomisinin zorluklarını ortadan kaldırmak için herkesçe kabul edilen paralı sistemler kullanılmaya başlanmıştır. CEVAP:A

Paranın değişim aracı olma fonksiyonunu yerine getirebilmesi için aşağıdaki özellikleri taşıması gerekir: Paranın Özellikleri

Malın değerinin kolayca öğrenilebilmesi için standart olmalıdır. İşlem maliyetini önlemek için genel kabul görmelidir. Değişimi kolaylaştırmak için bölünebilir olmalıdır. Riski azaltmak için kolay taşınabilir olmalıdır. Uzun süre kullanılabilmesi için çabuk bozulmamalıdır. Güven duyulması için kolay taklit edilememelidir.

LİDER YAYINLARI

5

T SA

İ T K

İ

Para, Banka Ve Finansal Piyasalar

Aşağıdakilerden hangisi paranın özelliklerinden biri değildir? (KPSS 2008)

ÇIKMIŞ SORULAR

A) B) C) D) E)

Değişim aracı olması Taşınmaya elverişli olması Bölünebilir olması Heterojen olması Değer saklama aracı olması

Paranın fonksiyonlarını; • Değişim aracı olma • Hesap birimi olma ve • Değer saklama aracı olma şeklinde ifade ederiz.

ÇÖZÜMLEME

Paranın değişim aracı olarak kullanılabilmesi için gerekli olan bazı özellikler vardır. Bunlar: • Standart (homojen) olması • Genel kabul görmesi • Bölünebilir olması • Taşınabilir olması • Çabuk deforme olmaması ve • Kolay taklit edilememesidir. Sorunun seçeneklerini değerlendirdiğimizde paranın fonksiyonları ve özelliklerinin birlikte değerlendirildiğini görüyoruz. Ancak D seçeneğinde verilen heterojen olması paranın özelliklerinden biri değildir. Malın değerinin belirlenmesinde kolaylık sağlaması için para homojen yani standart olmalıdır. CEVAP: D

hh Hesap Birimi Olma: Para da kilogram, metre gibi ölçü birimleri ile benzer bir şekilde, mal ve hizmetlerin, borç ve alacakların değerini ölçmeye yarar.

MAKRO MİKRO

KALKINMA

ME

ÖRNEKLERLE ÖĞRENELİM





PARA

Bir ekonomide iktisat kitabı, çay ve çiçek gibi üç tane mal olsun. Bu durumda;  Çayın iktisat kitabı cinsinden fiyatı  Çayın çiçek cinsinden fiyatı  İktisat kitabının çiçek cinsinden fiyatı şeklinde sadece üç fiyat tanımlamak yeterli olurdu. N malın bulunduğu bir takas ekonomisinde tanımlanması gereken fiyat sayısını hesaplamak için n x ( n – 1 ) / 2 formülü kullanılmaktadır. 10 adet mal için 10 x ( 10 – 1 ) / 2 = 45 100 adet mal için 100 x ( 100 – 1 ) / 2 = 4950

1000 adet mal için 1000 x ( 1000 – 1 ) / 2 = 499.500 adet fiyat olur. İşte böyle bir sorunun çözümü için mallardan birinin ekonomiye para olarak girmesi yeterli olur. Bu durumda tanımlanması gereken fiyat sayısı ( n – 1 )’e düşer. Böyle bir durumda 10 adet mal için ( 10 – 1 ) = 9 100 adet mal için ( 100 – 1 ) = 99 1000 adet mal için ( 1000 – 1 ) = 999 olur. Görüldüğü gibi paranın kullanılması ile fiyat sayısı ciddi bir şekilde azalmaktadır.

6

LİDER YAYINLARI